31 Ocak 2019 Perşembe

Soros, kaldıracı İzmir'e dayadı

                                                                     
Neval Kavcar
İstanbul'da başarılı olamayan Soros kaldıracı İzmir'e dayadı. CHP üzerinden desteği de Tunç Soyer olarak ayarladı. Proje adayla yeni bir deneme yapabilir. İP'de buna teşne. İzmir'de Tunç Soyer desteği ile puan kaybeden Akşener, sözde HDP kazanmasın diye Iğdır'da aday göstermeyeceğini açıkladı.

Tunç Soyer konuştukça batıyor. Bu tipler yaygın şekilde partiler içinde var. Baksanız anlarsınız hep aynı. Sakal-bıyıksız, hep gülüyorlar, çok başarılı imiş gibi birileri bunları hep pohpohlanıyor.

15 Temmuz darbe girişiminden 10 gün sonra İzmir DHA'ya bir haber vermiş, Hürriyete de koydurmuş. "Babam FETÖ'yü yargıladı, 3 yıl ceza aldırdı" diye. SORAN MI OLDU O HENGAMEDE TUNÇ SOYER?(1) Böyle bir habere niye ihtiyaç duydu-n?

Ve Anıtkabir’de şunu demiş:"Bu, hakikaten 40 yıl öncesinde kalmış aslında. Artık tarihçilerin muhasebesini yapması gereken bir konu. Bunu bugünün Türkiye'sinde bir siyasi enstrüman olarak, ....... Dahası çok karanlık bir dönem, hiç kimsenin arkasında duramayacağı, hiç kimsenin sahip çıkamayacağı bir dönem. .... "

1- İşkence insanlığı yüz karasıdır. İşkence adaletin konusudur. Tarihin konusu olamaz.
2- Babasını siyasete malzeme yapmıyor kimse. Bir vakıa var ortada. "Keşke olmasaydı" demek yerine "kimsenin arkasında duramayacağı bir dönem" diyerek işkenceye sahip çıkıyorsa, işkence görenler adına biz haydi haydi SAHİP ÇIKIYORUZ ülküdaşlarımıza.
3- Tunç Soyer o dönem 21 yaşında kazık kadar adamdı. Aynı işkencelerden geçse, 38 yıl sonra "tarihin konusu" der miydi? Bu işler turistik otellere tepeden pike ile inip bedavaya müdürlük yapmaya benzemez Tunç efendi?

CHP Tunç Soyer'i bilerek aday yaptı. İzmir'de olsam Konak meydanına çadır kurar, seçim sonuna kadar işkence resimlerini sergilerdim. İşkence görenlere bu izin verilmeli.

Bu Soros taktiğidir. Kesin kazanacaklarına inandıkları İzmir'de Tunç Soyer'i tartıştırıyorlar. Niye ama? (Bu ad ortaya atıldığında bunların olacağı belli değil miydi?)

Soros, manivelanın desteğini İzmir'e dayadı. Azami dikkat gerekiyor. İstanbul’da başaramadıklarını, İzmir’de deneyebilirler.
Geri çekilmeden, bilerek, ileri hareket şart.

neval kavcar

Not: 1-Vahşi batı hep aynı noktada. ABD’de özel seçilen kişiyi AB parlemontosu, Venezuela  'geçici' başkanı olarak tanıdı. 15 Temmuzda millet sokağa çıkmasaydı, 16 Temmuz saat 12 de sizce kimi tanıyacaklardı?
2- Ne kadar boş bir kafa. "Tunç Soyer Seferihisarda kalsa idi bunlar olmazdı" diyor Akşener.. Konu büyük balık değil ki. Böyle bir adın İzmir'in başına geçirilmesi. İlçe ile büyükşehirde bir adın parlatılması, meydan okunması aynı mı?TUNÇ SOYER, CHP genel başkanlığına da hazırlanıyor batı tarafından. Sonrasına bakacaklar. Kemal Beyle olmadığını gördüler.


Tunç Soyer 12 Eylülde, 21 yaşındaydı

Neval Kavcar
Babası yaptıysa oğluna ne diyorlar ya, 1959 doğumlu Tunç Soyer 12 Eylül darbesinde 21 yaşındaydı. Hukuk fakültesinde okuyordu. Yaşıtları, işkencelerde, tecavüzlerde feryat ederken ne düşündüğünü anlamak için attığı twite bakmak yeterli.  (2)

“Keşke o acılar yaşanmasaydı” demiyor. “Nurettin Soyer’in itibarından” bahseden satırları retwitleyip Twitterinden ilan ediyor. Babasından nasıl ayrı tutacağız onu? (1) (2)

İP yöneticileri ise tabanı ikna cambazlığında. Akşener ”oğul babadan sorumlu tutulamaz” diyor. Yetmeyince topa Aytun Çıray giriyor “Nurettin Soyer F.Gülen’i yargıladığı için FETÖ intikam alıyor” diyor. Ülkücüler, Tunç Soyer’e FETÖ kışkırtması ile mi karşı çıkıyor yani? İşkence görmediler mi? Arkadaşları idam olmadı? Rahmetli Türkeş idamla yargılanıp, 5 yıl yatmadı mı cezaevinde?

Gülen’i yargıladı” denilen dava 1971 yılına ait. FETÖ lideri Fetullah olan adını, saf Müslümanları aldatmak için ’h’ harfi ekleyip Fethullah bile yapmamış daha. Laikliğe aykırı davranmaktan yargılanmış. Hikaye yani.

FETÖ elebaşısının hangi dönem neyle yargılandı-rıldı-ğının hiç önemi yok. O pilav çok su kaldırır.

Eğer ki Aziz Kocaoğlu ya da bir başkası aday olsa idi, konuşmuyor olurduk. Kimse işi “FETÖ, Nurettin Soyer”i infaz ediyora çevirmesin.“ Kimse CHP adayı kazanmasın tezgâhı, demesin.

Konu siyasi değil, canı yanan- hayatı kaybolan bir neslin feryadı.
CHP, İzmir’de büyük hata yaptı, Nurettin Soyer’in oğlunu Büyük şehir adayı yaparak.

