28 Nisan 2018 Cumartesi

Gül Muhalefete “tren kaçmak üzere” dedi


Neval Kavcar
“Gül, Ayaz Ağa kasrından beklenen açıklamayı yaptı” diye düştü kamuoyuna. Şu vakte kadar duyduğumuz ne varsa, doğru olduğunu ilk ağızdan öğrendik.

“Aday olmaya hazırlandığını” ama gerekli mutabakatın sağlanamadığını belirtti.

Tarafsız olduğunu, çok çalıştığını, Türkiye’nin geleceğinden başka bir şey düşünmediğini ifade etti. Polemiğe girmek istemediğini söyledi ama ülkenin önündeki önemli dönemeçlerde hep zıt söylemler içinde oldu.

Aylardır ortalıkta dolaşırken nabız yoklandığı, ortak aday olmak için çalışıldığı ortaya çıktı. Konuşmasında “beklentim yok” dedi ama aylardır bu hedefe kilitlendiği, bu adaylık için uzun süredir çalışıldığı ortaya çıktı.

O sürenin de, Cumhurbaşkanlığı görevinin sona erdiği tarihten itibaren başladığını söyleyebiliriz. Eşinin intifada söyleminin anlamı da buymuş.

Bu açıklamanın eski yol arkadaşlarına “aday değilim” konuşması değil tam aksi ona karşı çıkanlara “fırsatı kaçırmayın” konuşması olduğunu düşünüyorum.

“Türkiye’nin geleceği güçlü bir demokrasiden, kuvvetler ayrılığı prensibinden, hak ve özgürlüklerin evrensel niteliklerdeki standartlarda uygulanmasından geçtiğidir” diyerek, kendisine karşı çıkanlara “parlamenter sistem” mesajı verdi. Oysaki İki başlı bu sistemin hazırlığını yapanlar arasında kendisi de vardı. (21 Ekim referandumu)

Ayazağa kasrı önünden yapılan bu konuşma ile “ben olmazsam Erdoğan’ı al aşağı etmenize imkan yok” demiştir.

“Bana geldiler ama gerekli mutabakat sağlanamadı, haydi bana Eyvallah” konuşması değildir o konuşma. Karamollaoğlu’nun bir iş beceremediğini görünce, kendisi geçmiştir projenin başına.

O konuşma, CHP tabanını ve karşı olanları ikna edebildi mi derseniz, kişisel görüşüm “hayır.” Sadece CHP yönetimin iknasına “açık” hale gelmişlerdir.

Önümüzdeki kısa süreçte İP-CHP-SP-HDP başta olmak üzere bir araya gelip “Gül”ü aday gösterirlerse, film yeni başlayacak.

Anafikir: Abdullah Gül kendisine karşı çıkanlara “beni aday göstermezseniz, kazanmanıza imkan yok” demiştir.

Konuşması, Cumhur ittifakına harp ilânıdır.

***

SAYGI ÖZTÜRK’ÜN FETÖ’CÜLÜK ANALİZİ

“Bakanlığı döneminde FETÖ okullarının ziyaret edilmesi ve desteklenmesi için kriptolu genelge yayımlayan, bu yapıyla ilişkili olanları önemli görevlere atadığı bilinen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “çatı aday”formülünü de “FETÖ'cü”dedikleri Meral Akşener boşa çıkardı. Bu durumda Akşener nasıl FETÖ'cü oluyormuş? Bunu da unutmayalım” demiş Saygı Öztürk.

FETÖ’cü demek ki böyle tespit edilir? FETÖ’cü hakimlerle kumpas, kaçak FETÖ’cü Emre Uslu ile Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine twitleşme, 2 ABD Ankara Büyükelçisinin CHP-MHP ortak adayı Akşener olsun raporu, Nurettin Veren’in beyanları.. Önemsiz öyle mi? Şimdi Gül için çekilmemesi FETÖ’cü olmadığının kanıtıymış Saygı Beye göre. Ona strateji denilir kanımca.

FETÖ’cülük, ışık evlerinde maklube yemek değildir. FETÖ’cülük CIA’nın yerel ayağıdır. İkbal için işbirliği yapanlar var. Şahsen bana “şu FETÖ’cü” dendiğinde, ummadığım biriyse bile açık kapı bırakıyorum. Bilemezsiniz. Saygı Öztürk, FETÖ bilirkişisi olmuş kutluyorum.

Akşener’i beğeniyorsa farklı meziyetler bulsun. FETÖ’cü değil diye kimse Cumhurbaşkanı yapılmaz. Uğur Dündar’ın Cumhurbaşkanı olma kriterleriyse Akşener’e hiç uymuyor.

***

MİLLET FİL SURESİ OKUYOR

Bu kadar karanlık, gizli kapaklı işlerin çevrildiği, kumpasların kurulduğu seçim dönemindeyiz. Vatandaş namazının ardından, Fil Suresi okuyup “vatan-millet düşmanları dağılsın” diyor.



28 Nisan 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder