30 Mart 2018 Cuma

“Ecevitsiz DSP ve Kemal Derviş modeli”

Neval Kavcar
Hiç yabancı gelmedi değil mi? Erdoğan’sız AKP..Baykal’sız CHP’ye Kılıçdaroğlu. “Bahçelisiz MHP’ye de Akşener modeli” için FETÖ’cü hakimler, Doğan Medya az uğraşmadı.

57. Hükümet döneminde Mesut Yılmaz’ın marifetleri “Ecevit’in anıları” adlı kitapla ortaya saçılınca, “Bahçeli’ye vurup hedef saptıralım” demiş Özkök-Yılmaz ikilisi.

ABD’nin Irak’ı işgalle bitecek olan saldırısı öncesinde Ecevit ABD’ye gidip harekâta karşı olduklarını bildirmesi, dönünce hastalanması oldukça tuhaf. O dönemde Mesut Yılmaz’ın “Koalisyondan MHP’yi atıp, DYP’yi alalım” demesi, Ecevit’in kabul etmemesi” mevzuu gündemi sarstı. Mesut Yılmaz böyle bir şey demedim diyor ama Rahşan Ecevit henüz yaşıyor, hatırlatırım. “Ecevit’in anıları”nı kaleme alan yazar da, birebir görüşerek kaleme almış o satırları.

Ecevit’in hastalığı ilerlediği sırada, Mesut Yılmaz Bush’la görüşmek üzere ABD’ye gidiyor.  O hengamede derdi neydi derseniz, “58. Hükümeti DYP, DSP, ANAP olarak kuralım” planı elbette. “Bush ile görüşme olmadı” diyor M.Yılmaz. Kimle oldu?

Konu zaten “görüşme yapmak üzere ABD’ye gittiği.” “ABD’ye gitmedim” demiyor. Hürriyet Washington temsilcisi Serdar Turgut’un haberi.. Devrin Başbakan yardımcısının Bush’la görüşmek istediği. Sıradan bir haber o dönem için.

Mesut yılmaz yok demiş ama bakın Serdar Turgut ne yazmış Hürriyet’te.
Çok emin kaynaklardan aldığım bir bilgiye göre Mesut Yılmaz, ABD Başkanı George Bush ile görüşme imkánını ciddi olarak araştırmaya başladı.

Bunun için ilginç bir aracı devreye sokulmuş durumda. ABD Başkanı George Bush'un kardeşi Florida valisi Jeb Bush'a ANAP liderinin Başkan Bush ile Washington'da görüşme talebi iletilmiş.” (1) (31 Mayıs 2002)(Okumanızı öneririm.)

***

MHP’siz 58. Hükümet formülü; Kemal Derviş – Mesut Yılmaz ittifakı

57. Hükümeti sadece Kemal Derviş değil, Mesut Yılmaz da vurmuş. Doğan Medya silahşoru giderayak Bahçeli düşmanlığına devam ederken, elbette MHP tabanını da vurmayı hedeflemiş. Mesut Yılmaz ile Ertuğrul Özkök “Ecevit’in anıları” kitabındaki ithamlar için Bahçeli’ye vurarak kurtulma planı kurmuş.

İdamın ertelenmesi konusunda Bahçeli ne yaptı sorusuna verilen cevap “büyük fedakarlık yaptı. idamın kaldırılması için oylamaya katılmayız, engellemeyiz de demişti” diyor Mesut Yılmaz. Sizce de Mesut Yılmaz ABD’ye Bush ile görüşmeye gitmiş değil mi?

İyi ki satıldı Doğan Medya. Giderken bile ortalığı ateşe veriyorlar. Basın faaliyeti değil bildiğiniz muhalefet partisi tekniği kullanılıyor.

