28 Ağustos 2019 Çarşamba

CHP ticaret yapamaz, HDP Terörle bağ kuramaz

         

Neval Kavcar
HDP’nin, ülkeyi bölüp üzerinde Kürdistan kurma amacı taşıyan PKK terör örgütü ile bağ içinde olduğu biliniyor. Her gün şehit haberlerini duya duya, PKK ile birlikte olduklarını çekinmeden söyleyen HDP-liler nasıl olup da hala siyaset(bölücülük) yapabiliyor? TBMM’ye girip bu milletin vergilerinden kesilen maaşlarını alabiliyor? Benzeri bir parti batılı devletlerde yok. O halde bizde de olmamalı.

Siyasi partiler kanununa göre partilerin ticaretle uğraşması yasak. Buna rağmen, milletin parası ile kurulmuş İş bankasına CHP yönetici atıyor ve iddia odur ki…diye başlayan cümleleri duymaktan bıktık.

Neresinden tutacağız? Yasaya aykırı ticaret yapmalarını mı, Atatürk’ün vasiyetini bahane edip İş bankasını tepesine çökmelerini mi?

Vasiyetin güvenirliği ayrı mevzu. Velev ki doğru, CHP kaç kere kapatıldı, isim değiştirdi. “Adı CHP, 9 Eylülde kuruldu, Atatürk’ün CHP’si diyerek” İş Bankasına çöreklenmek nedir? Hadi onların canı istiyor, peki yasalara aykırı bu fiile göz yummak devletin ayıbı değil mi?

Vatandaş olarak, derhal hemen CHP’nin ticaretten men edecek adımların atılmasını, HDP’nin de bölücü davranışlarının bıraktırılmasını, PKK ile bağını kesmesini devlet sağlamalıdır.

Yoksa S-400’ü almışsın, temeli oyanları engellemedikten sonra ne fayda?


25 Ağustos 2019 Pazar

Adli cinayetler gündem olmamalı, Kamuoyu vicdanı rahatlatılmalı

                                        Siyasi rant yerine Aydın'a bir çivi çakın ya da
                         PKK'nın şehit ettiği vatan evlatlarını koyun panolara       
Neval Kavcar
Binlerce yıllık örnek kültürümüzü cinayetlerle, tacizlerle karalamaya teşebbüs olarak görüyorum son dönemde köpürtülen bazı olayları. Aile içi şiddet, kadın cinayetleri, Suriyeli düşmanlığı, hayvanlara saldırı, tacizler, toplumu patlama noktasına getirdi. Medyanın her türlüsü ve bilhassa belli bir siyaset kesimi kötü örnek teşkil eden bu olayları sürekli gündemde tutuyor.

Düşünün esnaf var kapısının önüne bırakılmış yavru kedi ile rızkını paylaşıyor, kişi var canı ciğeri evladı vefat etmiş organlarını bağışlıyor bunlarla gündem olmak yerine “nerede 5. Sayfa olayları var, onlar vitrine çıkarılıyor.” Vahim olaylara sanki devlet, hukümet çanak tutuyor izlenimi veriliyor. Katil ruhlu eski eş kadını bıçaklamış, şerefsizler yardım yerine videosunu çekmiş, karanlık ruhlarda bunu yayarak topluma öfke patlatması yaşatıyor. Siyasilerde bunu kullanıyor.

PKK binlerce vatan evladını, kadını çocuğu en vahşi şekilde katletmiş, FETÖ adeta ülkenin ırzına geçmiş, menfaat ya da bir şekilde kendine bağladığı insanlarla ülke büyük sınavdan geçiyor. Yetmiyor ABD-Rusya arasındaki savaşta devlet ayakta kalmaya çalışıyor ama birileri kadın cinayetlerini, tacizleri, maden sahasında kesilen ağaçları sürekli kaşıyor. İstihbarat örgütlerinin yaktığı iddia olunan hektarlarca orman için kimse sesini çıkarmıyor.

Topluma kötü örnek teşkil edecek, aile yapısını sarsacak, adli bu vakaların bilhassa siyasilerin eliyle toplumu gözüne sokulmasına dur denmesini talep ediyorum.

Bu olayların duyurulmasında toplum yararı yok. Yapılacak olan, eğitimle ailenin önemine dikkat çekilmeli, yasalarda gerekli değişiklikler yapılarak “uyum adı altında “yasaların delinen yerleri onarılmalı. Kamu vicdanını rahatlatılmalı.

