29 Nisan 2018 Pazar

CHP partilikten çıktı, aş evine döndü


Neval Kavcar
CHP-İP-SP sıfır barajda anlaşmışlar. Burada kazanan SP ile İP olur. O kadar ki CHP ile birlikte “sadece biz yokuz demek için DP’yi de yanlarına” almışlar. Ana muhalefetle top gibi oynuyorlar. “AKP’nin mayası, ülkücülerin anahtarı bizde” palavrasını CHP tabanına yedirmeye çalışıyorlar.

Yanlarına kimi alırlarsa alsınlar. CHP ile görünmek problemse, “CHP-İP bir araya gelecek” sözleri “çirkinse” DP üzerinden mi temizlenecekler? Kaldı ki, İP kurulma aşamasında iken Aytun Çıray’ı kuruluş hediyesi gibi gönderen Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ile birlikte olunabilir, grup kursunlar diye 15 vekili gönderen CHP ile de anlaşılabilir ama “biz ayrı adayımızı çıkarırız” hikayedir. “Cumhurbaşkanı çıkaramazsak bile meclisi kilitleriz” stratejisi, iki hava civa parti ile olmaz.

Bunlar ne kadar da 16 Nisanın etkisinde kalmışlar. Kendilerine önem atfetmişler. 16 Nisanda sistem vatandaşa anlatılamadı. 5. Kol gibi çalışan bir kısım medya 16 Nisanı sabote etti. Hele Hürriyetin bir buçuk yıldan fazla 15 Temmuz “kontrollü darbe” üzerinden algı yapması, kriptoların harekete geçmesi ile bugün aynı değil.

16 Nisanda “hayır” verdiğini söyleyen birçok kişinin “yanılmışız” noktasına geldiğini biliyorum. O bakımdan “hayır bloğu” gibi sanal birliktelik üzerinden strateji üretenler, havasını alır. Öyle bir temel yok ortada.

CHP aş evine döndü. Baraj altı kalacak olanlardan medet umup, birkaç vekillik karşılığında sözde şinerji oluşturup, boşa giden oyu ortadan kaldıracaklar. Meral Hanım iyi pazarlamacı,. Torpille beş mi altı ay mı vekillik yapıp, sanki ömrü hayatı bakanlıkta geçmiş, çok başarılı olmuş gibi geçmişini pazarladığından, Kemal Bey gibiler de sanıyor ki İP’ten en az %10 gelir.

Biraz siyasi akılları kaldıysa MHP-AKP tarzı ittifak kursunlar. Kimin nesi var, seçmen mührü bassın ortaya çıksın. Yoksa böyle “karıştıralım, ver bize 25 vekil” demek CHP seçmenine kazık atmaktır. Zaten CHP iradesini ve vekillerin kimliğini hiçe sayıp İP’ye gönderildi, bari ittifakta hak yemesinler. İP’nin sanal yükseltilerine kanmasınlar.

MHP seçmeni, “Fethullah Gülen de dâhil herhangi bir dini cemaat ya da tarikatla bir irtibatım yok. Olsaydı gururla söylerdim” diyen Meral Akşener mühür basmaz.
Çok kızgınsa belki sandığa gitmez, o da uzak ihtimal. Havada ülke bekasına tehdit kokusu aldılar. İki elleri kanda olsa gidip mührü üç hilale basar bozkurtlar.

***

“EN GENİŞ KAPSAMLI ÇOĞULCULUĞA DAYALI DEMOKRASİ” PALAVRASI

Kafadan bir terim bulmuşlar fıkra gibi. “En geniş kapsamlı çoğulculuk” CHP-İP-SP ve DP demek gibi algı operasyonu yapıyorlar. Bu seçimi aynı 16 Nisandaki gibi algı operasyonu ile almaya çalışıyorlar. Proje yedi düvelin, sanatçılar yerel.

FETÖ, liberaller, küreselleşmeci STK’nın, 5. Kol medya ve yabancı istihbaratçıların bulandırdığı hava sonunda, PKK’nın gerek bölgede, gerekse büyük şehirlerde vaktiyle kurduğu baskı sona erdi. Hâl böyle olunca PKK partisinin tepelerine bindiği vatandaş nefes aldı. 7 Haziranda baraj altı kalacağı görülen HDP’ye yardım CHP’den gelmişti.

Daha geriye gidersek, Leyla Zana’lı ırkçı Kürtçüleri meclise ilk sokan da CHP’nin o dönem ki versiyonu idi. Yine gençlik yıllarımızda Kürtçülerle kucak kucağa olan Perincek dahil dönemin sol fraksiyonları “halkların özgürlüğü” adı altında yedi düvelin taşeronluğuna soyunmuştu.

Lafı uzatmıyorum CHP-İP-SP, HDP’ye sırtlarını dayayıp seçimi almak istiyorlar ama yan yana gözükmemek gibi kalleşliğe de zirve yaptırıyorlar. Yapılan anlaşma ile “kazanalım eski günlerinize döneceksiniz” iddiası ise oldukça vahim.

İddia diyorum ama gerçek şu ki İyi Partinin parti programında ki “Doğu-Güney Doğu Sorunu” bölümünde yazanlara hiçbir İP’li cevap ver-e-miyor. O bakımdan “ben HDP yöneticisi olsam, bir o yana bir bu yana kıvıran partilere güvenmek yerine” , “arkadaş 2. Tur boykotunu ilk tura çekiyorum, sıfır baraja beni almazsanız sandığa gitmeyeceğim” derim. Zaten %5’in altındalar. İP’den daha iyi durumdalar orası ayrı.

Bunu söylerken, HDP gibi bir partinin olmasını demokratik bulmuyorum. Hiçbir ülke kendisinden toprak koparılmasını savunan partiye demokrasi gereği gibi salakça bir bakış açısından bakmaz. Fakat hem onlara sırtını yaslayıp, hem de milleti kandırmalarını yanlış buluyorum.

***

GÜL’ÜN DİREKSİYONA GEÇMESİ İŞE YARADI MI?

Gül üzülmüş “elini taşın altına sokmaz, sağlamcıdır” sözlerine. Gül’ün köşk önünden “üst görevlerde doyuma ulaştım” tonunda söyledikleri bile iticiydi düşünene. Boş vaktinde bir düşünsün “niye bana karşılar acaba?” diye.

Büyük kesim “aday değilim” olarak algıladı orada söylediklerini ama YSK seçim takviminde adaylar resmiyet kazanana kadar inanmayacağım.
AKP içinden eleştirenleri uyardığı, ortak aday göstermeye karşı çıkanları “beni aday yapmazsanız nal toplarsınız” dediği, yedi düvele de “evin içini nizam gereği düzenlerim” dediği düşünülürse biraz daha
bekleyelim derim.

 29 Nisan 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder