29 Nisan 2018 Pazar

CHP partilikten çıktı, aş evine döndü


Neval Kavcar
CHP-İP-SP sıfır barajda anlaşmışlar. Burada kazanan SP ile İP olur. O kadar ki CHP ile birlikte “sadece biz yokuz demek için DP’yi de yanlarına” almışlar. Ana muhalefetle top gibi oynuyorlar. “AKP’nin mayası, ülkücülerin anahtarı bizde” palavrasını CHP tabanına yedirmeye çalışıyorlar.

Yanlarına kimi alırlarsa alsınlar. CHP ile görünmek problemse, “CHP-İP bir araya gelecek” sözleri “çirkinse” DP üzerinden mi temizlenecekler? Kaldı ki, İP kurulma aşamasında iken Aytun Çıray’ı kuruluş hediyesi gibi gönderen Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ile birlikte olunabilir, grup kursunlar diye 15 vekili gönderen CHP ile de anlaşılabilir ama “biz ayrı adayımızı çıkarırız” hikayedir. “Cumhurbaşkanı çıkaramazsak bile meclisi kilitleriz” stratejisi, iki hava civa parti ile olmaz.

Bunlar ne kadar da 16 Nisanın etkisinde kalmışlar. Kendilerine önem atfetmişler. 16 Nisanda sistem vatandaşa anlatılamadı. 5. Kol gibi çalışan bir kısım medya 16 Nisanı sabote etti. Hele Hürriyetin bir buçuk yıldan fazla 15 Temmuz “kontrollü darbe” üzerinden algı yapması, kriptoların harekete geçmesi ile bugün aynı değil.

16 Nisanda “hayır” verdiğini söyleyen birçok kişinin “yanılmışız” noktasına geldiğini biliyorum. O bakımdan “hayır bloğu” gibi sanal birliktelik üzerinden strateji üretenler, havasını alır. Öyle bir temel yok ortada.

CHP aş evine döndü. Baraj altı kalacak olanlardan medet umup, birkaç vekillik karşılığında sözde şinerji oluşturup, boşa giden oyu ortadan kaldıracaklar. Meral Hanım iyi pazarlamacı,. Torpille beş mi altı ay mı vekillik yapıp, sanki ömrü hayatı bakanlıkta geçmiş, çok başarılı olmuş gibi geçmişini pazarladığından, Kemal Bey gibiler de sanıyor ki İP’ten en az %10 gelir.

Biraz siyasi akılları kaldıysa MHP-AKP tarzı ittifak kursunlar. Kimin nesi var, seçmen mührü bassın ortaya çıksın. Yoksa böyle “karıştıralım, ver bize 25 vekil” demek CHP seçmenine kazık atmaktır. Zaten CHP iradesini ve vekillerin kimliğini hiçe sayıp İP’ye gönderildi, bari ittifakta hak yemesinler. İP’nin sanal yükseltilerine kanmasınlar.

MHP seçmeni, “Fethullah Gülen de dâhil herhangi bir dini cemaat ya da tarikatla bir irtibatım yok. Olsaydı gururla söylerdim” diyen Meral Akşener mühür basmaz.
Çok kızgınsa belki sandığa gitmez, o da uzak ihtimal. Havada ülke bekasına tehdit kokusu aldılar. İki elleri kanda olsa gidip mührü üç hilale basar bozkurtlar.

***

“EN GENİŞ KAPSAMLI ÇOĞULCULUĞA DAYALI DEMOKRASİ” PALAVRASI

Kafadan bir terim bulmuşlar fıkra gibi. “En geniş kapsamlı çoğulculuk” CHP-İP-SP ve DP demek gibi algı operasyonu yapıyorlar. Bu seçimi aynı 16 Nisandaki gibi algı operasyonu ile almaya çalışıyorlar. Proje yedi düvelin, sanatçılar yerel.

FETÖ, liberaller, küreselleşmeci STK’nın, 5. Kol medya ve yabancı istihbaratçıların bulandırdığı hava sonunda, PKK’nın gerek bölgede, gerekse büyük şehirlerde vaktiyle kurduğu baskı sona erdi. Hâl böyle olunca PKK partisinin tepelerine bindiği vatandaş nefes aldı. 7 Haziranda baraj altı kalacağı görülen HDP’ye yardım CHP’den gelmişti.

Daha geriye gidersek, Leyla Zana’lı ırkçı Kürtçüleri meclise ilk sokan da CHP’nin o dönem ki versiyonu idi. Yine gençlik yıllarımızda Kürtçülerle kucak kucağa olan Perincek dahil dönemin sol fraksiyonları “halkların özgürlüğü” adı altında yedi düvelin taşeronluğuna soyunmuştu.

Lafı uzatmıyorum CHP-İP-SP, HDP’ye sırtlarını dayayıp seçimi almak istiyorlar ama yan yana gözükmemek gibi kalleşliğe de zirve yaptırıyorlar. Yapılan anlaşma ile “kazanalım eski günlerinize döneceksiniz” iddiası ise oldukça vahim.

İddia diyorum ama gerçek şu ki İyi Partinin parti programında ki “Doğu-Güney Doğu Sorunu” bölümünde yazanlara hiçbir İP’li cevap ver-e-miyor. O bakımdan “ben HDP yöneticisi olsam, bir o yana bir bu yana kıvıran partilere güvenmek yerine” , “arkadaş 2. Tur boykotunu ilk tura çekiyorum, sıfır baraja beni almazsanız sandığa gitmeyeceğim” derim. Zaten %5’in altındalar. İP’den daha iyi durumdalar orası ayrı.

Bunu söylerken, HDP gibi bir partinin olmasını demokratik bulmuyorum. Hiçbir ülke kendisinden toprak koparılmasını savunan partiye demokrasi gereği gibi salakça bir bakış açısından bakmaz. Fakat hem onlara sırtını yaslayıp, hem de milleti kandırmalarını yanlış buluyorum.

***

GÜL’ÜN DİREKSİYONA GEÇMESİ İŞE YARADI MI?

Gül üzülmüş “elini taşın altına sokmaz, sağlamcıdır” sözlerine. Gül’ün köşk önünden “üst görevlerde doyuma ulaştım” tonunda söyledikleri bile iticiydi düşünene. Boş vaktinde bir düşünsün “niye bana karşılar acaba?” diye.

Büyük kesim “aday değilim” olarak algıladı orada söylediklerini ama YSK seçim takviminde adaylar resmiyet kazanana kadar inanmayacağım.
AKP içinden eleştirenleri uyardığı, ortak aday göstermeye karşı çıkanları “beni aday yapmazsanız nal toplarsınız” dediği, yedi düvele de “evin içini nizam gereği düzenlerim” dediği düşünülürse biraz daha
bekleyelim derim.

 29 Nisan 2018

28 Nisan 2018 Cumartesi

Gül Muhalefete “tren kaçmak üzere” dedi


Neval Kavcar
“Gül, Ayaz Ağa kasrından beklenen açıklamayı yaptı” diye düştü kamuoyuna. Şu vakte kadar duyduğumuz ne varsa, doğru olduğunu ilk ağızdan öğrendik.

“Aday olmaya hazırlandığını” ama gerekli mutabakatın sağlanamadığını belirtti.

Tarafsız olduğunu, çok çalıştığını, Türkiye’nin geleceğinden başka bir şey düşünmediğini ifade etti. Polemiğe girmek istemediğini söyledi ama ülkenin önündeki önemli dönemeçlerde hep zıt söylemler içinde oldu.

Aylardır ortalıkta dolaşırken nabız yoklandığı, ortak aday olmak için çalışıldığı ortaya çıktı. Konuşmasında “beklentim yok” dedi ama aylardır bu hedefe kilitlendiği, bu adaylık için uzun süredir çalışıldığı ortaya çıktı.

O sürenin de, Cumhurbaşkanlığı görevinin sona erdiği tarihten itibaren başladığını söyleyebiliriz. Eşinin intifada söyleminin anlamı da buymuş.

Bu açıklamanın eski yol arkadaşlarına “aday değilim” konuşması değil tam aksi ona karşı çıkanlara “fırsatı kaçırmayın” konuşması olduğunu düşünüyorum.

“Türkiye’nin geleceği güçlü bir demokrasiden, kuvvetler ayrılığı prensibinden, hak ve özgürlüklerin evrensel niteliklerdeki standartlarda uygulanmasından geçtiğidir” diyerek, kendisine karşı çıkanlara “parlamenter sistem” mesajı verdi. Oysaki İki başlı bu sistemin hazırlığını yapanlar arasında kendisi de vardı. (21 Ekim referandumu)

Ayazağa kasrı önünden yapılan bu konuşma ile “ben olmazsam Erdoğan’ı al aşağı etmenize imkan yok” demiştir.

“Bana geldiler ama gerekli mutabakat sağlanamadı, haydi bana Eyvallah” konuşması değildir o konuşma. Karamollaoğlu’nun bir iş beceremediğini görünce, kendisi geçmiştir projenin başına.

O konuşma, CHP tabanını ve karşı olanları ikna edebildi mi derseniz, kişisel görüşüm “hayır.” Sadece CHP yönetimin iknasına “açık” hale gelmişlerdir.

Önümüzdeki kısa süreçte İP-CHP-SP-HDP başta olmak üzere bir araya gelip “Gül”ü aday gösterirlerse, film yeni başlayacak.

Anafikir: Abdullah Gül kendisine karşı çıkanlara “beni aday göstermezseniz, kazanmanıza imkan yok” demiştir.

Konuşması, Cumhur ittifakına harp ilânıdır.

***

SAYGI ÖZTÜRK’ÜN FETÖ’CÜLÜK ANALİZİ

“Bakanlığı döneminde FETÖ okullarının ziyaret edilmesi ve desteklenmesi için kriptolu genelge yayımlayan, bu yapıyla ilişkili olanları önemli görevlere atadığı bilinen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “çatı aday”formülünü de “FETÖ'cü”dedikleri Meral Akşener boşa çıkardı. Bu durumda Akşener nasıl FETÖ'cü oluyormuş? Bunu da unutmayalım” demiş Saygı Öztürk.

FETÖ’cü demek ki böyle tespit edilir? FETÖ’cü hakimlerle kumpas, kaçak FETÖ’cü Emre Uslu ile Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine twitleşme, 2 ABD Ankara Büyükelçisinin CHP-MHP ortak adayı Akşener olsun raporu, Nurettin Veren’in beyanları.. Önemsiz öyle mi? Şimdi Gül için çekilmemesi FETÖ’cü olmadığının kanıtıymış Saygı Beye göre. Ona strateji denilir kanımca.

FETÖ’cülük, ışık evlerinde maklube yemek değildir. FETÖ’cülük CIA’nın yerel ayağıdır. İkbal için işbirliği yapanlar var. Şahsen bana “şu FETÖ’cü” dendiğinde, ummadığım biriyse bile açık kapı bırakıyorum. Bilemezsiniz. Saygı Öztürk, FETÖ bilirkişisi olmuş kutluyorum.

Akşener’i beğeniyorsa farklı meziyetler bulsun. FETÖ’cü değil diye kimse Cumhurbaşkanı yapılmaz. Uğur Dündar’ın Cumhurbaşkanı olma kriterleriyse Akşener’e hiç uymuyor.

***

MİLLET FİL SURESİ OKUYOR

Bu kadar karanlık, gizli kapaklı işlerin çevrildiği, kumpasların kurulduğu seçim dönemindeyiz. Vatandaş namazının ardından, Fil Suresi okuyup “vatan-millet düşmanları dağılsın” diyor.



28 Nisan 2018

27 Nisan 2018 Cuma

Yurtta sulh konseyinin siyaset ayağı kim-ler mi?


Neval Kavcar
bu yazı yayınlanmadı.
Fatih Altaylı aylar önce “Gül, tavşan aday mı” diye sormuştu. Mantıklı gelmemiş, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı yapmış biri “tavşan aday” olmayı kabul eder mi denmişti.

Bu arada Fehmi Koru “Gül adayım demedi hiç” diyor. “Aday değilim de demedi.” Proje başka adaysa, karartma onun üzerinden yapılmış olabilir. Niye? Demek ki asıl adayın yumuşak karnı var. Ya da her birini meydana salalım, kim ne kotarırsa.

Abdullah Gül, açıklama yapacak bu konuda. Fehmi Koru’ya göre “yeni sistemin niye olmayacağını en iyi o anlatırmış.” Bıraksınlar bu işleri. 21 Ekim referandumunda Cumhurbaşkanını halk seçsin mi referandumunu kim yaptırdı acaba?

Gül henüz geri adım atmış değil. AKP’den, tekrar bakan, vekil olamayacaklar için ucu açık bir aylık süreç var önlerinde. Altın vuruş niye yapmasınlar?
***

FETÖ GÖLGESİ OLANLAR  ADAY OLMAMALI

Günlerdir Meral hanımın inadı konuşuluyordu, şimdi ikisine birden “aday olma” baskısı yapıldığı yazılıp çiziliyor. Gül ve Akşener’e. Gül’ü anlarım da, Akşener’i kim takıyor acaba? Tesadüfe bakın ki ikisi de kontenjan, ikisi de bedavacı, ikisi de başkalarını sırtından bu günlere ulaşmış.

Meral Hanım’ın MHP’yi ele geçirme hamlesini unutmayalım. FETÖ’cü hakimler önünü açsa da, eli boş kaldı. Onca kriptoya rağmen üstelik. Kaçak FETÖ’cü Emre Uslu ile olan “Cumhurbaşkanlığına aday olma” twitlerini de sildirmiş, muhatabınınkiler ve beynimize kazınanlar yerli yerinde.

Nurettin Veren’in iddiasına göre FETÖ’nün ricası ile bakan yapılan, sonrasında Veren’e teşekkür mektubu yazan Meral Akşener’de hangi ışığı gördüler de, beş benzemez yanına konuşlandı?

Peki ya Gül? Annan Planında yer gök oynarken, en önemli açıklamaları bakanlık yetkililerine yaptırıyordu. Barzani referandumda Türkiye topraklarını oylarken “aman dikkatli olalım burada Kürtlerin akrabaları var” demişti. Şu vakit oldu, Zeytindalı Harekâtını kutlamış değil.

Başlıkla yazım alakasız mı oldu acaba? J))
***

SAYGI ÖZTÜRK’ÜN FETÖ’CÜLÜK ANALİZİ

Bakanlığı döneminde FETÖ okullarının ziyaret edilmesi ve desteklenmesi için kriptolu genelge yayımlayan, bu yapıyla ilişkili olanları önemli görevlere atadığı bilinen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “çatı aday”formülünü de “FETÖ'cü”dedikleri Meral Akşener boşa çıkardı. Bu durumda Akşener nasıl FETÖ'cü oluyormuş? Bunu da unutmayalım” demiş Saygı Öztürk.

FETÖ’cü demek ki böyle tespit edilir? FETÖ’cü hakimlerle kumpas, kaçak FETÖ’cü Emre Uslu ile Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine twitleşme, 2 ABD Ankara Büyükelçisinin CHP-MHP ortak adayı Akşener olsun raporu, Nurettin Veren’in beyanları.. Önemsiz öyle mi? Şimdi Gül için çekilmemesi FETÖ’cü olmadığının kanıtıymış Saygı Beye göre. Ona strateji denilir kanımca.

FETÖ’cülük, ışık evlerinde maklube yemek değildir. FETÖ’cülük CIA’nın yerel ayağıdır. İkbal için işbirliği yapanlar var. Şahsen bana “şu FETÖ’cü” dendiğinde, ummadığım biriyse bile açık kapı bırakıyorum. Bilemezsiniz. Saygı Öztürk, FETÖ bilirkişisi olmuş kutluyorum.

Akşener’i beğeniyorsa farklı meziyetler bulsun. FETÖ’cü değil diye kimse Cumhurbaşkanı yapılmaz. Uğur Dündar’ın Cumhurbaşkanı olma kriterleriyse Akşener’e hiç uymuyor.
***

MİLLET FİL SURESİ OKUYOR

Bu kadar karanlık, gizli kapaklı işlerin çevrildiği, kumpasların kurulduğu seçim dönemindeyiz. Vatandaş namazının ardından, Fil Suresi okuyup “vatan-millet düşmanları dağılsın” diyor.


26 Nisan 2018 Perşembe

CHP, İP ve HDP kapalı devre anladık da, batarya nerde?