Toplumu rahatlatacak diğer adımlar: Siyasi Partiler yasası(Terörle bağı olan partiler-ticaretle uğraşma hukuksuzluğu), Seçim kanunu(YSK’nı hesap verebilirliği-aday olma kriterleri), Apartman hukuku(bilhassa alt katlara su akma hadisesi pimi çekilmiş bomba), mesela kamu yararına statüsü verilmiş Türk Ocakları gibi derneklerin denetimsizliği, Cemaatlerin İslamı öğretmek değil devlete karşı kullanılacak tebaa oluşturma gayreti, aynı şekilde kökü dışarıdaki STK(NGO)ları gibi mevzular elden geçirilmelidir.



14 Ağustos 2019 Çarşamba

TEMA, Gezi Olaylarında da baş roldeydi

                                                                       
Neval Kavcar
TEMA, 1992’de sivil toplum kuruluşları furyasında kuruldu. Kurucuları, ağırlıklı olarak TÜSİAD üyeleri. Aralarında ki bir isim ise ilginç. Osman Kavala.

ABD merkezli STK’ı ile hareket kabiliyetine sahipler. TEMA deyince ülkemizde ülke doğası için bir şeyler yapılması beklenen, bunu halka yayan anlıyoruz. Oysaki TEMA’nın, TESEV’den tek farkı var. O da kendisine özgü alana dikkat çekip, ülke insanını mobilize etmek.

Meselâ, 2013’deki ‘Gezi parkı olaylarının” başlangıcına monte edilen ‘ağaç kesme” objesi ile olaya TEMA’da dahil olmuş ve TEMA gönüllülerinden destek istemiştir.

Bakın ne demişler? “Gezi Parkı mücadelesine destek vermek için, Türkiye’nin her yerindeki ekoloji ve kentsel yaşam mücadeleleri de harekete geçiyor. Bugün İzmir’de, Ankara’da, Adana’da, Eskişehir’de; yarın da başta Antalya olmak üzere birçok şehirde yaşam savunucuları, yaşam haklarını savunmak ve Gezi Parkı’na destek olmak için sokağa çıkıyor. Hep birlikte nefes alma hakkımıza sahip çıkalım.”

Ülke genelinde halkı sokağa çağırıyorlar. Parkta kesilen ağaçlar için İstanbul’un altını üstüne getirdiler sonrasında. Doğayı koruma amaçları olsa, PKK’nın yaktığı hektarlarca orman sahası içinde bir çift laf ederlerdi. Duyarlı insan ağaç için halkın malı ambulansları, dolmuşları yakıp güvenlik güçleri ile çatışır mı? Paris’teki film, Gezi olayının aynısı. Change.org üzerinden örgütlenip, sokakları ateşe verdiler.

Gelelim Kaz Dağlarına. Altın arama maden sahasında ağaçlar iki yıl  önce kesildiği halde, yeni kesilmişçesine insanları devlete karşı kışkırttılar. Üstelik Türkiye, “Güvenli bölge için ABD ile görüşürken ve Rusya’ya karşı da dikkatli olması gerektiği zaman diliminde.”

Bunu da ABD merkezli Change.org aracılığı ile topladıkları imzalar ve sitelerinden duyurularla yapıyorlar. “Söylenin dört katı ağaç kesildi, maden faaliyeti durdurulsun” diyorlar. Var olan sahada kaç ağaç olmalı hesap ona göre. “Devlet yalan söylüyor, bize inanın” diyerek otoriteyi sarsıyorlar.

Dertleri Kaz Dağları değil, devleti içerde meşgul etmek.
İnsan hayatının değerlerini yedi düvelin menfaati için böyle heba ediyorlar.

Baktılar ki iş farklı yöne kayıyor, sıyırmak için “Kaz Dağları’nda siyanür liçi ile maden üretimi yapılması konusu siyaset üstü tutulmalıdır” diyorlar.
Tabii, tabii.

Maden sahasındaki ağaçlar Orman Genel müdürlüğünce kesildiği halde, Devleti yalancı çıkaranlar, mahkeme de iddialarını ispat etmelidir.

Açıklama: 1- ABD dahil Dünya’nı her yerinde altı aynı usulle çıkarılıp, ayrıştırmasında Siyanür liçi kullanıldığını TEMA ve TÜSİAD’çılar bilmiyor mu?
                2- Dünya’daki 900 civarındaki altın madeninin 13’ü Türkiye’de.
                                                   


13 Ağustos 2019 Salı

ENKS aldatmacası (Suriyeli Kürtlere IKBY’leşme dersi)


Neval Kavcar
“Fırat’ın doğusunda PYD-PKK’yı süpürme kararlılığı” karşısında, ABD “hele bir görüşelim” kurnazlığına girdi. PKK’yı da çeşitli şekle büründürerek yürütüyorlar. PKK, PYD, YPG ..IKBY, ENKS…

ABD’nin amacı, Irak’ta ki IKYB’nin, Suriye’de ikiz kardeşini doğurtmak. Türkiye ise terörün tümünü kazıyıp, Suriyelileri geri gönderme çabasında. Rusya-ABD’nin bize karşı çıkar birliği yapma tehdidi de göz ardı edilmemeli.

Yığınla olay arasında boğulmayalım, diyorum. Güvenli bölge denilen yer, en küçük sapma ile Irak’ın 36. paralel üstüne döner. O sebeple önce kendi sınırlarımız içinde PKK türevinin ve siyasi etkisinin silinmesi şart. Bu konuda muhalefet de uyarılmalı. Türkiye savaşırken, cephe gerisinde PKK’nın uzantısı ile flörtün adı “vatan hainliğidir.”

Suriye’de oynan yeni oyunu adı ENKS. Sözde PYD ile anlaşamıyorlar. Hep aynı senaryo. Suriye’den özerk o bölgede, aynı Irak’taki gibi temel atılıyor. Kürt raporuna göre “PYD’nin dönüştürülerek, o bölgenin askeri gücü olması hikayesi” bahsettiğim.

Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı. Ana tema bu olmalı.

Önemli olan bir mevzu ENKS’nin ‘güvenli bölge’ açıklaması “Biz ENKS olarak ne PYD’nin tek taraflı yönetimini, ne de Türkiye’nin işgalci anlayışını kabul ediyoruz” Diyor.??!!

Türkiye’nin terör temizleme harekatı da onlara göre “işgalcilik.” “ABD’nin çatısı altında” adımları olumlu buluyor o kukla örgüt. Ve “siyasi çözüm”den söz ediyor. “Harekatlar, siyasi çözümü geciktiriyor” diyor ENKS.

Irak’ta IKBY, Suriye’de ENKS.. böyle böyle yürüyor ABD.
Diğer önemli mevzu da, bölgeden ayrılmak zorunda kalan Türkmen-Arap gibi nüfusun “demografik yapıyı” değiştireceği sebebiyle “geri dönüşüne” karşı olmaları. Ve denmiş ki “Türkiye PKK sorununu Suriye üzerinden çözmeye kalkmamalı..”Devlet rahat  kurulsun diye, farklı kökenler bilerek sürülmüş.”

Başka? “Güvenli bölge konusu: Biz uluslararası bir çözümü destekliyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 5 Nisan 1991 yılında aldığı 688 sayılı kararla Kürdistan Bölgesi’nde belirlenen güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge modeli daha uygun olur diye düşünüyoruz” da demişler..

İşte bizi götürmeye çalıştıkları nokta “ırak benzeri yapı.” Irak’la başladılar, Suriye, Türkiye ve İran’la devam edecekler. Yapılan tam da bu.

Yedi düvelin; Osmanlı’daki coğrafi bölge adından, devlet çıkarma operasyonuna Türkiye önce kendi güvenliği açısından karşı çıkmalı.

1. Dünya Savaşı “bitmedi” diyenlere, Türkiye bittiğini gösterecek güçtedir. Fırat’ın doğusu terörden ve Suriye içinde bölücü yapılanmadan arındırılmalı, Suriye savaştan önceki haline döndürülmelidir.


6 Ağustos 2019 Salı

Akşener, Ülkü Ocaklarına niye vurdu?

"Erzurum Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nı da ziyaret eden Akşener, çocukları çok sevdiğini belirterek onlarla hatıra fotoğrafı çektirmek istedi. Ancak çocukların elleriyle kurt işareti yaptığını gören Akşener, ellerini indirmeye çalıştı. Akşener, çocuklara DYP selamı vermelerini öğütledi. (9 Ekim 1997- Milliyet)                                                       
Neval Kavcar
MHP’ye daha önce gelen bir DYP’li aracılığı ile kapak atmıştı. Ülkücü geçmişi yok. Asena falan denirken birden Ülkü Ocaklılara “haydut” dedi. Niçin?

Öncesinde sürüyle vukuatı vardı. Meclise ilk kez adım attıktan hemen sonra İçişleri Bakanı olması(6 ay ve sürekli bunu pazarlaması), Erbakan’a evrakın üst nüshasını imzalatıp, alt tayin listesini değiştirip Demirel’e götürmesini unutmadık. Yeri göğü bilmeyen Meral Hanıma bunu kim yaptırmıştı?