Not: 1- Acaba diyorum; CHP İzmir’i çantada keklik görüyor da, sahte çekten yargılanmış Mansur Yavaş konuşulmasın diye mi Tunç Soyer’i ortaya attı? Bu adayları CHP-İP’e kim-ler dayatıyor?
        2- 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü basına el konulduğunda Tunç Soyer “Özgür basın susturulamaz" demişti. FETÖ niye intikam alsın bu tiplerden?
        3- 15 Temmuz darbesinden 10 gün sonra, Tunç Soyer’in Hürriyet gazetesinde, babasının F.Gülen’i yargıladığını anlatan haberi çıkmıştı. İlginç. (3)
        4- Meral Akşener, Tunç Soyer'i destek açıklamasından sonra, Iğdır'da aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Yediniz mi?
*** 

@tuncsoyer….Retweetledi: Sözcü “Rahmetli, kıymetli babamızın hukukunu, itibarını koruyan, gururumuzu çoğaltan Sayın Soner Yalçın’ı Soyer ailesi olarak sevgi ve saygıyla selamlıyor, şükranlarımızı sunuyoruz. @hsoneryalcin @gazetesozcuTunç SOYER ekledi, (https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/neymis-sucu-2805938/)

              (3) http://www.hurriyet.com.tr/babasi-45-yil-once-gulenin-3-yil-ceza-almasini-sagladi-37314597  (F.Gülen cezaevinde 6 ay kaldı.)
                                                        ***
                      Selçuk Duracık...5 Haziran 1983...İdam edildi
                                 Eski yaraları kaşımamalıymışız??
                                 
 
                                             
Tunç Soyer: "Bu, hakikaten 40 yıl öncesinde kalmış aslında. Artık tarihçilerin muhasebesini yapması gereken bir konu. Bunu bugünün Türkiye'sinde bir siyasi enstrüman olarak, bugünün siyasi tartışmalarına bir malzeme olarak kullanmak kimseye yakışmıyor diye düşünüyorum. Dahası çok karanlık bir dönem, hiç kimsenin arkasında duramayacağı, hiç kimsenin sahip çıkamayacağı bir dönem. Çok acılar yaşandı, kardeş kanı döküldü. " 31 Ocak 2019

Böylesine rezilce bir cevap olamaz. Sözde hukukçu babası mahkumlara işkence yaptırmıştır. "Yaptırmadı" demiyor zaten. Diyor ki "siyasete alet etmeyin." İşkence siyasete nasıl alet olacak? "Kimse arkasında duramaz" diye işkence görenler dahil başbuğu suçluyor. SAHİP ÇIKIYORUM. CHP şımarıklığının had safhada olduğu, sürgün, okullara sokmama, kurtarılmış bölgelere girememe ve nefsi müdafaa ile geçen yıllar. 

Hukuk bir gün herkese lazım. Keşke Nurettin Soyer'de işkencelerin cezasını ödemeden gebermese idi. İşkence tarihçilerin konusu değildir. Nerden baksanız adamı geriyor bu herif.


29 Ocak 2019 Salı

"Tunç Soyer'in adaylığının mahzuru yoktur - Meral Akşener


"Benim için Tunç Soyer'in adaylığının bir mahsuru yoktur. İş birliği yapılmış her yerde oy verilmesi için tarafımızdan yönlendirme yapılacak." Meral Akşener

12 Eylül sonrasında rahmetli Başbuğ demiş ki "Evladın işlediği suçtan babanın; babanın işlediği suçtan oğlun sorumlu tutulamayacağı bizzat o dönem Alparslan Türkeş tarafından dile getirilmiştir." PALAVRA. Ne olmuş da bunu demiş? Yalan..yalan..yalan..Şahidin, kanıtın olmadığı kuyruklu yalanlar.

İçişleri Bakanı iken "emniyet müdürleri taslak kararnamesini Erbakan’a onaylattıktan sonra değiştirerek Demirel’e götürdüğü ortaya çıkmış" Meral Akşener’dir o.
                                             

Sıkıyönetim savcısı Nurettin Soyer'in oğluna gelecek olursak, HDP ile sıkı ilişki içindeki Tunç Soyer İzmir'de, CHP-HDP adayıdır. İP'i ipleyen olmamıştır.

Babası farklıymış, oğlu farklıymış. Tecavüzleri, idamları "unutun" diyor Meral Akşener. 

Tunç Soyer'de, "Geçmişte olmuş" diyor, hataydı demiyor.


Şerefsizce "Copla zevkten mahrum edilmeyen" Yılma Durak'ta bir ara Akşener'in peşinde idi. Şimdi ne düşünüyor acaba?
                                               

Prof. Dr. İbrahim Dülger... Allah Rahmet Eylesin


                            Mekanın, durağın cennet olsun.
                            Nur içinde yat.          

                                                           
                     Biz dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun
                          Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun.





             

28 Ocak 2019 Pazartesi

Venezuela


                                                   
Neval Kavcar
Herkes kendine göre Maduro’ya sahip çıkıyor, ya da reddediyor. Ülke halkı fakir, halk istemiyor diyenlerin aracı ABD gazı ile ilerliyor.ABD, Venezuela’ya ambargo uyguluyor. Halk zor durumda. Binlerce kişinin cinayete kurban gittiği ülkede, kim kimi vuruyor belirsiz. (2016 yılı)

Petrol üretiminde İran ya da Suudların ilk sırada olduğunu sanıyordum, değilmiş. OPEC’in neredeyse dörtte bir üretimini Venezuela sağlıyormuş. Petrol üretiminin çoğunu da ABD alıyor. O sebeptendir ki kaynağın başına geçmeye çalışıyorlar.

Yasama, yürütme, yargı erki birbirine karşı kışkırtılırken, 2. devlet başkanlığını ilan eden kişi de komşu ülke, ABD’de hazırlanmış. Ülke sürekli çalkalanarak, yönetimin teslim edilmesi planında sona yaklaşıldı gibi.

Vatandaşlarını isyan ettirerek, darbe yaparak ülkelerini gizlice işgal eden ABD’nin bu oyunu artık tutmuyor. Soros marifetiyle insanları ayaklandıran STK, ayarlanmış siyasilerin maskesi düştü.  Diyorum ki; Bu savaşı Venezuela halkı kazanmalı.
****

MHP Manisa il başkanına karşılık, İP Manisa Milletvekili numarası

Manisa’daki oyunu anlatayım size. Tamer Akkal, Manisa Büyükşehir Belediye başkanının has adamıdır. Şimdi görevden alınan Erkan Öztürk MHP il başkanlığına atandığında, “bir eğlence mekânında çekilmiş gibi görünen sahte görüntüleri servis edilmişti.” Öztürk, Akkal’ı suçlamıştı.

Dün yazdım. C.Ergün'ün adaylığı kesinleştikten sonra, MHP il başkanı ne zaman yerinden edilecek diye bekliyordum. Sudan bahane ile yerinden oldu. Cengiz Beyin has adamı ve İyi Parti milletvekili Tamer Akkal, bahanelerle İP’ten istifa etti. Gelecekte MHP’ye girer, girmez bilemem. Lakin MHP il başkanı Erkan Öztürk’ün ayağı kaydırıldıktan iki gün sonra Manisa İP milletvekilinin istifası tesadüf değil. Gündem değiştirme ve “il başkanına karşılık İP’ten vekil budama numarası” çekildi. 

Benzeri kumpaslarla Manisa'da MHP’yi ikiye bölmüş, İP’i kuvvetlendirmişlerdi. İşte bu ekibe teslim edildi Manisa. Bu isyancılara “bir daha yapmayacak” diye kim kefil oluyor?

Ve kumpasçılar, MHP’ye dönmeye başladı.
Onlar dönerken, samimi ülkücülerin ayağı kaydırılıyor.
Aynı filmi baştan izlemeye hazır olalım.

NoT. Geri dönen İP li vekil, MHP adayının kazanması için çalışabilirmiş. Çalışabilir. Zaten MHP'yi bölen kendileri. Cengiz Bey kazansın diyecek onun adamı. Muhtemel şubatta istifa edecekti, MHP il başkanının başını yedikelri için, öne çektiler.

27 Ocak 2019 Pazar

İyi Parti kimi kandırıyor?


Neval Kavcar
YATA eski genel başkanı Bahadırhan Dinçarslan 15 Temmuz gecesi “lütfen bu gerçek deyin. İhtilal oldu deyin” twiti sebebiyle, İP’ten istifa ettirilmişti. YATA’cıdan vazgeçmeyeceklerini biliyordum da nereden kafa çıkaracak acaba diye bekliyordum. İP’in televizyonu Türkiyem.tv’den çıktı.

NATO sevgisi ile dolu gençler kolay yetişmiyor tabii. Ümit Özdağ abisi başta olmak üzere gerekeni yapmış, itina ile göz önüne yerleştirmişler.  
***

Egetürk.tv

Bu arada İyi partilileri epeyce yıkayıp yağlayan Edremit çıkışlı Egetürk tv’nin açılışını 2014 yılında Saruhan Medya A.Ş. başkanı Necati Saruhan’la birlikte Bülent Arınç yapmıştı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ ile ilişkisi sebebiyle kapatılan ESİAD(Edremitli iş adamları derneği) reklamlarına yer vermişti Egetürk.tv. ESİAD, FETÖ’cülükten yargılandı.

Türkiyem.tv’den nasıl Egetürk.tv’ye geçtin derseniz, birkaç gün önce bu tv kanalında MHP genel başkan yardımcılarından birinin twiti yer almıştı.. FETÖ’nün nerelere yumurtasını bıraktığını zaman içinde ya göreceğiz, ya da ölü doğum olacak. 
*** 

Manisa MHP il başkanının başına ne çorap örülecek diyordum ki..

2016 yılında Devlet Bahçeli gidecek Akşener gelecek” diyen Manisa Büyükşehir Belediye başkanı tekrar aday gösterilince acaba il başkanını ne zaman görevden aldıracak diye düşünüyordum ki, aldırdı. Sahi, MHP eski il başkanı ne yaptı da hem kendisi alındı, hem parti geçici de olsa kapandı. 

Aynısı Deniz Depboylu sebebiyle, Olcay Kılavuz’un başına geldi. Aydın ocak kapandı, Olcay Kılavuz görevden alındı. Saldırı altında MHP için elini taşın altına koymayanlar, bir kenara çekilip sonucu bekleyenler, her şey yoluna girince Devlet Beye “kıymetlimiz” yağı çekiyor.

Oysa asıl “kıymetlimis”ler, bir sözleri ile yılların ülkücülerini yerinden ettiler.

“Sadakat, MHP’de ister istemez sorgulanmaya başlandı.”

                                              



Vurulduğunuzu Hissettiğinizde....


                                      Kanamayı azaltmak için....                   
                                      Dağlara çıkmak gerekir...
                                      Soma - Avdan, Aç Öldüren yaylasına Dereköy'den çıkış..
                                      Mesafe 16 km.. hava sıcaklığı -8 derece...                                 
                                   


                                                                           ***
                                          Yolunuzu dere kestiyse daha iyi, elektriğiniz gider.
                                                            Menteşe deresini geçiş...
                                                                           

                   
                                           
                                                   
         

25 Ocak 2019 Cuma

Deniz Depboylu’nun sarstığı güven


                                                                           

Neval Kavcar
Bu sefer konuyu muhataplarının gözünden anlatacağım.
Dönemin MHP Aydın Milletvekili Sayın Deniz Depboylu’nun daveti üzerine Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği ile Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği temsilcileri bir araya gelerek 2016 yılı Aralık ayından itibaren yasa teklifi üzerinde çalışmaya başlamıştır. Özenli ve uzun bir çalışma sürecinin sonunda asgari müşterekte uzlaşılan bir metin oluşturulmuştur. Bu Ruh Sağlığı Kanun Teklifi, Sayın Depboylu tarafından 02.03.2018 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur. Yukarıda anılan meslek ve sivil toplum örgütlerinin uzlaşı ile oluşturduğu yasa teklifi ile TBMM’ye verilen kanun teklifi arasında “klinik psikolog” tanımı üzerinde farklılık olmakla birlikte” (1) (Psikolog Derneği)

Yani, Deniz Hanım bahsi geçen dernekleri toplayıp “Ruh Sağlığı Yasa tasarısı” hazırlatmış, mutabık kalınmış, yasa tasarısını TBMM’ye sunmuştur. Tek farkla; O da onca derneğin üzerinde hem fikir olduğu yasa tasarısı, mutabakat sonrası değiştirilerek meclise sunulmuştur. Yapılana ne denilir?