Neval Kavcar
HDP adayı Demirtaş oldu. “Haydi gençler lay laylom” tarzı twitler atıldı sayfasından.

İP adayı aylardır “ben cumhurbaşkanı olacağım” diyen Akşener. Emre Uslu ile 2013’de ki twitleşmesi yine onun adaylığı üzerineydi.  ABD iki Ankara Büyükelçisinin CHP-MHP adayı olması hakkındaki raporda öyleydi. Batı ona çok anlam yüklemiş durumda. O kadar ki CHP, tereddütsüz 15 vekil verdi.

CHP, bahar aylarında olmamız sebebiyle papatya falı açtı. Sürekli yeni aday adı pompalanıyor. Velev ki İlhan Kesici oldu.

Masanın dördüncü ayağı SP olmadan, nasıl ayakta kalacaklar? Bu üç parti sözde mecliste çok kuvvetli olup, olası Erdoğan’ın seçilmesinde onu kıpırdatmayacaklar gibi beyin yakan düşünceler pompalanıyor.

CHP tabanı kesinlikle Gül’ü istemiyor ve Akşener’de Gül lehine çekilmiyor-muş. Allahım ne dik duruşlar dediniz, değil mi? Helal olsun diyen de çıkmıştır. Gözlerimiz yaşardı.

CHP’nin 15 vekiline muhtaç, genel merkezinin önünde in ve cinin top oynadığı, sanal parti İP’in barajı aşması kırmızı karın yağma ihtimaline denk. Gugılcı Taylan’ın sanal oyunları sandığa kadar.

Ya HDP? 7 Haziran 2015’de barajı CHP’nin seçmen himmeti ile aşan PKK partisi, mapustaki eski genel başkanını aday gösterdi. Küçük Emrah pozisyonu ve Mandela olma özentiliği ile baraj aşma ihtimali, bölgede PKK’nın güç kaybetmesi ile sıfır.

İP ve HDP, CHP koltuk değneği ile ayakta dururken nasıl olup da mecliste hem çoğunluğu alıp, hem de Cumhurbaşkanlığı kazanacak?
CHP: %25, HDP: %4, İP: %2. Matematiksel hesap böyle.

16 Nisan bunların çok iştihasını kabartmıştı, o köprünün altından sel aktı.

Arada ki en az %20’lik fark ne olacak? Kaldı ki, bol kepçe oran yazdım. Tamamen, CHP kaynağında beslenen, bu üçlüye muhafazakar-milliyetçi hatta “Gel ki Gülem” diyen Kemal Beye CHP seçmeni oy vermeyeceğini söylüyor. CHP’li ailelerin evinde Gül kavgası var.

Gelelim mantığa. AKP’den en az %20 oy koparmadan başarı imkanı var mı, yok.

Akşener’in sözde pek bir dik durduğu, mapustan Demirtaş’ın aday gösterildiği, CHP’nin fıçıya rastlanmış düşünen adam profilinde, bu üçlüden umut var mı?

Hesap ortada. Ekip, eski AKP’li, güçlü görünümlü, batının değer verdiği, BOP eş başkanlığına aday olmaya gönüllü olduğunu çeşitli vesilelerle deklere eden biri ile hareket etmedikçe, sıfıra sıfır elde var sıfır.

O bakımdan kimse kalkıp da, “Gül lobisi Akşener’e savaş açtı, hepsi çok güçlü, birbirinden bağımsız seçimlere girecek, yurtta sulh, cihanda sulh” demesin.

Birinci tur, 2. Tur, çeyrek fikstür, final diye kıç oynatmayı bıraksınlar.
“Milli mi olacağız, yedi düvelin lojistik destek verdiği gayrı millilerle BOP’a mı döneceğiz?” sorusuna cevap versinler.

***

ACABA DİYORDUK, MEĞER O DA KUMPASIN PARÇASIYMIŞ

MHP’ye FETÖ yargı kumpası kurulduğunda, Özdağ, Halaçoğlu, Yeniçeri  kendilerini yollara vurmuştu. Diyarbakır’a gitmişler, Samsun’a çıkmışlar, Malazgirt’ten sırıtmışlardı. Aynı bugünlerdeki gibi garip tavır içindeydiler.

FETÖ’cü hakimler, FETÖ bağlantılı vekillerin delege ayarlamaları ile MHP’de kurultay zorluyordu. Demokrasinin olmazsa olmazı hukuk katledilmişti. Hukuka hukuk içinden cevap vermenin bir ayağı da Gemerek kararı idi.

Halaçoğlu’na fazla anlam yüklediğimizden olsa gerek, olup bitende figüran diyorduk. Öyle değilmiş. Bakın attığı twite.

“Yusuf Halaçoğlu @yusufhalacoglu- 22 Nis
Boş yere bağırıp çağırmayın. Artık Gemereğin de hükmü yok. Ters açıdan gol geldi. Hani ağzından salyalar akıyordu ya, şimdi söyleyenlerin ağzından akıyor. Siz yaparken iyi, başkası yaparsa kötü.”

Bu twitin altında yüzlerce yorum var.
HasnCyln@HcylAnHc2000-@yusufhalacoglu adlı kullanıcıya yanıt olarak
Gerçekten tam ters açıdan oldu meral teyzeye mhp içinden destek gelecek diye beklerken, süpriz destek chp'den geldi , asıl merak edilen şey ise bu #AbidikGubidik olayın sponsoru kim?”

Duamız, MHP’ye kazık atıp, haram ettiğimiz vekil aylıklarını afiyetle yemeye devam eden bu dört vekilin, 24 Haziran saat 19 da TBMM ile tüm bağlarının kesildiğini duymak üzerine. Amin.

 26 Nisan 2018-Soma

24 Nisan 2018 Salı

CHP’de Gül kavgası


Neval Kavcar
CHP, İP ve SP ittifak yapıp, Abdullah Gül’ü destekleyecekleri tuhaf bir yapı için uğraşıyorlar. Tuhaf diyorum, Abdullah Bey partiler üstü olmak istiyor. Bu arada HDP’yi unutmayalım, o da Gül, diyor. Niye Gül? AKP’den oy gelmezse, kumpas ittifakının şansı yok.

Peki A.Gül, AKP’den oy kotarabilir mi? Ona aday rolü biçenlerde bilmiyor, şanslarını deneyecekler. Lakin AKP tabanı, Gül’ü tanımıyor. Geçmişte gölge yer fesleğeni gibi davrandığından iki puan çekse, 10 puan CHP tabanından kaybedeceği aşikâr. Bir şekilde Akşener’in peşine düşen ülkücü ise gördükleri, duydukları karşısında lâl olmuş durumda.

Bu ekibin oldukça fazla problemi var. İlki CHP’nin tabanı Gül adını duymaya tahammül edemezken, CHP yönetimi “adlar üzerinde durmayalım” diye durumu gevşetmeye çalışıyor. Salı günü sözde hem Cumhurbaşkanı adayını MYK’da belirleyecek, hem de Kılıçdaroğlu’na “ittifak yetkisi” verilecekti.

İttifak yetkisi verildi ama CHP MYK “adayı CHP milletvekilleri seçsin” gibi garip bir sonuca varıldı. Aslında gariplik yok, kendi kamuoylarına oynuyorlar. İki adayın adı geçiyor, Muharrem İnce ve Yılmaz Büyükerşen. Kısa dönem tavşan adaya en uygun ad Büyükerşen. Zamanı geldiğinde Muharrem İnce, Gül için adaylıktan vazgeçmez, Büyükerşen boyun eğer.

İki ay önce CHP ile yan yana gelecekleri iddiasını “çirkin” bulduğunu söyleyen Meral Hanımın burnu, Pinokya gibi uzamaya başladı. CHP, partinin kuruluş hediyesi olarak Aytun Çıray’ı paketleyip yollamıştı. Her hareketleri proje dahilinde.

Ortada çok problem var demiştim, ilki Gül için tabana ikna etmek, CHP tabanından fire vermemek gerekiyor.

CHP ile ittifak yapılmasını bekleyen, İP’yi vekillik için destekleyenler, eğer ki resmi ortaklık olmazsa isyan başlatabilir. Gül ortak aday ilan edilirse CHP tabanı “hayır” der. Şimdi bu çıkmazdalar.

Daha önce bahsettiğim CHP’nin adayı Büyükerşen, İP’nin adayı Akşener, SP’nin adayı Abdullah Gül(SP’ye de hormonlu vekil gelebilir mi?), HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş olur da ilk tura böyle mi gidilir?  

Haziranın ilk haftasına kadar herkes kendi seçmenini elde tutar, son düzlükte, üç aday Abdullah Gül için çekilir. Hepsi birlikte yalandan parlamenter sistem için yüklenirler.

Niye yalandan? 367 nedeniyle Abdullah Gül’ün önünü tıkayan CHP idi. A.Güllü AKP, 21 Ekim 2007 referandumu ile “Cumhurbaşkanını halkın seçmesi” için oylattı “evet” çıktı. Gül “parlamenter sistemden” yana idiyse iki başlı bir devletin olmayacağını biliyor olmalıydı.

Başbakan ve Cumhurbaşkanını ayrı ayrı halkın seçtiği, deve değil kuş değil gibi garip bir yönetim olur mu? Parlamenter sistem diyorlar ama o sistem fiilen, 2014 Cumhurbaşkanı seçimiyle sona ermiştir.

***

ALABİLİRLERSE İLK TUR YOKSA 2. TURU ZORLAYACAKLAR

Gelelim bugüne. İkinci tur garantisi yok, kamuoyu araştırmaları Erdoğan’ın ilk turda seçileceğini gösteriyor. Yedi düvel Türkiye’de seçim yapılmasın derken, millet kimden yana olacağını bilir.

Cesaret edilemeyen seçenek, CHP-İP-SP resmi ittifakı. İşte o sebepten CHP tavşan adayı “o seçsin, bu seçsin” deyip duruyor. HDP, her şekilde bunların yanında olduğunu deklere etti.

“Akşener” sonuna kadar İP’nin adayı olur düşüncesi en zayıf halka. Verilen rolü oynayan proje o. “Adaylıktan çekilmem” masalına inanan inansın, vakti geldiğinde çekilecek. İstanbul Belediye Başkan adayı olduğunda, MHP tarihinin en düşük oyunu aldı.

Kumpas mı kuruyorlar, ne yapıyorlar belirsiz. O bunla, bu onunla görüşüp duruyor. Plan belli, o plan için emek sarf ediliyor görüntüsü çiziliyor.

***

CHP PARTİ MECLİSİNDE KAVGA

Niye? Abdullah Gül konusunda.. Muharrem İnce “geçmişteki CB adaylığını Anayasa mahkemesine götürdüğümüz bir kişiyi aday göstermek CHP’nin kendisini inkâr etmesidir” demiş.

15 vekil kavgası da kaymağı olmuş.
Kemal-Meral gitmeden, memlekete huzur haram anlayacağınız.


25 Nisan 2018

Yedi düvel 15 Temmuzun rövanşına hazırlanıyor

Neval Kavcar
CHP’li vekillere köle muamelesi yapanlar “parlamenter sistemi geri getireceğiz” diyor. Kölelerin yeni sahibi de “köle ticaretinden” memnun hemen YSK’ya koşmuş. Bunlar siyasi köle. “Biz niçin İP’e geçiyoruz” diye itiraz etmek yerine “ama biz CHP’den aday olmak istiyoruz” demişler.

Vekil transfer rezilliğini “muhalefetten beklenmeyen çıkış” diyenler var. Kahramanlık gibi. Öğretmenler bu yapılana kopya der, sıfırı basar. Kopyayı verene de, alana da. Yapılan büyük suç. YSK, açık oturumla vekil transferini kabul etmemeliydi.

Lafa geldi mi “demokrasi, özgürlük”, icraata geldi mi vekiller zorla başka partiye “marş marş.” Vekiller süt dökmüş kedi gibiydi.  Vahim tarafı da “ama biz CHP’den aday gösterilmek isteriz” demeleri. Dertleri sadece bu. Vekil olmak. Mesela; MHP’de “bir dönem dinlenin” dendi diye Akşener’in sepetine dolanlar var. Onlarda aynı kategoride. Vekil olsunlar da HDP de olsunlar, hiç fark etmeyecek onlara.

Gördüğünüz gibi son vukuat, vekilleri dama taşı gibi oradan oraya sürmek. Vekillere köle muamelesi yapıldı dedim, tarih boyunca bilinen adıyla “köle ticareti.” İç güveysi gidenler sözde üzgün, sıkıntısı olan basar istifayı. İki gün sonra vekil listesi yapılırken İP’de olmalarına üzülüyorlar o kadar.

Vekillik uğruna düştükleri duruma mı yanalım, kurşun asker gibi ordan oraya gönderilmelerine mi? Bu işin parti disiplini ile de zerre ilgisi yok.

***

CHP’DE, İP’DE SUÇ İŞLEMİŞTİR

Kamuoyu önünde, ilan edilerek yapılmış olan vekil ticareti suçtur. Devletin var olan yasasını korsan bir yöntemle delmek, yapılanı marifet gibi basın toplantısı ile açıklamak daha büyük suçtur. Konu sadece Seçim kanunu değil her kanunun bu şekilde aşılabileceğinin örnekliğini yapmıştır CHP.

Rezalete ne denilirse denilsin şirinleşmez, yasal olmaz.
Yapılan aynı zamanda milliyetçi-muhafazakâr kesimi kandırma girişimidir. “Şeffafız” ayağı ile açıklama kamuoyu önünde yapılıyor, CHP-İP organik bağ kuruyor ve buna “ittifak” demiyorlar.

Perşembe günü vekil listeleri teslim edilecek. Seçim yardımı var. Gibi basit sebeplere inanmak zor. Yaklaşık iki yıldır oradan oraya gezen, ellerini cebine atmayan bu insanlar alınacak 25 milyona muhtaç değil. Yedi düvelin BOP planını parti programına koyan bir parti şu vakte kadar nasıl yürüdü? Farklı siyasiler nasıl bunlara yönlendirildi? FETÖ’cü hainler niçin MHP’de Akşener MHP’nin başına geçsin diye kurultayı zorladı.

CHP-İP-HDP kesin, görünür şekilde ittifak yapacağız duyurusunu Salı günü Kılıçdaroğlu’nun “adayımız Malcomx” demesinin ardından yapabilir. SP ile görüşme sonrasında CHP-İP, SP’nin Malcomx’ini destekleme kararı alabilir..
Mahşerin dört atlısı meydanlara çıkıp “demokrasi, parlamenter sistem” diyecek, Malcomx’da ne demekse “partiler üstü” görünümüyle bulutlar üstünden “BOP projesini sürdürmez, evimizin içini düzenlemezsek karışıklık” olur diye nutuklar atacak.

Bu ülkede hiçbir Cumhurbaşkanı tarafsız olmamıştır. İktidar partisinin gösterdiği adaylıkla Çankaya’ya çıkan bir fani ne kadar bağımsız olursa o kadar olmuştur. Bu vesile ile CHP’nin adayı “Çankaya noteri”  olur mu olur?

Ne dedi Karamollaoğlu? "Abdullah Gül'ün ortak adaylığı söz konusu mu?" sorusuna "Sorularınız bu hafta sonuna doğru cevap bulacaktır."
Cevap belli.
BOP ekibi hafta sonu start alacak.

***

23 NİSANDA TBMM’DE ŞİRRETLİKLER

Milletimiz o kavgacı, yıkıcı şirret üslubu seyretti. CHP ve HDP’li vekillerin ortaya koyduğu tablo, önümüzdeki iki ayında aynası olmuştur. Buna bir de Akşener’in mesnetsiz çamur sıvamalarını da eklerseniz, ortalığı toz duman kaplayacak demektir.

Yapmak istedikleri kavga ve gerginlik ortamıyla, siyasete Gezi olayları benzeri isyanı yerleştirmekten ibarettir. Sorosvari figürleri, parti programlarında BOP projeleri ile milletin önüne çıkacak bu kesime elbette gereken cevap sandıkta verilecektir. Lakin yapılmak istenen milletin kafasını karıştırmaktan ibaret olacağı, TBMM’de ki tavırlarından belli olmuştur.