Gelelim Mesut Yılmaz’ın palavrasına. MHP idamın kaldırılmasına sonuna kadar karşı çıktı. Meclise gelmemeyi bırakın, meclise gelerek idamın kaldırılmasına “hayır” diyen tek partidir. İdamın AİHM kararı sonuna kadar ertelenmesi, bu arada PKK teröre devam ederse, Öcalan’ın asılmasının devreye gireceği hususu vardır. Umarız bir gün o cani yağlı urganda sallanır. Fırat kalkanı, Zeytindalı harekatı onun taşeron katillerine karşı yapılıyor nihayetinde.

Mesut Yılmaz MHP’yi koalisyondan niye atmak istemiş ve ABD’ye neden gitmiş, Başbakan Kemal Derviş modeli nereden çıktı?? Ecevit’in “şeytani planlar içindeydi” dediği, Kemal Derviş’i onca yıl sonra bile niye parlatıyor? Asıl bu sorulara cevap vermeli. Öcalan elde bir, bugün değilse yarın hesabı görülür.

***

MESUT YILMAZ; “ECEVİT KENDİ ARZUSU İLE ÇEKİLSEYDİ.” EEE?

57. Hükümetin nasıl düştüğünü Mesut Yılmaz zaten Özkök’e anlatmış. “Bir ara Bülent Bey’in sağlık durumu kötüleşmişti. Kendi arzusu ile çekilseydi o günlerde Kemal Derviş’in Başbakanlığında aynı koalisyon bile düşünülebilirdi...” (2)

“Ecevit’in sırları” kitabındaki satırlar ile Mesut Yılmaz’ın paçasını kurtarmak isterken söyledikleri çakışıyor. “Ecevitsiz DSP..Ecevit’in istifa ederek yerine Kemal Derviş’in Başbakanlığı...MHP yerine de DYP…” Tam cadı kazanı.

Mesut Yılmaz ABD’ye Bush ile görüşmeye gitmiş ama MHP lideri Devlet Bahçeli’nin erken seçim resti ile oyun bozulmuş.
Lakin yedi düvel de oyun da çok. Taşeronu olmaya gönüllü siyasi de çok. 5. Kol gibi çalışan basını da çok.

Özetle: İyi ki satıldı Doğan Medya.
Biraz oksijen gelsin ülkenin ciğerlerine.





28 Mart 2018 Çarşamba

57. Hükümeti Kemal Derviş Dağıttı

Neval Kavcar
DSP-MHP-ANAP’ın kurduğu 57. Hükümet dönemi ile ilgili önemli dip notların olduğu röportaj, 24 Mart 2018’de Hürriyet’te yayınlandı. O döneme ait karartılan bazı olayların aydınlatılması bakımından önemli. Bir kesim “Ecevit hasta iken Başbakanlık teklif edildi, Bahçeli kabul etmeyip erken seçim istedi..” deyip MHP ve Bahçeli’ye yıllardır algı operasyonu yaptı durdu. Aynı 7 Haziran sonrası PKK partisi ile ve “zaten verilmeyen” hükümet görevini reddettiği için “hayırcı” ilan edildiği gibi.

2002 erken genel seçim öncesinde Cem Uzan’ın özel hazırlanıp, hiçbir şeyin şansa bırakılmadığını, hatta Genç Parti’nin seçime yetişmeyeceği anlaşılınca, Hasan Celal Güzel’in “Yeniden Doğuş Partisi” tavşan parti ve adı Genç Parti yapılıp seçime yetiştirildiğini hatırlayan var mı? Şimdi aynı misyon İyi Partiye yüklenmiş durumda. Tavşan parti olmazsa tavşan vekil peşindeler. Parti kurmayı beceremediler, 15 vekil avındalar.

Gazeteci Mehmet Çetingüleç’in yazdığı “Ecevit’in anıları” kitabı, 57. Hükümet dönemi ile ilgili yıllara ışık tutacak gibi.
Erken genel seçime nasıl gelindiğini biliyorduk ama Mesut Yılmaz’ın yaklaşımını ilk kez duydum.  (Kitap Ecevit ile birebir görüşülerek yazılmış.)
***

“57. HÜKÜMETTE MHP’yi ATIP, YERİNE DYP’Yİ ALMAYI TEKLİF EDEN” MESUT YILMAZ

ANAP lideri Mesut Yılmaz, Ecevit’e gelip MHP’nin koalisyon dışına çıkarılmasını, yerine DYP’nin alınmasını istemiş..Ecevit kabul etmemiş.” (1)

Kemal Derviş’in DSP’ye gelmesini isteyen Ecevit olduğu halde, ekonomi düzelmeye başladığı sırada ABD’ye giderek 12 gün boyunca Ecevit ile görüşmeyen Kemal Derviş dönünce ‘erken seçim’ istemiş, hatta Ecevit’in istifasının yararlı olacağını söylemiş. Ecevit öfkelenmiş, Derviş’in partiyi bölmede itici güç olduğunu da görmüş. İhanete uğradığını düşünmüş.” Kemal Derviş için “O şeytani hesaplar içerisindeydi!” demiş. (57.Hükümeti, Kemal Derviş liderliğinde, H.Özkan ve İ.Cem’in fağıttığı anlatılmış kitapta.)

57. Hükümetin Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın(şimdi İyi Parti genel bşk. Yrd.) daha sonra yargılanacağı yüce divanlık dosya ve dedikoduların da topluma boca edildiğini unutmayalım.

Kemal Derviş “erken seçim” olsun diye DSP’yi karıştırınca, MHP-ANAP’ın birbirine girdiği anlatılıyor. Hürriyet’in Washington temsilcisi Serdar Turgut’un yazdığına göre de “Ecevit hastayken Mesut Yılmaz, ABD’ye gidip Başkan Bush’la görüşmeye çalışmıştı.” Mesut Yılmaz’ın MHP yerine DYP’yi koalisyona alma düşüncesinden de anlaşılacağı üzere, ABD’nin hükümete dokunmasını engellemeye ve “ABD’nin taleplerini kabule hazır” olduğunu gösteren bir tavır var. Ecevit nasılsa hasta, muhtemel kendi Başbakanlığında, DSP-ANAP-DYP gibi 58. Hükümet formülü için çalıştığı anlaşılıyor.

2002 yılında 57. Hükümet diye bir şeyin kalmadığı, DSP’nin parçalandığı, ANAP’ın kendi başına işler çevirdiği düşünülürse “erken genel seçim” gelmiş dayanmış kapıya dayanmış zaten. Kemal Derviş, İsmail Cem, Hüsamettin Özkan’ın başı çektiği gruplar; “Ecevitsiz DSP”, ANAP; MHP’siz hükümet, yedi düvel başka hesaplar içine girmiştir.

Gerçekler böyle iken algı operasyonuna hizmet eden sol kesim ve Yeniçağın malum yazarları Devlet Bahçeli’ye asılsız iftiralar attı yıllarca? Ad vermiyorum, “görevli=ABD ajanı” deyip deyip durdular. Şimdi bu basın özgürlüğü müdür? MHP’de Sorosçu mu vardı, programında “eşit vatandaşlık mı?” Yazarlığında bir şerefi şanı olmalı. Yazılanların dayanağı olmalı.

Kitabın 12 yıl sonra çıkması tam bir tevafuk.. Yedi düvelin Türkiye üzerindeki hesabı ve pusuda bekleyen mandacı yedek partileri ile neredeyse o dönemle benzer olması gerçekten ilginç.
***

ARSLAN BULUT’UN MECAZ-I MÜRSELİ

“Yeniçağ yazarı Arslan Bulut ABD başkanı Trump’tan bahsetmiş köşesinde. Trymp her sabah ne yapacağını bilmeden kalkıyormuş yatağından. CFR başkanının anlattıklarını yazmış. Trump içten dıştan saldırılarla karşı karşıya olduğundan elindeki imkanları kullanarak devletin mahvına sebep olabilirmiş. (Dünyayı kontrol etmeyi hedefleyen CRF’ye bu ne sevgi A.Bulut?)

Yazının devamında “narsist” kişilik bozukluğundan da bahsedilmiş. Hitler, Saddam falan da demiş. “Dünya için tehdit” diye eklemiş. Yazının başlığı da “başkan, ruh hastasıysa..”

Arslan Bulut, mecaz-ı mürsel (ad aktarması)yapmış. Sözde Trump’u anlatıyor gibi yapmış.
Hedef 2019 Cumhurbaşkanlığı sistemi ve adayının da aynı problemleri başımıza dolayacağını anlatmış aslında.
Bu sistem gelirse tehdit olurun anlatımı Trump mudur yani? Yedi düvel dediğimiz devletler yıllarca insanlığa kan kusturmuyor mu? Trump mu vardı eskiden? Diğer başkanların kişilikleri düzgündüyse Dünyanın yaşadıkları nedir? Narsizmle, emperyalist batının dünya işgalini nasıl örtüştürmüş acaba? Hem de CFR’yi referans alarak. Pes yani.


Kaynak: (1)  http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/ecevitin-12-yil-sakli-tutulan-anilarindan-kemal-dervis-seytani-hesaplar-icerisindeydi-40782925



27 Mart 2018 Salı

İyi Partide Facebook kongreleri ve usulsüzlükler

Neval Kavcar
Harıl harıl kongre görüntüleri, usulsüzlüklerle dolu. Genel başkanı kayınvalidesi ile oturuyor diye seçimlere girme yeterliliği kazanamaz ki bir parti.

10 Aralıkta kurultay yapmışlar, emin olmak için YSK’dan seçmen kütüklerini istemişlerdi. YSK da onlara İyi partinin 8 Aralık 2017 itibari ile il ve ilçelerde teşkilatlanmadığını bildirmişti. Bunlar havalara zıplayıp, YSK’nın haksızlık yaptığını söylemişlerdi.

Parti kuruyoruz diye kafadan il başkanı atamış, iller ilçeleri atayarak parti kurulduğunu sanmışlardı. Partiler kanunundan habersiz parti kurmak nasıl bir kafa ile oluyor acaba? İyi parti yönetimi hatta Akşener,  partileşme sürecinin altı ay olduğundan da habersiz. Bugün kurultay yapıldıysa ertesi gün seçime gireceklerini de sanıyor-lar. Bir de hava atıyorlar. “Hadi bizi seçime sokmasınlar da görelim” diye.

Lâf aramızda bunlar yine kongrelerini tamamlayamamış olabilir. YSK kararlarını inceledim. 68 nolu karara göre “İyi Parti Tüzüğünde olağan ilçe kongrelerinin toplantıya çağrılabilmesi için gerekli kayıtlı üye sayısı belirtilmediğinden, bu durumda kıyasen uygulanan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 78. maddesi uyarınca yönetim kurulu üye sayısının iki katından az üyesi bulunan siyasi partinin kongre yapma imkanı bulunmamaktadır” denilmiş mesela. (1)

2820 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca, siyasi partilerin kongrelerinde delege olabilmek ve kongrede oy kullanabilmek için ilçe seçim kurulu başkanına bildirilen delegelerin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tutulan siyasi partilere ait kayıtlarda üye olarak isimlerinin bulunması zorunludur.”

Kısa kesiyorum: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından gelen cevabi yazıda İYİ Partinin Yalıhüyük İlçe Teşkilatına kayıtlı üyesinin bulunmadığı anlaşıldığından, İYİ Parti Yalıhüyük İlçe Kongresinin yapılamayacağına karar verilmiş.” Meselâ bu bir örnek..

Bu kararlardan yurt genelinde kaç tane var Allah bilir. Yine Ahırlı 71 nolu karar. Belirtilen tarihte kongre yapılamayacağı kararı var. Osmaniye’de delege olarak seçilenlerin parti üyesi olup olmadığı belirsiz.

***
BAŞKA PARTİ ÜYESİ İLE İYİ PARTİ KONGRESİ

Samsun Atakum İyi Parti kongresinde “başka parti üyesi olan veya üye olmadığı halde il delegesi seçilenlerin delege listesinden çıkarılmaları yönünde yapılan itiraz” var..Samsun İlkadım’da da aynı problem oluşmuş.

Meral hanım 100 bin imza ile aday olacağını söylediğine göre partisinin kurulacağından o da şüpheli. Bahsettiği 100 bin imza da iyi incelenmeli. İmza verenler başka parti üyesi hatta başka ülke vatandaşı, hatta sahte bile çıkabilir.

Kuruluş duyurusu da Soros’u çağrıştırıyor. “İyi Parti 1 Nisan şakası yapacak” diyorlar. Gerçekten şaka gibiler.

Üye kayıtları yok, üye sayıları yok, üye sayısı Tüzükte belirtilmemiş, Yargıtay’a bildirilmemiş.. Başka parti üyeleri ile kongre yapıyor, delege seçiyorlar..!!!
Sonra da “1 Nisanda kurultayımız var” diyorlar.

Çok mu beceriksizler yoksa “bizi seçime sokmayacaklar” diye algıya mı hazırlanıyorlar?

***

İYİ PARTİNİN FACEBOOK KONGRELERİ, GOOGLE REKLAMLARI

Partinin seçime girebilmesi prosedürü için hızlandırılmış kongre yaptırılıyor. Hatta facebook hesaplarına yükletip, “işte kongreyi yaptık” demeye getiriyorlar. Daha öncede Whatsaap kurultayı yapıp(19 Hz 2016), kurultay sırasında KKTC’de bulunan delege ile Whatsaap üzerinden görüşmüşlerdi. Çok çağdaş bunlar yahu.

Küsüp gidenler, kongrelerdeki büyük kavgalar(önce üye olup sonra kavga etseler), usulsüzlükler gırla. Ne seçim kanununu, ne de Siyasi partiler kanunu takıyorlar. Ama Allah için eski Google müdürü Taylan Yıldız ve ekibi Google’da İyi parti reklamını bolca yapıyor. Mısır’da “Arap baharını şaha kaldıran Google müdürleri şimdi aynısı İyi parti için mi yapıyor” deniliyor.

Özel görevli anketçilerin İP’yi hormonlu göstermesinin sebebi, MHP’yi son kez yolma arzusundan ibaret. Vekil olma sevdalısı eski vekiller, İP’nin baraj problemi olduğuna inansa bir gün daha o çatı altında kalmaz

***

15 TEMMUZDA SEÇİM OLSA İYİ PARTİ SEÇİME GİREMEZ!!

“-Tamamlayacak mısınız 81 ili?
Evet tamamlayacağız. 15 Temmuz 2018’de seçim bekliyorum ben. Sayın Erdoğan’ı analiz ettiğim zaman 15 Temmuz gibi bir tarihin onun aklına ve siyaset bakışı açısına uygun olduğunu düşünüyorum. “ Yurt gazetesine verilen röportaj Akşener röportajı. (2)

Velev ki 1 Nisanda büyük kurultay bitti. Üzerinden altı ay geçmeden seçime giremezler. Halen 15 Temmuzda seçim olacak diyor. Ve seçime gireceğini sanıp, sandırıyor.

Başkalarının düğününden bunlara ne oluyor acaba?

             2- Yurt Gz-Sibel Köklü- 26.3.2018



25 Mart 2018 Pazar

Yüzde yüz kazanacak adayın nesini belirleyecek CHP- MYK?

Neval Kavcar
Zaten belli demektir bu. Kemal Bey “adayım” demek yerine “adayımız MYK’da belirlenecek- herkes oy verecek” diyor. SP lideri de aynısını söylüyor. CHP tabanı bundan etkileniyor mu? Hiç sanmam. Çünkü TESEV’ci Kemal partiyi dönüştürdü. Tabanını HDP’ye oy verdirecek, hatta stratejik ortak yapacak kadar geniş bir yelpaze içinde salınıma soktu. Onlar artık, Mustafa Kemal’in değil “Kılıçdaroğlu’nun askerleri.”  

CHP lideri “hem aday olmayacağını, hem de adaylarının yüzde100 kazanacağını” açıkladı aslında. Peki, o gizemli aday kim ola?
Yüzde 100 kazanacaksa, CHP’li değil demek ki diye İlgezdi olayı patlak verip, Londra’dan palas pandıras döndüğünde yaptığı açıklamadan anlaşılmıştı.

***

BAYERN MÜNİH-BEŞİKTAŞ MAÇI, AFRİN’DEN DAHA MÜHİM TABİİ

Yüzde 20’lik bantta sabitlenmiş, siyaset üretemeyen, hiçbir baltaya sap olamayan, ana muhalefetin adayı acaba kim diye çok kafa yormaya gerek yok. Kesinkes CHP’li olmayacak.

15 Temmuzu kimin yaptığını bilmeyen İlhan Kesici mi, yoksa başarı ile biten Zeytindalı Operasyonunu halâ kutlamayan Abdullah Gül mü aday?

Harekâtın yapılmasına karşıymış Gül, yoksa kutlardı. Aynı Kılıçdaroğlu gibi, ayni Akşener gibi, aynı Karamollaoğlu gibi. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş bir aşk hikâyesi onların ki.

Rahmetli Erbakan’ın dediği gibi bunlar “batı taklitçisi.” Hatta biraz daha ileri versiyonu. Ne demişti Gül Kasım 2017’de. “Evin içini düzenlemezseniz karışıklık olur.” Ne yani, batı PKK yolu ile “Sözde Kürdistan’ı kurmak, aziz vatan topraklarının bir kısmını” işgale yeltenirken “olur mu” vermeliyiz? Bir diğer turp “Ermenilere tazminat.” Bedavacı Yunanlılar “Küçük Asya Soykırımı” deyip duruyor. Böyle ev düzeni mi olur? Sevr’i çağrıştırır gibi.

CHP liderinin yüzde 100 kazanacak dediği aday Gül mü diyoruz “CHP MYK’sı belirleyecek” diyorlar. Kemal Bey Gül diyemiyor. Yine kıvranıyor. Akşener henüz parti kurmayı beceremediğinden tabanı dik tutmak için “adayım” diyor. HDP zaten gripin gibi. Yedi düvel kimi işaret ederse oraya seyirtecek. Kırsal da tükendiler, şehirlerde %4 bandını belki zorlarlar.

Velhasıl, “Cumhur ittifakı” bunları perişan etti. Katakulli stratejisi içinde ordan oraya zıplıyorlar. Gül demişken, Afrin’i kutlamadı ama Afrin harekâtına karşı Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı ile buluşup afiyetle yemek yiyip, Beşiktaş-Bayern Münih maçını izledi. Maç daha mühim tabii.  Ah bir de 5-0 yenilmeyeydik. J)

Velhasıl, CHP’nin yıllar boyunca “Çankaya Noteri” diye nitelediği Abdullah Gül, CHP-İP-HDP ve SP’nin ortak adayı olur mu? CHP liderine göre olur, “tarafsızdı” diye methetmeye başladı çünkü.

***

GÜL İLK KEZ Mİ ADAYLIĞA GÖZ KIRPIYOR?

Aslında sürekli göz kırpıyor. Barzani referandumunda, OHAL’ler uzatılırken, 16 Nisan öncesinde, Zeytindalı harekâtında. Ama millete değil.
İlk kez yurt içine göz kırptı. “İhtiyaca binaen” meselâ “parlamenter” sistem metaforunda, yel değirmenlerine savaş açabilirler. Davulun bizde, tokmağın yedi düvelde olmasına “demokrasi” diyorlar hâlâ.

SP’li Ali Aktaş diyor ki Abdullah Gül ile görüşmesinde:” FETÖ yargılamalarında kriminal vakaya bulaşmamış kişilerin ayıklanmasını önerdi. Adalet duygusunun zedelenmesinden duyduğu endişeyi de aktardı.”

Aday olmak için de şartların olgunlaşmasını yani “armut piş ağzıma düş” anını kolluyor, Ayazağa kasrında. “Kriminal”den kasıt umarız ki “af” değildir.

***

2007 YILI..367..ve CHP MECLİSE GİRMİYOR…ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ?

İlkeler diyerek yürüyen ekip 2. Turu zorlamaya devam ediyor. Ana sebep tabanlarını ikna süreci. 1. Tura yüklenip “Cumhur İttifakına” yara aldırıp o gazla tabanı da motive edip, 2. Tura yüklenme peşindeler. Muhtemel Abdullah Gül ile tabii.

2007’de “kardeşim Gül aday”la başlayan süreçte CHP’nin 367 ardından meclise girmeme gerginliğini herkes hatırlar. CHP isteseydi o dönem Anayasa mahkemesine başvurup, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimini iptal ettirebilirdi. Geri sayıma geçmiş 21 Ekim referandumu vardı.

Kolayına kaçıp Bahçeli’yi suçladılar. MHP’nin adayı Gül müydü? Hayır. MHP sadece meclise girmiş, CHP ergen gibi davranıp meclisten kaçmıştı.
Şu işe bakın. On bir yıl sonra CHP aynı Abdullah Gül’ü kurtarıcı olarak görmeye başladı. Abdullah Gül değil ama CHP çok değişti.



24 Mart 2018 Cumartesi

Afrin ve MHP Kurultayı- Neval Kavcar

Neval Kavcar
Herkese merhaba,


Gündem yoğun. Afrin harekâtı ile başlıyorum. “ABD ile kapışmayın, girerseniz çıkamazsınız, kendi çocuklarınızı yollayın, Suriye’ye girdiniz, Afrin’e girmeyin” diyerek bir yandan PKK’ya kol kanat gerer gibi olup, öbür yandan yedi düvelin gözüne girme çabasında ki darbe artıkları Afrinzede oldu. “Zeytindalı harekâtına karşı çıkan” bunlar değilmiş gibi şimdi kutluyor ve “Afrin yetmez Fırat’ın doğusuna geçilsin” diyorlar.

Diğer mevzu “Esad ile görüşülsün” çıkışları. PKK-PYD’nin yerleştiği topraklar Suriye’ye ait. Lakin, unutulmasın ki cani Öcalan, yakalanmadan önceki ikameti, PYD’nin “kanton” oluşturduğu yerlerdi. Sonra, Suriye ve Esad mı var? Putin var. Afrin’i Esaf’a geri vermek, aynı kanlı yolu bir daha baştan yürümek demek bizim için.

ABD Rusları Suriye’den çıkarmaya azmedince, Rusya olup bitene göz yumdu. Stratejileri “biraz da Türkiye uğraşsın”dı. Şimdi bu uğraştayız. Rusya, Suriye’den olmamak için, PYD ekilip terör biçilmesini destekledi.

Afrin, sular durulana kadar Türkiye’nin güvencesinde kalmalı. Türkiye’deki Suriyeliler kendi topraklarına gönderilmeli. Ki zaten de devlet bunu yapıyor.

***

MHP Kongresi ile başlayan yeni hücum

2010’da kaset, 2016’da da yine FETÖ marifetiyle Y-MHP girişiminde bulunuldu. FETÖ’cü hakimler kurultay kararı verdi. Muhatapları bugün diyor ki “bana FETÖ’cü diyenin anlını karışlarım.” Alın karışlamayı bırakıp FETÖ’cü Burhan Yaz niye MHP’de 15 Mayısta kurultay olsun kararı çıkardı onun cevabı verilsin.

MHP lideri Devlet Bahçeli ve yanındaki bir avuç kahraman direndi. FETÖ’cü hakimlerin kurultay kararı vermesine karşılık, meselâ Avukat Yücel Bulut’un kelimelerle anlatılamayacak hukuk girişimleri, teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı Şefkat Çetin’in akıllı manevraları, Cemal Enginyurt’un saldırının yönünü değiştirici atılımı, Başbuğ Pınarbaşı, Mehmet Müftüoğlu, Metehan Özkan, Ahmet Savaş Çolak tv programlarında ellerinden geleni yapması ve FETÖ’cü 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesi ile MHP nefes alabildi.

MHP liderinin dik durması, yerini terk etmeyen il başkanları, onunla birlikte vuruşan Ruhi Ersoy, Erkan Haberal, Oktay Öztürk, Mehmet Günal vb.ler, sadece elini değil gövdesini taşın altına sokan cümlesinden Allah razı olsun. Ve elbette yer gök dua ile.

Devlet Bey açık kalp ameliyatına girerken, aklını yitirmiş gibi saldıranlar partilerini kuramadı henüz. Neyse efendim, konumuz MHP, onlar sırasını beklesin. Ve bir zahmet partilerini kurmayı becersinler önce, sonra konuşsunlar.

Afrin’e girme müjdesi, Çanakkale Zaferi yıldönümü, söylendiği tarihte olağan kurultayını gerçekleşmesi ile MHP 18 Marta salimen ulaştı. Ocak 2016’dan, 18 Mart 2018’e gelmek hiç kolay değildi. Çok badireler atlatıldı, acılar yaşandı. MHP, gitti gitti geldi.

Derken müthiş bir fırtına çıktı, cepheyi terk etmeyip vuruşan kadronun savrulduğu görüldü. Sebep? Kendileri de bilmiyor, şoktalar. Meselâ Yücel Bulut’un devre dışı kalma nedeni nedir? Şefkat Çetin ve diğerlerinin de. FETÖ ile mücadele edenler dışlanmış gibi algılanıyor.

18 Mart 2018, MHP üzerindeki oyunun bitiş değil başlama tarihi gibi duruyor. Buna dikkat çekmek isterim.

FETÖ’cü Kanaltürk önünde mücadele veren kişi ve ekibi de fazla sevinmesin.
MHP liderliği, yönetimi “orduevine giremediler ama Afrin’e girdiler” diyen kışkırtıcılık, bölücülük yapan zihniyete teslim edilemez. Kanaltürk’ün önüne gidip sözde basın özgürlüğü için polisle çatışma yapılan tarih 28 Ekim 2015. MHP’ye kumpas başlamadan birkaç ay öncesi. Ne bilelim birkaç ay sonra MHP’de zaten yönetim değişecek psikolojisinde olunmadığını.

FETÖ’nün “tüm siyasilerin desteğini alın” dediğinin iddia edildiği dönemdi. CHP gitti, HDP gitti ve MHP’de gitti oraya. MHP’ye 2010 kaset kumpasını kuranların Fetullahçılar olduğunu bilmeyen var mı? O halde FETÖ terör örgütünün basın özgürlüğü nedir?

Neyse efendim. Devlet Beye gönülden bağlı süpürülmüş gibi olanlar.. Orada zerre problem yok. Mevzu yönetimde söz sahibi olup olmamak da değil. 

Eğer; 2016 FETÖ muhasarası yaşanmamış, adı geçenler canlarını dişine takmamış olsaydı, şimdi bunları zaten konuşmuyor olacaktık. 

***

Doğan medyanın satılması yerinde olmuş. Amiral gemisinin, bundan sonra Türk karasularına giriş yapmasını bekliyoruz.
neval kavcar