Diyor ki mesela Psikologlar Derneği  “Ruh Sağlığı yasa teklifini destekliyoruz ama “Söz konusu tanımda sonradan yapılan değişikliklere ilişkin şerhimiz devam etmektedir.” MHP’ye olan güveni sarsar bu yapılan. MHP lideri Devlet Bahçeli, yapılandan haberdar mıdır acaba?

İçişleri Bakanı Meral Akşener’in, emniyet müdürleri taslak kararnamesini Erbakan’a onaylattıktan sonra değiştirerek Demirel’e götürdüğü ortaya çıktı” gibi bir durumla karşı karşıyayız. Abant Platformlarındaki işleyiş gibi. (2)

MHP eli ile yapılan bu aldatmacadan umarım ki MHP liderinin haberi olur ve o tanımı diğer bileşenlerle varılan mutabakata göre değiştirilmesini sağlar.

              (2) 21 Ocak 1997 –Hürriyet – Bayan bakanın el çabukluğu

****

Klinik Psikolog: Psikoloji lisans eğitimi üzerine klinik psikoloji alanında yüksek lisans ve/veya doktora yapmış veya klinik psikoloji yüksek lisans eğitimi üzerine klinik psikoloji doktorası yapmış meslek mensubudur.”
****
Deniz Depboylu’nun sunduğu teklif: https://www2.tbmm.gov.tr/d26/2/2-2179.pdf

Klinik psikolog: Psikoloji lisans eğitimi üzerine kilinik psikoloji alanında yüksek lisans ve/veya doktora yapmış veya psikoloji lisans programında bir yıl bilimsel hazırlık eğitimi ve klinik psikoloji yüksek lisans eğitimi üzerine klinik psikoloji doktorası yapmış meslek mensubudur.
****

Fark nedir? Meslek tanımında, Deniz Depboylu Rehber öğretmenlere “klinik psikolog” olma yolunu açmıştır kafadan. Denilebilir ki yasa teklifini sunan Deniz Depboylu olduğuna göre istediği gibi teklifi sunabilir.

Peki o halde onca meslek derneğini 1,5 yıl çalıştırıp, ortak varılan mutabakat, güven ne olacak?
MHP bu akılla mı yol alacak?
                                           ***

2016’da Devlet Bahçeli’ye FETÖ kumpası kurulurken susan Deniz Hanım, şimdi.
Kıymetlimiz, Liderimiz; Genel Başkanımız Bizler şahitiz Siz Ülkücü Hareket için Hep Var İdiniz, Var Olasınız. - 25 Ocak 2019
                                         


24 Ocak 2019 Perşembe

Putin “Güvenli bölge”ye KARŞI


                                                                       

Neval Kavcar
ABD’nin çekileceğini söylemesi önemli. Bunu söylerken, PKK ile ortak faaliyetine devam etmesi asıl plân ne olabilir sorusunu beraberinde getiriyor. Yedi düvel anlaşıp, her zaman ki gibi Türkiye’nin başına çorap da örebilir. Emperyalist bu devletler kim bilir neyin hesabında.

Irak’tan sonra, Suriye-Türkiye sınırında 2. PKKistan’ın yapılandırılma projesi, 15 Temmuz darbe girişimi ile net olarak sonlanmıştı. Türkiye milli menfaatlerine sahip çıkmaya başladı. ABD, Suriye’ye sözde DEAŞ’’i bitirme planı ile yerleşmişti. Rusya, Suriye’de kalabilmek için Suriye’nin kuzeyini feda etti. PKKistan,’ın olası Hatay’dan denize açılmasına göz yumdu.

Kandil’den önce PKK terör örgütü, Suriye’den vuruyordu hatırlarsanız. Savaş sebebi sayılınca, bebek katili orayı terk etmek zorunda kalmıştı. 1998 yılında Suriye-Türkiye arasında Adana Mutabakatı imzalandı. Sınırda iki tarafın askeri yetkilileri, ortak şekilde terörle mücadele edecekti. (1)

Neyse efendim, “Güvenli bölge” konusundaki anlaşmazlık, Rus ve Türk liderin basın toplantısında yüzlerine yansımıştı. Erdoğan “ABD’nin güvenli bölgeyi kabul ettiğini” söyledi. De “Türkiye’nin güvenli bölgesinden ABD’ye ne?” Güvenliğimizi bozan PKK, ABD’nin örgütü değil mi?

Putin, görüşmede, Adana mutabakatını hatırlattı. Hangi soruya karşılık? “Güvenli bölge hakkındaki düşüncesi” sorulunca. Başka ne dedi? “BM’in bu konuda kararı yok. “

Komediye bakar mısınız? Suriye’nin altı üstüne gelirken, BM ‘ne oluyor” demiş gibi. Rus-ABD tepişmesinde ezilmemek için azami dikkat gerekiyor.

Özetle, Rusya “güvenli bölgeye” diplomatik dille “hayır” dedi. Erdoğan’da “şubatta İran’la zirveden bahsetti.” Ki, İran ile Rusya birlikte hareket edecektir. Putin’in1998 yılındaki mutabakatı hatırlatıp “güvenli bölgeye gerek yok, bu işi Ankara-Şam ortaklaşa halleder” demesi önemli. Bu işi Suriye-Türkiye çözsün, onların sınırı, diyor.

Rusya’nın güvenli bölge karşıtlığının altında, ABD’nin işe karışacağı düşüncesi olabilir. Türkiye, NATO ülkesi olduğuna göre, PKK’ya yıllardır” höt” demeyen NATO, 5. Maddeyi işletip, Türkiye’nin güvenliği bahanesi ile sınıra yerleşebilir.” 