***

İYİ PARTİNİN BASIN KARARGAHI YENİÇAĞ GÜL’E KARŞI

“Aman Gül demeyin” diyorlar. BOP’çu falan demeye getiriyorlar. Eşit vatandaşlığı, Doğu-Güney Doğu Anadolu Sorunu diye Kürt özerklik sınırlarını parti programına koyan Akşener değil mi?

Yeniçağ’ın patronu da muhtemel Perşembe günü vekil adayı olacağı için, yazarlar topluca Meral Hanıma yağ çekme yarışına girmiş.

Yok değilse, Akşener ile Gül arasında bir fark var mı?


24 Nisan 2018

22 Nisan 2018 Pazar

Yeni BOP Projesi ve bileşenleri


Neval Kavcar
Bunu geçtiğimiz ekimde İyi Parti kurulurken programını görünce anlamıştık. MHP’de FETÖ’cü hakimler ile kurultay kupası kurulduğunda söylemiştik. Baykal’sız CHP’ye Kılıçdaroğlu, Bahçeli’siz MHP’ye Akşener’i uygun görenler, Erdoğansız AKP’ye de şu anda adı aday olarak geçen muhteremi uygun gördükleri iddia edilmişti.

CHP’den 15 vekilin İP’ye geçeceğini iki buçuk ay önce yazdım. Olurda erken seçim olursa İP seçime giremeyecek, bu yolu kullanacaklar demiştim. Ekimde Aytun Çıray’ın İP’e geçmesi de projedir, 15 vekili talimatla İP’e yollamak aynı projenin parçasıdır. Hatta 2016 yılında MHP’yi ele geçirme planında ortak hareket edip, ihraç edilen MHP’li 5 vekilde aynı projenin parçasıdır. Bağrımızda fesat beslemişiz meğerse.

Yapılan, yedi düvelin BOP projesi için taze bir parti ve BOP’u yürütecek Cumhurbaşkanı adayına yol vermektir.

O bakımdan şimdi bu zevatın söyleyeceği her şey 24 Haziranda hükümsüzdür. CHP ve İP’nin erken genel seçim öncesi alenileşmiş organik birlikteliği, YSK’nın “seçim takvimini” açıklaması ile resmi hüviyete bürünmesi de beklenebilir.

Hatta şu saatten sonra, PKK partisi, SP ile de bir araya gelebilirler. Her şey olabilir. Hareket, atış serbest. Yeter ki Yedi düvelin arzu etmediği “Cumhur ittifakı” kazanamasın.

Türkiye seçime gitmiyor, aziz vatan üzerinde hesabı olanlarla varlık yokluk savaşına giriyor. 15 Temmuzun rövanşını 24 Haziranda almak için, şu iki ayda kim bilir daha neler göreceğiz.

Yedi düvelin yerel figüranlar üzerinden hesabını Allah(c.c)’ın bozacağına inanıyorum.

***

PAZILIN SON PARÇASI KÖŞKTE BEKLİYOR..

 “Yüz bin imza hazır” lafı balon çıktı. İP seçime giremeyeceği için vekil olma hevesi ile partiye konuşlananlar, homurdanmaya başlamıştı. Bu istihbarat içerden. Yüz bin değil bir milyon imza toplayacağını söyleyip hava atan Meral Hanım, ilçelere yönetici bulamamıştı. Başka parti üyeleri ile kongre yapıldığı, YSK incelemesinde yazıyor.

Yüz bin imza toplayamaz bunlar dedim. Nasıl ki parti kurmayı beceremediler, hep kontenjan olup bedavacılığa alıştılar, yüz bin imza da toplayamazlar. CHP’nin hülle yolu ile 15 vekili İP’ye geçti. Güneş motel rezaleti diye hafızalara kazınan rezaleti aleni yeniden yaşıyoruz.

CHP, 7 Haziran 2015 genel seçiminde PKK partisi baraj altı kalmasın diye tabanını HDP’ye transfer etmişti. Hatta PKK partisi ile hükümet kurmaya kalkmıştı. İttifaka HDP’yi de alabilirler. Çekinceleri bitti.

İttifak, seçim takvimi başladıktan 7 gün içinde yapılacak. Bizi hiç yanıltmadan yürüyor İP.

İttifaka ya da 24 Hazirana kadar İP’ye destek veren vekilgözleri partide tutmanın formülü de bu 15 vekil. Hepsinin adı vekil olarak yazılacak listelere. 26 Nisan Perşembe günü vekil başvuruları için son tarih çünkü.

CHP-İP’yi Allah bir yastıkta kocatsın, ne diyelim.
Valla ben de “topunuz gelin” diyorum artık.
Hodri meydan.

Not: CHP, niçin YSK kararını beklemeden vekilleri İP’ye gönderdi. Birlikte hareket edecekleri için, YSK İP için seçime girebilir kararı verseydi bağ kurmada geç kalınabilirdi.

***

YALAN HABERİN YAPTIRIMI YOK MU?

Cumartesi günü Hürriyet’te şöyle bir haber vardı. Sadece Hürriyet’te değil, Sözcü, Yeniçağ, Oda.tv, Cumhuriyet vs gibi öncelikle MHP ve bahçeli aleyhine haberlerin paslaşma ile çoğaldığı tüm mecrada. Hürriyet gazetesindeki o haber İHA kaynaklı.

Bahçeli itiraz etti, AK Parti vazgeçti... İYİ Parti için formül bulunamadı.” 21 Nisan 2018-İHA

İyi partinin vaktinde kuruluşunu tamamlamadığı gerekçesi ile seçime girememe durumu var-dı. İyi parti kendisine özel yasa çıkarılsın şımarıklığı içinde baskı yapıyor-du.

Dönelim İHA kaynaklı Hürriyet haberine. Sözde AKP İyi partiye özel yasa çıkarmak istemiş, Bahçeli engel olmuştu. MHP liderine Kızılcaham’da bu durum soruldu. “Dileğim odur ki basın bir kerede doğru yazsın” dedi.

Ortadaki bu yalan haberin kaynağı gibi görünen Türkiye Gazetesi haber ajansı İHA bu haberi nasıl üretti diye kendilerine sordum. İki gün geçmekle birlikte cevap vermediler.

Bu haberde iki parti ve lideri hedefe oturtulmuş, başka bir parti ise haksız yere ezilen konuma sokularak, toplum yönlendirilmiştir.

Göbeğinde Hürriyet ve İha’nın olduğu “yalan” habere bir yaptırım olmayacak mı? En önemlisi İHA o haberi nasıl yaptı? İhlâs Holdingden cevap bekliyoruz.


21 Nisan 2018 Cumartesi

Muhalefetin “16 Nisan Soros Projesi”

Neval Kavcar

Muhalefet kafasına göre takılıyor gibi görünse de, tepe noktada ittifak görüşmesi sürüyor. CHP yönetimi Salı günü Kılıçdaroğlu’na ittifak yetkisi verecek. Aslında konu ittifaktan çok eşgüdüm.

Peki ne oluyor? Akşener adaylığını ilan etti. CHP bir adayla ortaya çıkacağa benziyor. HDP’de öyle. Fakat plan başka.

Hep deniliyor ya, her parti kendi adayını çıkarsın, en çok oy alan aday 2. Turda herkes tarafından desteklensin. İyi de, adı geçen partilere bakıldığında, en yüksek oranı CHP’nin %25 ile alacağı belli iken niçin böyle tutarsız bir strateji peşine düşmüş olabilirler? Fakat plan başka.

CHP’li bir adayın alacağı oy belli. Akşener’in ki de belli, SP’nin de belli. 2. Tura bel bağlamak gibi bir sığlığa düşecekleri ihtimali zayıf, Dedim ya plan farklı diye.

Abdullah Bey’e yakın olan kesimden “Velev ki Abdullah Bey seçime SP adına girdi 2. Sırada oy potansiyeli kazandı. 1. Sıradaki partililer mızıkçılık yaptığında ne olacak? Üstelik 2. Tur kumardır” dendiği iddiası var. Plan farklı efendim. Yedi düvel meydanı Türk Milletine bırakır mı hiç?

Asıl formül, Abdullah Gül’ün “partisiz aday” formülü. Böylelikle “parlamenter sisteme dönüş yolunda bağımsız Cumhurbaşkanı adayı” görüntüsü çizme düşüncesi. Bu stratejinin daha doğrusu hayalin sebebi de 16 Nisanda %48’lik neticeye giden yolda bileşenlerin kendi alanlarında serbest çalışmasıydı. Soros’un, farklı güçleri, farklı mevzilerde aynı amaç için çalıştırması formülü.

İP, CHP, HDP, SP’i ekecek. Yedi düvelin stratejik adayı 24 Haziranda biçerdöverle sandıklara girecek.

Bu şekilde, ülkücüler, PKK kökenliler, muhafazakârlar ve CHP’liler farkında olmadan aynı kulvarda (yedi düvel adına) yan yana yürüdüklerini göremiyor olacaklar. Aynı 16 Nisanda olduğu gibi. Her kesim “bizim aday belli” düşüncesinde büyük çaba gösterecek. Son düzlüğe girildiğinde, tavşan adaylar çekilecek. 2. Tura bel bağlayacaklarını nedense bir türlü düşünemiyorum.

16 Nisan projesi, 24 Haziran seçimine uyarlanmak için geri sayıma geçti bile.

***

16 NİSAN PROJESİNİN ZAYIF-KUVVETLİ YÖNLERİ

Planın zayıf yanı: Abdullah Gül ya da benzeri bir başkası, AKP’den oy kotarır sanıyorlarsa feci yanılıyorlar. Gül, hep geride durup Erdoğan’ın vitrininden faydalanmıştır. AKP tabanında karşılığı yok.

Bir hatırlatma; CHP ve İP içinde olan milliyetçi-ulusalcı kesime şunu da hatırlatırım ki, Erdoğan “Kürt açılımında” gereken adımları atmadığı, İran’a ambargoyu delmek ve yedi düvelin istikametinden saptığı içindir ki 15 Temmuz darbe girişimine maruz kalmıştır.

Bilgi notu: Abdullah Gül, 8 Kasım 2017’de “hepimizin evimizin içini düzene koymamız gerekir. Bunu koymadığımız süre içerisinde bir gün gelir ya insanlar ayaklanır ya da dış müdahaleler kaçınılmaz hale gelir” demiştir. Bundan BOP çizgisinde devam edeceği anlaşılıyor.

Plan şöyle: Akşener, Gül ve Selvi Kılıçdaroğlu’nun dahi bilmediği mucize aday(toplamda üç bir de HDP’nin adayı) sahalara inip top koşturacak. Meydanlar kimi işaret ediyorsa, ona yönelecekler.

Senaryo “Soros’tan galiba kardeş” diyelim mi?

16 Nisanın %48’lik mucizevi planından medet umarak, Kandil’in, yedi düvelin desteğini yanlarına alarak, vendetta maskelerinin gizlediği yüzleri ile toplumun karşısına çıkacaklar.

Projenin zayıf yönü, 16 Nisandan bugüne iki askeri harekatın yapılması, milli damarın kuvvetlenmesi.

Kuvvetli yönü, birbirinden bağımsız hareket edecek bileşenlerin birden büyük olması. Daha çok dikkat çekme ihtimali.

24 Haziran genel seçim değil, yedi düvelle meydan muhaberesi olacak. Allah kılıcımızı keskin ve Türk Milletini muzaffer eylesin inşallah.



20 Nisan 2018 Cuma

Muhalefet dediğin seçime sevinir

Neval Kavcar
Bizimkiler 24 Haziranı duyunca, ağlamaya başladı. “Darbe diyen de çıktı, muhalefetten korkuyorlar” diyen de. Korkan, önünde bir buçuk yıl varken “erken seçim” resti çeker mi? Kim korkuyor, herkes görüyor.

Bildiğiniz dağıldılar. O heyecanla “Akşener bir milyon yüz baloncuklu imza ile aday olacağım” dedi. CHP “bekleyin, yakında” dedi. SP başka kafada. HDP ayrı Dünyada. CHP’liler, İP kabul ederse 15 vekille seçime sokacaklar İP’yi, öyle diyorlar. Akşener, CHP’li 15 vekili takkayı göğe ata ata kabul eder de, ah o ülkücüler yok mu?

Yaptıkları siyaset, MHP’den biraz çaldık, birazda AKP’den oy koparacağımız adayı bulalım stratejisi. Hangi dümeni çevirir de başarılı oluruz diye, kafalarındaki kırk tilkinin kuyruğunu birbirine değdirmeden dolaştırıyorlar.

Şimdi bunlardan vatana fayda gelir mi? “Parlamenter sistem diyorlar, OHAL’den şikayetçiler, PKK’ya karşı yapılan harekata karşılar, arkadan dolanıyorlar..” Amaçları bu milletin yüzü gülsün, yedi düvelin kontrolünden çıksın değil “tekrar eski günlere nasıl döneriz” peşindeler.

Şu işe bakın TÜSİAD’da seçime hazır değilmiş. “Olsun bari” anlamında bir şeyler gevelemişler. Hayırlı bir şey deseler, şaşardık.  

Bu arada Doğan Medya, ana muhalefet görevine tam gaz devam ediyor. Nerdeyse onlar aday ilan edecek Abdullah Beyi. Baktılar CHP-İP-SP’den hayır yok.

***

AKŞENER OLUŞUMUNDAN GERGİNLİK SİYASETİ

Görevi, ülkedeki küskünleri ve MHP tabanının bir kısmını ana adaya kanalize etmekten ibaret. Kanımca partiyi kurmamak için çok uğraştılar başardılar da. Ortada seçime girecek parti yok.

Neyse efendim, Akşener hayatı boyunca kurduğu yakınlıklar sayesinde hep kontenjan aday olmuş, etkisiz elemandan başka değil. MHP’ye gelmek için  kendinden önce gelen başka bir DYP’liyi kullanan, bu hanımın peşine takılıp giden akıllılara da selam olsun.

Konumuz, Akşener’in MHP’den ihraç edildikten sonra yeni mecrasında koşma da isteksiz oluşu. Sanki zorluyorlar gibi de kimler? 16 Nisanda ‘hayır’ çıksaydı siyaseti bırakacağını söyleyen muhterem, 24 Haziranda netice ne olursa olsun ayrılacaktır. Götürüye aldığı tarih Cumhurbaşkanlığı seçimidir, erken olmasına, hatta partinin seçime giremeyecek oluşuna seviniyor emin olun. Çarpışarak kaybedecek aklı sıra.

Parti kurmak isteseydi geçtiğimiz bir yıl içinde rahat rahat kurardı. Koray Aydın içinde geçerli bu. Daha önce teşkilattan sorumlu biri olarak, il-ilçelerde kongre tamamlamadan seçime giril-e-meyeceğini bilmiyor mu?

Kongrelerini martta bitiren İyi parti 1 Nisanda kurultayını yaptı. Ekleyin üzerine altı aylık yasal süreyi. Seçime gireceği tarihi bulursunuz. Bu gevşeklikle 100 bin imza da toplayamaz bunlar.

Şu lafa bakın hizaya gelin şimdi. “Geçen referandumdaki gibi YSK üzerinden bir hileye başvurursanız bütün fetvalarınızı size yediririm.” Akşener
Hem referandumdan şüphe ettirip fitne sokuyor, hem de devleti tehdit ediyor. “yasaya göre seçime giremeyiz biliyoruz ama bizi seçime sokun” diyor. Ne siyasi terbiye, ne de adap var.

Özdağ’da aynı kafa. Partileri seçime girmezse o seçim meşru olmazmış. Seçim kanununda bunlarla ilgili özel madde var sanki..İP’nin kanun nezdinde durumunun ne olduğunun da farkıında. “Olmazsa, DP ya da SP ile gireriz” diyor.

SP olmazda DP ile belki girerler. Şimdi, Akşener bir milyon yüz baloncuklu imza ile aday olacak. SP’nin adayı “ne zaman çıksam” diye bekliyor Huber köşkünde.

2. Tur stratejileri dağıldı, seçime hazırlıksız yakaladılar.
Yani: Önümüzdeki hafta “inceldiği. Yerden kopsun adayı” ile kamuoyu önüne bir ihtimal çıkabilirler.

***

O AVUKAT, BU DAVAYI BIRAKMALI

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin Keş Dağlarında düş-ürül-mesi konusuna devam.