Bu görüşmese Rus Rusluğunu yaptı. Türkiye öncelikle, Fırat’ın doğusuna odaklanıp pkk'yı temizlemeli. Sonra, güvenli bölgesini oluşturacak adımı kendi sınırından başlayarak, terörden temizlenmiş yerleri içine alacak şekilde geliştirebilir.

Aziz vatanın güvenliği için BM’den karar bekleyecek değiliz.

Not: Putin 1998 mutabakatını hatırlattı lakin Suriye o mutabakata uymayarak geçersiz kıldı, öyle değil mi? Anlaşılan o ki Putin, Türkiye’nin güvenli limana ulaşmasına karşı.

Kaynak: (1) https://www2.tbmm.gov.tr/d23/1/1-1009.pdf  1998 antlaşmasına atıfla yeni anlaşma


21 Ocak 2019 Pazartesi

Harekâtın Eli Kulağında

Neval Kavcar
Şark meselesi devam ediyor. “Her türlü engele rağmen “PKK’yı Fırat’ın doğusundan süpürme harekâtı başlıyor.” Kantonlar başta olmak üzere sözde devlet alt yapısı unsurlarını temizleyici harekât başlamak üzere. Türk sınırındaki güvenlik şeridinin mimarı Türkiye olmalı. Sınırımızda ne teröre, ne de yabancı güce müsaade edilmeyeceğinin ifadesi olacak bu harekât.

PYD, YPG, HDP diyerek milletin aklını karıştıran tuzak kelimeleri bırakalım. PKK, boş durmuyor. Afrin başta olmak üzere terörden temizlenmiş yerlerde silahlı eylemlerle halkı yıldırmaya başladılar. Sözde çekilen Amerikalılara ardı arkasına yapılan saldırılar ABD derin devletinin operasyonu da olabilir, strateji değişikliğini de gösterebilir.

Ortalık gerçekten karışık. Bir anlık gafletle ayağınız takılıp düşerseniz, kendinizi 1. Dünya Savaşı cehenneminde bulabilirsiniz. Kürt Tealisi var, Ali Kemali var, mütareke basını var, Sorosçularla “Wilson prensipleri Cemiyeti” dahil ‘her şey var.’ Tek fark “Türkler bu filmi daha önce gördü.”

Suriye-Türkiye arasına Irak’taki gibi ABD kontrolünde “çekiç güç” kurulmasına mani olmak için Fırat’ın doğusuna harekâtın tüm belirtileri mevcut. Terör unsurları temizlenmeli, güvenliği de Türk genelkurmayı sağlamalıdır.
***

“MERAL TV”

Cumhurbaşkanı olamadıysa da, Tv kanalı oldu Meral Hanımın. Lisans borcundan kapanan Tv, bir milyon dolara satın alınmış. Ucuzluğuna ucuz, ahbap işi olmuş. İyi Partiye yapılan iyiliklerin ardı arkası kesilmiyor. Millet Akşener’i genel başkanlıktan düşürse de, ondan umudu kesmeyenler var. Türkiyem Tv’nin ne özelliği var derseniz, bu kanal MHP tabanını konsolide etmişti. Başına eski Ülkü Ocakları başkanını geçirerek, “sürek avına” devam edecekler. Keklik avı bir nevi.

İP kurucusu Türkiyem.tv’nin 2016’dan beri sahibi olan Reşat Erdoğan Ankara’dan vekil seçilememiş, geçtiğimiz ekimde de İP’ten istifa etmişti. İstifası tamam da tv’yi devreder görüntüsü nedir onu anlamak zor. 24 Hazirana yetiştirememişlerdi, yerel seçime yetiştirdiler. Muhtemel Ankara ya da İstanbul’dan birini alıp, genel seçime zorlamak adına daha ileri hedefli. Kanal 5 deki yenilikler düşünüldüğünde çakışıyor yapılanlar.

Daha önce TRT6’yı(2009- TRT Kürdi) kuranlar arasında olan Murat Yürekli, Türkiyem’in genel yayın yönetmeni olmuş. Samsun’a, oradan da Elazığ’a basın ilan kurumu müdürü olarak atanan taze yönetmen, aspirin gibi vazgeçilmez birisi.
                                                    ***
                                         Türkiyem Tv'nin keklik Avı
                                                     
                                                        
                                                             

18 Ocak 2019 Cuma

31 Mart sonrası yine A. Güllü senaryo

Neval Kavcar
2017 Ekiminde İyi Parti kurulurken, Gül bir üniversitenin açılışında yedi düvele sıcak mesaj vermişti. Cumhurbaşkanlığı seçimine yürünürken “ortak aday” olmak çabası başarısız oldu. Çünkü Akşener denenecekti. Şu var ki Gül’ü seven az. Her partiden gelecek vekillerle, onun görevi sadece ülkeyi sarsmaktan ibaret olur.

Geçtiğimiz Ağustosta, Gül ve Akşener’in birlikte “merkez sağ parti inşa etmeye çalıştığından” bahsedilmişti.( İyi parti kurulmadan önceki safha)

Bu gerçeği duyuran ABD kaynağı “Akşener tutmadıysa Gül verelim” der gibiydi.. 17-25 Aralıktan sonra, Cumhurbaşkanı Gül’ün Erdoğan’ı alması beklenmişti, Gül bunu yap-a-mamıştı. Şartların olgunlaşmasını mı beklemişti, yaklaşan yerel seçimde AKP’nin kan kaybettiği sırada mı dizginleri ele alacaktı, orasını kendisi biliyor.

Tüm bunlar olurken, MHP’den ihraç edilen Erhan Usta’yı şimdi de Gül’ün Kaf Dağı partisine monte etmişler. Öncesinde de İP’ten Samsun adayı dediler. O dönem MHP gurup başkan vekili Erhan Usta’nın EYT için grubuna “evet” attırması sonucunda, ayak sürüyen AKP tekrar “Cumhur ittifakına” dönüş yapmıştı.

24 Haziran sonrasında kafa diken, “her şeyi tekrar biz yaparız” havasına bürünen AKP, meclisteki çapını gördü EYT önergesi ile. Netice de MHP’den ihraç edildi Erhan Usta. Şimdi adı aynı anda iki yerde birden geçiyor. Onu yemeye çalışan bir ekip tarafından linç mi ediliyor, yoksa? 31 Martı beklemekten başka çare yok.

Mecliste “Emeklilikte yaşa takılanlar” hakkında aslında sadece inceleme için verilen fakat kamuoyuna sanki “halledilecekmiş” gibi pompalanan önergeden önce AKP “en büyük biziz” havasında gezip, “andımız” hakkında MHP’ye yumruk atıyor, af konusunda “yerel seçim sonrası bakarız” diye efeleniyordu. İşte AKP’yi böyle gazlayan her kimlerse, MHP içinde hata yaptıranlar da FETÖ kriptolarıdır herkes emin olsun.

Yedi düvel rövanş için hazırlanıyor. Tarih 31 Mart 2019

Gül’ün siyasete dönebileceğini, İP’in yayın organı Yeniçağ’dan da duyurulmuştu. (Eylül 2018) Ya linç edilmesi içindi ya da “bu defa arkasında duracağız” ilanıydı o. Son olarak Gül müjdesini geçen ay Meral Akşener’de verdi. 

Derken Abdurrahman Dilipak, AKP kan kaybettiğinde  yeni bir parti kurulacak demiş. Dilipak’ın derdi bu gelişme değil, MHP olası Gül’ün liderliğindeki partiyi destekler mi fitnesi. 

24 Haziran sonrası büyük hatalar yapıldı.
Gönül sistem otursun ister ama şeytanla mücadele kolay değil.
31 Mart turnusol kâğıdı gibi olacak bir nevi.

Not: 1- Meclis başkanının istifası ile iki ayı meclis başkanlığı tartışması ile geçiremeyince, “Gül parti kuracak” haberi mi pompalandı, hepsi 31 Mart sonrasında netleşecek.
       2- Gül’ün has dostu Fehmi Koru;  Tek adam sistemleriyle bugünkünden daha iyi bir tablonun ortaya çıkması beklenemez” diyerek, A.Gülllü siyasetle, Türkiye evinin içinin yedi düvelin rızasına göre düzenleneceğini ilan etmiş şimdiden.



16 Ocak 2019 Çarşamba

Sözcü’ye kayyum atanabilir

Neval Kavcar
Sözcü'ye kayyum atanırsa hukuki ya da adli gerekçesi nedir? Kavgası var. 
Zaman gazetesine kayyum atandıktan sonra “Meydan, Yarına Bakış ve Yeni Hayat gazetelerinin Sözcü matbaalarında basılmasına ticari faaliyet” diyor Sözcü. Ve para transferlerinden bahsediliyor iddiası var. (iddianamede) Konuysa “muhalifliğe” çekilmeye çalışılıyor.

Zaman’a kayyum atanma gerekçesi “Şirketin FETÖ/PDY terör örgütünün faaliyetleri kapsamında ve örgüt faaliyetlerine destek olacak şekilde kullanıldığı yönünde kuvvetli deliller bulunması”  idi. Böyle bir gerekçeye rağmen, ticari faaliyete giriliyor. Hiç tereddütsüz.

Sözcü’ye FETÖ’cü demiyelim, demiyoruz zaten tamam da bu gözü kararmışlığa ne ad koyalım? “Paragözlük mü?” tam karşılıyor mu o kelime? FETÖ/PYD terör örgütüne destek olduğu yönünde kuvvetli delile rağmen o faaliyetleri sürdürmek ne demektir?

Sözcü patronu “terör suçuyla kaçak” durumda. Ülkeye dönmüyor, hakkında “terör örgütü yönetmek” davası yürürken, gazetesi devam ediyor.

Sözcü’ye kayyum atanmalı mı? Bu haliyle hakkında terör suçlaması olan biri, basın kanununa göre de, adli duruma göre de gazetesinin başında kalması kabul edilemez.

Der ki basın kanunu: “Basın özgürdür. Basın özgürlüğünün kullanılması, ancak….. millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” (Madde 3)

Sözcü yönetimi de durumu biliyor ki, patronlarının adını künyeden silmişler..

Hakkında, 'silahlı terör örgütünü yönetme'' ve ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçlaması olan, firardaki Burak Akbay’a “buyur gazeteni çıkarmaya devam et” nasıl denilecek?
Kaçtığı sürece zihinlerde “acaba” olacaktır.
Bu haliyle Sözcü’ye kayyum atanırsa, hiç şaşırmam.

Sözcü’ye kayyum atanamaz yorumu, devleti yasal boşluğundan tekrar vurma teşebbüsüdür olsa olsa.


Not:1- Dava dosyası saptırıldığı için, iddianamede de ki suçlamalar ve deliller kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
2- ABD, şaibeli “İkiz Kuleler saldırısından” bir ay sonra çıkardığı Patriot Act “Vatanseverlik yasası” ile sadece kendi ülkesinde değil Dünyanın her yanını dinleme, gerekeni yapma gibi ortada ne basın, ne devletlerin bağımsızlığını bırakmayan yasa ile ülkesini korurken, terör suçlaması ile kayyum atanan bir gazeteye bağlı yayınlarını “ticari faaliyet” adı altında basmak “bize de kayyum atayın ısrarıdır” olsa olsa.

3- Fehmi Koru’nun “Sözcü gazetesi için “Cemaatin aklına şapka çıkardım, en büyük projeleri” dedikten sonra yan çizer görüntüsü “anlamayana daha ne anlatabilirim” tavrıdır. Çünkü Fehmi Koru o yazıyı, FETÖ iktidarda iken yazmıştır.(2010) 

4- CIA uzantısı FETÖ ve FETÖ bağlantılı oluşumları, İnternet haber sitelerinden!!! tutun sıradan tavuk çiftlikleri(Şeker piliç) kurup taban organizesine kadar “kolaylaştıcıları” bulup çıkarmak zaman alacaktır. Türkiye bir cemaatle değil yedi düvelle savaşıyor. Meselâ Göbeklitepe. Tam da, Suriye’ye komşu noktada, “bilmem kaç bin yıl önce ilk falan filan yapılmış” gazıyla o bölgeye turistik gezi amacıyla her cins insan gidiyor. Casus savaşları yaşanıyor. Uzun, karanlık, el yordamıyla yürünen bu yolda Sözcü gazetesine kayyum atanmasının hesabını mı yapacağız?

BM’nin Güneydoğu sınırındaki mayınları temizlenme talebi, o bölgenin İsrail bağlantılı şirkete verilme hesabından farklı değil Göbeklitepe. Mayınlar şu anda temizlenirken, bölge güvenlik sistemleri ile donatılıyor o akıldan farklı olarak.

5- Uzun lâfın kısası, Burak Akbay ve Sözcü davası hakkındaki iddianame kamuoyuna açıklansın. Muhalefetten mi kanıttan mı hepimiz görelim. Başka yolu yok.



15 Ocak 2019 Salı

Topuklu ayakkabıdan medet


Neval Kavcar
“Kadın öğretmenler topuklu ayakkabı giymeyecek” denmiş diye ülkem solu, FETÖ’cüler, kaos tetikçileri ayaklandı. Topuktan medet umar hale gelmişler meğerse. Seviyeye bakın.

Şimdi ki adı Eğitim Fakültesi olan, o zaman ki adı Buca Eğitim de okudum. Matematik bölüm muavinimiz Şükran Gözen’di.. Solcunun önde gideniydi. Eşinden boşanma sebebi de eşinin Cumhuriyet Gazetesi okumamasıydı. Düşünün artık.  Oldukça sert bir hanımdı. Anadol marka otomobili ile gider gelirdi.

Okula bir yıl öncesinde, yazılı sınavı başararak tam girmek üzereyken, mülakata takılmıştım. Mülakatta ki, hocalardan biri de Şükran Hanımdı. “Hangi gazeteyi okuyorsun?” sorusuna “Tercüman” demiştim. Kazanamadım.

Bir yıl sonra Eğitim Enstitüleri sınavı, üniversiteler arası yerleştirmeye alınıp, ilk sıralarda okulu kazandıktan sonra niye kazanamadığımı anlamıştım. Hani şimdi torpil var diye yeri göğü yırtanlar var ya, hep vardı. Sürgün vardı. Hepsi vardı. Bu arada üst sınıflar komple solcuydu. Ne tesadüf değil mi? Solcu sanatçıların çıktığı konserlere, Yılmaz Güney filmlerine, okula belediye otobüsleri yanaşır öğrenciler servis edilirdi.

Adliyeler de sol hakimiyetinde idi. Okula devam eden öğrenciler “bizi okula sokmuyorlar” diye savcılığa şikayet edince, Buca Cezaevine girmiştim meselâ.

Neyse gelelim topuğa. İşte bu Şükran Hanım bize “öğretmen sade olur” derdi. “Sınıfa salınmış uzun saçlarla, şıngır şıngır bileziklerle, sallanmalı küpeler ve aşırı makyajla” girilmez” diye eklerdi. Bir de “sınıfta dolaşırken, öğrencinin dikkatini dağıtıcı ses çıkaran topuklu, çelik kabara çakılı ayakkabı sakın ola giymeyin” derdi.

Resmi yazı önemli. Müdürün fikri bu, zikri de şudur demek yanlış. O yazı gayet normal. Öğretmen bunu kendisi düşünmeli. Yazıda erkek-kadın ayrımı yapılmamış ayrıca. Erkek öğretmenlerde ses çıkarmadan yürüyecek.

Haber sitelerine bakıyorum, hem aşağıdaki resmi yazıyı koymuşlar, hem de yanına “kadın öğretmenlere topuklu ayakkabı yasağı” yazmışlar. Bunu duyanlarda “bu ülkede yaşanmaz, aynı gemide değiliz” diye köpürtmüş.

Hakikaten, bunlar hangi gemide acaba?

Not: Yazıda adı geçen Şükran Gözen disiplinli, dersine hakim bir öğretmendi. İki kitabı yayınlanmıştır.

                                                            İşte o resmi yazı

Bazıları bahsettiğim öğretmeni hayali sanmış. Yani sırf sol görüşlü bir öğretmenin de "sınıfta öğretmene yakışır şekilde olun" demesine inanmamış. Şükran Gözen vardır, matematik öğretmenidir. Hatta Erdal İnönü başta olduğu sürece emekli olduktan sonra İzmir SHP'de etkin olmuştur.. İzmir Karşıyaka'da ikamet etmekte olduğunu biliyorum. Son 10 yıldan haberdar değilim. Anlatmak istediğim, öğretmen demek sadece öğreten değil hayata dair örnek olan demektir. Aynı görüşte olmamakla birlikte o söylediklerine hep uymuşumdur.


12 Ocak 2019 Cumartesi

Yedi düvel MHP’de gelecek on yıl planlamasında

Neval Kavcar
Bazı adlar parlatılıyor. Aynısı Akşener için yapılmıştı. Açtığı yaranın müsebbipleri el üstünde tutuluyor. 2016 unutuldu gitti. Unutmayanlar hain ilan edilmez umarım ki.

FETÖ kanalı önüne davet edildiği için giden, “Devlet Beyden sonra adı genel başkan” olarak geçen, kendisini ölen ülküdaşlarımız, eşinin ailesinin ülkücülüğü üzerinden konumlandıran İzzet Ulvi Yönter ‘in Şefkat Çetin’i yemesi konusunda “suç onda” diyenler, 2012’de FETÖ muhasarasında Şefkat Çetin’i niye geri çağırdı o halde? 2012’de Akşener’e götürülen liderlik teklifi “hazır değilim” deyince, Koray Aydın öne çıkarıldı. Yani? Yani-nin cevabını kendileri bulmalı.

MHP içinde “canavar virüs” giderek etkinleşiyor. “Nerden bilecektik” savunmasına girilmesin diye not düşüyorum.  Şu vakte kadar asparagas yazdığımı gören, duyan yoktuysa sözlerim kulağına küpe olsun.