15 Temmuz darbe girişiminden bir ay önce, davaya takipsizlik kararı verilmişti. Üstü örtülüp, közün sönmesi bekleniyordu. Geçen hafta “takipsizlik kalktı ama 132 şüpheliden sadece FETÖ ile irtibatı tespit edilenlerin kalktı. Geri kalan 112 kişi için şimdilik dava yok. Vicdanlar kanamaya devam ediyor.

Burada söylemek istediğim mevzu ise apayrı. Dava avukatlarından birisi, sosyal medya hesabında boy boy İyi Parti reklamı yapmış. 

Velhasıl dava avukatı, bir yandan “dava niye tüm şüpheliler” için açılmadı diye soruyor, bir yandan da açılmadı dediği şüphelinin kurucu üye olduğu partinin reklamını yapıyor. Allah akıl fikir versin.


19 Nisan 2018 Perşembe

24 Haziran Araf’ta son gün

Neval Kavcar

26 Ağustos tarihi yeri göğü sarstı, 24 Haziran daha şiddetli geldi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kabul edildikten sonra, halâ “parlamenter sisteme” dönme propagandası yapan muhalefet ektiğini biçti.

Bu sistem mademki kabul edildi, Araf’ta beklemeye gerek yok. 24 Haziranda o bekleme bitecek. Mehmetçik Suriye topraklarında iken patinaj yapma lüksümüz yok. Muhalefetin ayakları yere basmayan, mandacı çıkışları yerine, gücünü milli iradeden alan bir devlet sisteminin acil devreye girmesi gerekiyordu.
***

ABDULLAH BEY BEKLEYE BEKLEYE BİR HÂL OLDU

Abdullah bey cephesinde durum karışık. 2. Tura güvenmiyor ve ilk turda SP-HDP-CHP-İP’nin adayı olmak istiyor. İP diyorum ama TBMM’de seçim kararı alınıp, YSK’nın seçime katılacak partileri açıklaması gerekir önce. Yasaya göre İP seçime giremiyor. Girebileceği tarih, 1 Kasımdır. O da teşkilatlanmayı bitirdiyse.

100 bin imza peşine düştü. Sebebi SP, DP ya da başka bir parti adı altında ilk tura girerse bir şekilde yanına çektiği ülkücülerin Üç hilale basması kaçınılmaz olacak.

Sonra 100 bin imzanın tek bir noterden mi, nasıl olacağı konusunun da raptı zapt altına alınması gerek. YSK’nın belirleyeceği isime imzaların verileceği iddiası ise karışık. Üçkağıt olmaması için çözüm en kısa sürede bulunmalı. Whatsaap üzerinden Noteri KKTC’deki delege ile konuşturan ekip bunlar.

CHP adayını 10 güne kadar açıklayacakmış.
SP, henüz zilin sesini duymuş değil.
Bu arada HDP ne diyor? Hiçbir şey. Aspirin rolü oynamaya gönüllü bekliyor.
***

EN İSTİKRARLI TAVŞAN ADAY

Yazılı- görsel medyada halâ kriptoların kaynadığını haber sitilinden anlıyorsunuz. Bahçeli- Erdoğan görüşmesi yapılırken yorumcu diyor ki “İyi parti 26 Ağustosta seçime giremez, o bakımdan etik olmayan bir seçim günü doğru olur mu?”

Tüm derdimiz İP seçime girecek mi, girmeyecek mi? Vatan partisi var, başka partiler var.. Niye illa ki İP? Çünkü algı ile TV başındaki vatandaş etkilenmek isteniyor. Yoksa adı lazım değil oluşumun partisini kurup kuramadığı bile belli değil. Seçime giremeyeceği yasayla sabit olmakla birlikte Akşener tavşan adaylık için 100 bin imza ile yola düşecek ilk tur da. İşin 2. Tura kalacağı fikrindeler. Bunları kim zorluyorsa o rolü oynuyorlar.

En istikrarlı tavşan aday Meral Akşener. Ordan burdan yanına toplananlar dağılmasın diye gerçekten aday olacakmış” gibi davranıyor. Zıplayıp duruyor. İkinci tura kadar koşturup “benim adım hıdır, elimden gelen budur” deyip bayrağı ana adaya teslim edecek ama 2. Tur yok. Biliyorsunuz tavşan aday ipi göğüslemek için değil, görevi tamamlamak için koşar. İnanmayanlar için işte şuraya çiziyorum.  __________
***

MERAL HANIM, MHP’Yİ TAVŞAN PARTİ YAPAMADI AMA KENDİSİ TAVŞAN ADAY OLDU

CHP’nin tavşan adayı olarak ilk turda İlhan Kesici’nin adı geçti, hani 15 Temmuzu FETÖ mü yaptı, kim yaptı bil-e-meyen CHP’li vekil. Lakin o kendini harcatmamaya, tavşan rolü oynamamaya kararlı..

CHP’nin “parlamenter sistemi geri getireceğiz” sözleri ise hikaye. 367 ile devlet krizi yaratan, yetmeyip ülkeyi Cumhurbaşkanını halkın seçtiği sisteme kilitleyen ve devleti iki başlı yapanda bu kafa. Şimdi kalkmışlar “parlamenter sistem” numarası yapıyorlar. 21 Ekim referandumundan sonra ki devlet yapısının “kanadı var kuş değil, boynuzu var koç değil” gibi acayip şekle sokulması stratejisini zorlatan onlar.

Parlamenter sistemin ruhuna Fatiha okunduğu tarih 16 Nisan 2017 değil, 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan referandumdur.
Velhasıl: CHP-HDP-SP ve İP darman duman olmuş durumda. Bu seçim ilk turda biter. 2. Tura kalacak sözleri algıdan ibaret. Onca kuvvetlilerse ilk turda kazansınlar. Niye 2. Tur diye geveliyorlar.

Şu anda Halk.tv’de Yusuf Halaçoğlu’nu dinliyorum. Vah vah diyorum. Yıllarca TTK başkanlığı yapmış, MHP seçmeninin verdiği oyla seçildiği vekilliği almış gitmiş, kocaman adam “İyi Partiden korkuyorlar” diyor. Algıyla, sosyal medyadaki sahte hesaplarla değil seçmenin oyu ile seçimler yapıldığını görecekler.




17 Nisan 2018 Salı

26 Ağustos tarihi yeri göğü sarstı


Neval Kavcar
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ülkede doğal bir milli mutabakat oluştu. Karşısında da gayrı milli, yedi düvelin çaldığı sazda oynayan parti ve oluşumlar var.

Başka bir yazı hazırlamıştım. MHP lideri Devlet Bahçelinin 26 Ağustos 2018’de seçim yapalım” çağrısı bayram müjdesi gibi geldi. 15 Temmuz sonrası ülkeye hâkim olan “kardeşlik ve milli birlik ruhunun” yansıması için o tarih önemli.

Türkiye menfaatinin gözetildiği bu süreçten rahatsız olan yedi düvel, rahat at oynatamıyor. Hayret bir şey ki kendilerine muhalefet diyen bir kesim “millet için” deyip yedi düvelin yanında ilerliyor. “OHAL’e karşıyız” demekten başka icraatları de yok.

26 Ağustos hayırlı uğurlu tarihtir. Anadolu’nun kapılarının açıldığı, vahşi batının geriletildiği ender günlerdendir. Tarih de, düşünce de gayet yerindedir. Toplum nezdinde kabul görecek, yerinde bir açıklamadır.

Aylardır muhalefetin gayri milli çıkışlarından bunalmışken, “26 Ağustosta seçim yapalım” cümlesi huzur verdi.. “Seçim bir an önce olsa da rahata ersek” diye kaç zamandır yazıyordum. Bu sadece benim değil çevremde görüştüğüm birçok insanın da talebi.

16 Nisanda yolunu seçmiş, kararını vermiş Türkiye var. Hal böyle iken “Cumhurbaşkanlığı seçiminde, birisi de parlamenter sistemin adayı olsun” gibi afaki, kafa bulandırıcı fesatla ortaya çıkılmasının anlamı yok. İncir çekirdeğini doldurmayan, 6 yaş grubu siyaseti ile bu anlayış sandığa gömülmeli.

26 Ağustos 2018 “Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin “başlangıcı, ülkemizin de milli ana damarına döneceği tarih olacaktır.

Hazır muhalefette kabul etmişken, 26 Ağustosta millet damarını açalım.
***

MHP LİDERİ MUHALEFETİ DARMAN DUMAN EDİYOR

16 Nisan Referandumu ile “Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminin” kabulü, “Cumhur İttifakı ve ortak adayın” açıklanması, 26 Ağustos seçim tarihi.”

Hepsi milletin bütünlüğü ve beka için atılmış adımlar. Bu şoklara muhalefetin dayanacak gücü kaldı mı merak ediyorum. Cumhur ittifakının ortak adayı açıklamasından sonra henüz toparlanamadan yenisi geldi. Hala, 1. Tur, 2. Tur deyip duracaklar mı, ne olacak merak ediyorum.

Devlet Beyin erken seçim açıklaması ile yer gök sarsıldı yemin ederim. Sultan Alparslan askerleri ile yeniden giriş yapmış gibi oldu.
Ağustos 2018 Pazar günü, yani Malazgirt Zaferi ile Büyük Taarruzumuzun yıl dönümlerinde Türk milleti yeni bir zafer ruhuyla sandığa gidip hem cumhurbaşkanın hem de milletvekili genel seçiminde Türk ve Türkiye düşmanlarına gereken dersi vermesi en makul en akılcı en demokratik yoldur ."
***

MUHALEFET OTOYOLDAN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞI KAÇIRDI

Tabii hemen fesat, fitne devreye girecektir. Sözcü gazetesi 2002’yi hatırlatmış. Sözcü önce kaçak patronu yokken bu gazete nasıl çıkıyor onu cevaplasın. Patronu kaçak bir gazetecilik nasıl oluyor? En önemlisi de aylarca ağıt yaktıkları gazeteci Mediha Olgun ne oldu da kötü oldu, ne oldu da onu tazminatsız gazeteden attılar ona açıklık getirsin. Seçim kendiliğinden olur gider.

2002’deki seçim açıklaması da o dönem olması gerekendi. Ecevit yerine Kemal Derviş’in Başbakan yapılması, MHP yerine DYP’nin koalisyona alınması gibi yedi düvel şer ittifakı devreye girmişti.

Velhasıl, lafı saptırmaya oraya buraya çekiştirmeye gerek yok. AKP’de 26 Ağustosu kabul ederse, bu seçimin olması milletin hayrınadır.

Akşener: “Bizim için fark etmez” diyor. Haklı. Çünkü seçime giremeyecekler. CHP-HDP acır,15 vekil verirse belki. Özgür Özel “İP, 6 ayı doldurmadığı için yasaya göre seçime giremez” dedi.

CHP sözcüsü başkasını aday gösterdi diye MHP'yi suçlarken, Kemal Beyi aday gösterecekler demek ki derken, CNNTürk’te sunucu “CHP’nin adayı kim” diye sordu. Cevap: "Aday genel başkanımız da olabilir, başkası da” dedi. Oldu o zaman.


16 Nisan 2018 Pazartesi

Aciliyet “Kimyasal silah İŞİD’de bulunmasın” diye miydi?


Neval Kavcar
Amacın sadece birisi tabii ki bu söylediğim.

Suriye’nin bombalanması arifesinde görüldü ki, işler Irak, Libya, Afganistan’daki gibi yürümeyecek. Devletler “kimyasal-kitle imha silahı” gibi bahanelerle eskiden olduğu gibi birlikte hareket etmek istemiyor. Almanya, çekimser kaldı. Üç devletin meclislerinden “bizden izin alınmadı” isyanı yükseliyor.

Sebebi her devletin Suriye’de güçlü istihbaratı var. Rusya “kimyasal saldırı mizanseni beyaz baretlilere” ait dedi. Her şey olabilir. O hengamede olan insanlığa oluyor.

Başlığa dönersem ; “Suriye’ye gelmiş, kimyasalı inceleyecek gözlemciler araştırmaya başlayamadan” bombardıman şüpheyi barındırıyor. En önemlisi bombardıman yapan devletlerin İşid’e kimyasal silah verdikleri yönünde. Ortaya çıkmasın diye de acil harekat yaptıkları iddiası vahim.

Beyin yakan bir iddia biliyorum. Ama insanların beyni torba değil ki büzüp düşünmeleri engellensin.

Üç düvelin “Suriye’nin tüm cephelerinde ateşkes ilan edilmesi ve hemen uygulanması”nı isteyecekleri bir dizi tedbirle BM’nin kapısını çalacakları konuşuluyor. “Tüm cephelerde ateşkes ne demek?” PKK-PYD irtifa kaybetti, yıllardır emek emek oya gibi işledikleri Sözde Kürdistan’ın Suriye ayağı silinmek üzere olduğu için devreye girdiler demek.

Mesela; Türkiye’nin Membiç harekâtını yapmasını istemiyorlar. Rusya’ya ültimatom veriyorlar. Acil bombalayarak dikkat çektiler, şimdi işin siyasi ayağını devreye sokarak Rusya-İran ve Türkiye’nin “Astana kararlarını” devre dışı bırakıp, başa dönmek istiyorlar.

Durum bundan ibaret.

***

YERLİ DAVOS’TA ABDULLAH GÜL

Marmara vakfını kısaca tanıtayım. Küreselleşmenin küçük örneği, barış ve diyalog inisiyatifi, çözüm için karar organları üzerinde kamuoyu baskısı yaratan STK. Devletlerin tek başına karar alamayacağını öngörüyorlar. Sorosun üniter devletleri sonlandırma planının askerleri bunlar.

Marmara grubu birkaç gün önce çeşitli devlet adamlarını konuşmacı olarak çağırdığı “21. Avrasya Ekonomi zirvesi” düzenledi. Yerli, Davos mu desek, ne desek. Başlığa sadece A.Gül’ü aldım, sebebini biliyorsunuz. CHP-HDP-İP ve SP’nin ortak Cumhurbaşkanı adayı deniliyor, yer yerinden oynuyor bir twit atıp da “kaos ortamına katkı sunmam, aday değilim” demiyor.

Neyse efendim Abdullah Bey orada önemli bir mevzuyu ele almış. “Makinadan robota, robottan bilgisayarlara oradan şimdi yapay zekanın yönettiği fabrikalara geçilmeye başlanırsa o zaman ortaya iki şey çıkacak; biri işsizlik” demiş. Yapay zeka fabrikaları yönetse bile insan gücü olmadan fabrika çalışır mı? Kaldı ki fabrikalar uzun süredir bilgisayar sisteminde.

Daha yazacağım bir şeyler ama silikon vadisinde uçuşa geçmiş olan Abdullah Beyin önce aşağıya inmesi gerekiyor.

***

YAZICIOĞLU DAVASI

Muhsin Yazıcıoğlu davası üzerindeki “takipsizlik kalktı.” Sevindirici bir gelişme idi. Lakin ilk dikkat çeken şey, 132 şüpheliden sadece FETÖ ile irtibatlandırılan 20 kişi üzerindeki takipsizlik kalktı. O sebeple bu davaya bakan avukatlar buna isyan ediyor. Bu kadar mantıksızlık olabilir mi? FETÖ’cü değildir, kullanılmıştır. O kişiyi aklar mı FETÖ’cü olmadığı? Ne malum, ortak olunmadığı?

Gerçekten bir şekilde bu davaya girmiş olanların FETÖ ile irtibatı var-yok üzerinden davanın sürmesi nasıl düşünebilir? Geri kalanların ya da şu vakte kadar davada adı geçmemiş olan başkalarının aklanmasına sebep olacak bu karar umarım ki gözden geçirilir.

Avukatlar “bu olayı 20 kişi yaptı, diğer 112 kişinin ilgisi yok demek ön yargıdır” diyor. Hatta daha ileri gidip “bu 20 kişi de aklanacak, diyorlar.

Dava avukatlarının altına herkesin imza atacağı şu sözleri önemli.
Muhsin Yazıcıoğlu suikastı çözülmek isteniyorsa, takipsizlik kararı tüm şüpheliler yönünden kaldırılmalı, hiçbir önyargı ve ön kabule tabi tutulmadan, sadece suikaste hasredilmiş bağımsız bir dosya olarak her açıdan derhal ve etkin soruşturma yapılmalıdır. Hukuk bunu gerektirir.”