Adı tecavüz filmleri ile anılan Nuri Alço’ya(ki kendisi konumuz dışı) “sinemanın duayeni” diyen kışla sorumlusu Yönter yıldızlaştırılıyor. Akşener’i anlayamayan MHP genel merkezinin, Yönter’i çözeceğini sanmıyorum. Koray Aydın’ın tamamen beraat ettiğini zannettirenler, yine Depboylu’nun Kılavuz olayında suçsuz olduğunu düşündürüp, saçma Ruh Sağlığı tasarısını bizzat genel başkan eli ile piyasaya sürdüler. Devlet Beyin konuşma metnini hazırlayan İzzet Ulvi Yönterse neden olmasın? (1)

Yaşanan ağır sorunlar ruh sağlığına olumsuz yönde tesir etmektedir. Tüm bu sorunlarla şuurlu, programlı ve etkili şekilde başa çıkabilmek için Ruh Sağlığı Yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” yaklaşımı nedir? Böyle konuşma metni mi hazırlanır? Gerçekten kaçırmaya az kaldı.

Değerlimiz Olcay Kılavuz’u peynir ekmek gibi yiyen Deniz Depboylu, İ.U.Yönter, herkesin üzerine basarak yürüyor. Emekli, olduktan sonra isyancı Nazilli ekibince siyasete pompalanan Deniz Hanım, Aydın ocakla ya da Olcay Kılavuzla hangi tartışmayı yaşadıysa yaşasın, Ülkü Ocaklarını uzun yıllar sonra derip toplayan Olcay Kılavuz’u yerinden etmiştir.

Diyorum ki: Başbuğ Almanya gezisinde çekap yaptırıp sapasağlam döndükten sonra (tabii Ermenistan meselesini çözmek üzereyken) nasıl aniden kalp krizi geçirdi? Sorusunun cevabı elbette kaderdir ama o kadere nasıl yürünmüştür?

Genel başkanlık yarışında Koray Aydın başa geçemeyince “sonunda Devlet Beyi yeriz” diye desteklemişti. Bu arada el altından kötüleme yarışı başlatıldı FETÖ’cülerce, Türk Ocakları mensuplarınca, BBP’lilerce? Bahçeli ile olmaz diye. (Başbuğun vefatı sonrası)

Uyarıyorum. Aynı sona yürünüyor şu anda.
Devlet Beyden rahatsız olan yedi düvel, MHP içindeki kriptoları kozadan çıkarıyor. 

“İzzet Ulvi Yönter MHP genel başkanlığına oynamaya” devam ediyor.  Yeni genel başkanı göreve getirecek kadroyu oluşturuyor da, deniliyor..

Şu anda yapılan kifayetsiz muhteremleri tabana tanıtma, reklam çalışması. Renksiz- kokusuz görünen kriptolar, yılların ülkücülerini yiyerek ilerliyor.
****

Not: (1) “Ruh sağlığı” Yasa metni hazırlanırken tek kıstas “Rehber ve psikolojik danışmanların” klinik psikolog olması”dır demiş psikiyatr derneği.  

Ne acıdır ki AKP sözcüsü gerçeği dile getirmiş: “Ruh sağlığına ilişkin yasal düzenleme, toplumun ruh sağlığının iyiliği ya da kötülüğüyle ilgili değil. Ruh sağlığı yasasının, psikologlar, psikiyatrlar, nasıl çalışacak, antidepresanların ölçüsü nasıl olacak diye düzenlenmesi gerekir.

Peki, Yönter’in yedi düvelci kışla teorilerini ve Depboylu’nun Rehberlikçi yasasını” Ruh Sağlığı gibi genele yayılmış halini Devlet Beye nasıl inandırıyorlar?  İzzet Ulvi Yönter Devlet Beyin konuşmalarını hazırlamıyor sadece, oldukça etkin. Şimdilik kaydıyla yapacak bir şey yok. Mim koyuyorum dikkatlerinize.

(2) İzzet Ulvi Yönter, ücretli askerlerin kadroya alınması tasarıları da hazırlıyor. AKP’nin açılımda durduğu dönem FETÖ’cülerin “vatan evlatları ölüyor” yaygarası ile paralıya dönmüştü bu iş. Paralı asker vatan evladı da, maden ocağına giren sözleşmeliler başka devletin evladı mıdır? (Türkgün Gazetesinde "vatan nöbetinin sözleşmesi olmaz" denmiş.)

Gazozcu ile resim çektirip twit atan Yönter kötü duruma düşünce hemen Türkgün’e de kondu o rezil “duayen” haberi. Biraz mantık. Biraz da ülkücü hassasiyet. Çok şey mi istiyoruz acaba?
*** 

2015 Ekiminde MHP'deki taarruz başlamadan sadece iki ay önce, Şişli Fulya Mahallesi- Ortaklar Caddesi - Kanaltürk önünde çekilmiş bu fotoda, İzzet Ulvi Yönter'in zorla gitmiş halini görüyor musunuz?

                                                       ***
İ.U.Yönter 19. saniyede kanala yürürken, MHP İstanbul il başkanı ve yardımcısının geride kalması hangi işgüzarlık dedirtiyor? Önde efe gibi giden İzzet Bey, üç ay sonra Devlet Bey gitsin diyenler için tek twit niye atmamıştır acaba? Yönter, Depboylu, Karataş niçin twit geçmişlerini silmiştir? Başkası varsa da bilmiyorum.


                                              
Bu arada, Mehmet Bülent Karataş 50. saniyede "davetli olan iki şahıs.. ...." demektedir. Onları FETÖ'cü kanala kim davet etmiştir?!!! Davet edilerek basın özgürlüğü mü savunulur?!! Bu ziyaret kendiliğinden değil talep üzerine gerçekleşmiştir. 

Cevap:1 "Davete icap" edilmiş, ne var bunda? denmiş. Buna davete icabet değil verilen görevi yerine getirmek denir. "Basın özgürlüğü" denen şey de emir komuta zinciri ile korunmaz. Öyle bir zincir varsa da tepede FETÖ değil, Devlet Bahçeli olmalıdır.