Çiller’in kurucusu olduğu ‘Şehit anaları vakfının” da yöneticisiydi. Kamuoyunu yanıltmıştır. (2) 28 Şubatta askere kafa tuttuğu külliyen palavradır. Ocaktan yetişip ülkücülüğünü pazarlayan bir kesimin aksine, o hiç ülkücü olmadan borsasını kurmuştur.

En son MHP’nin başına geçirilmek istendi. Eksen kaydırılacak, “ülkücülük” bitirilecekti. Nurettin Veren’in “biz bakan yaptık” demesi, Mümtazer Türköne’nin Akşener’i keşfi sonra da, Akşener’in Erdoğan’a “Türköne’nin bırakılması için fax” çekmesi ilginç değil mi?

Akşener’in  “Ülkücülere haydut” demesine şaşmamalı O bir matruşka. Şu vakte kadar” ülkücülük üzerinden MHP’den oy devşirme çabasını bırakıp, hangi sebeple Ülkü ocaklılara(hatta MHP tabanına) “haydut” dedi? Yeni plan nedir? Önemli olan o.

HDP-CHP’li ortak PKK açılımı için tabanı mı hazırlıyor dersiniz? Başka bir şey mi?  

İç kamuoyunu kifayetsiz siyasiler bulandırırken, ABD “Fırat’ın doğusuna operasyon kabul edilemez. Engelleriz” dedi. CHP-İP-SP’den tık yok. Devleti bölmekten bahseden HDP rahatça siyasetini sürdürüyor. Vatandaşı da Kaz Dağları ile oyalıyorlar. İmamoğlu’ysa Cumhurbaşkanı rolüne başladı bile. Kanada Büyükelçisini arayıp “Kaz Dağları hakkında görüşmüş.”

ABD planı, basit şekilde ilerliyor. 
***
Kaynak: Telefon dinleme skandalı (1)

Temiz toplum ışığı yanacak mı-U.Dündar (2)

Casusluğu Akşener'in salonda unuttuğu not ortaya çıkardı – S.Ergin (3)

Akşener'in hakkında yürüyen soruşturma neyse, bir an önce öğrenelim. Geç gelen adalet, adalet olmadığı gibi devlete zarar veriyor. 

                           Bakan Akşener, Başbakan Erbakan'ı kandırdı    

5 Ağustos 2019 Pazartesi

Sosyal medya ile tehdit ve Dizayn

                                                                               
Neval Kavcar
Kaz Dağlarında siyanürlü altın aranıyor... Birileri Kaz Dağlarını yok etmek için düğmeye basmış.. Kirazlı köyü Çanakkale’ye yarım saat mesafede.. baraja siyanür karışacak, ormanlarımız yok edilecek.. ..” demiş Altay Horda. Altay Horda kim? Belirsiz.

Bakanlık açıklama yapıyor.. “Maden Kaz Dağlarında değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban’dadır. Faaliyet barajın koruma alanı dışında yapılmaktadır. Su ihtiyacı yüzey sularından sağlanacaktır..Altın ayrışmasında siyanür kullanılmamakta uluslararası kriterlere göre kapalı alanda üretim yapılmaktadır..Maden arama için kesilen ağaç kadar farklı noktaya, maden arama bittikten sonra aynı yere tekrar ağaç dikilmesi şartı vardır..Ayrıca kesilen ağaç sayısı 195 bin değil 13.400’dür..”

Tüm bu bilgiler verilmesine rağmen, kimliği belirsiz Altay Horda’ya inanılıyor, devlet linç ediliyor. “Kaz Dağlarında nöbet tutacaklarmış..”

Altay Horda deşifre edilip, hakkında dava açılmalı.
Altın aranmasına bir sebepten karşı çıkan zevattan, şu vakte kadar “altını- gümüşü yabancı çıkaracağına biz çıkaralım” söylemini duymadım.
***

“Flamingoların kanadını kesmişler..”

Change.org adlı, parayı bastıranın dünya gündemi oluşturduğu ABD kökenli sosyal medya ağından e postama aşağıdaki olay için “destek olun” çağrısı geldi.

Flamingo Köy vahşeti durdurulsun - İstanbul Çatalca'da bulunan 'Flamingo Köy' adlı kahvaltı mekanında bulunan flamingoların "kaçmasınlar" diye kanatları kesilmiş..”  

Binlerce yorum, küfürün bini bin para. “Yazık yahu..” dedim, sonra araştırdım. Öyle bir şey yok. Mevzu şu: “Flamingo Köyü'nün sahibi Metin Atasoy: "Ben bu flamingoları, 15 yıl kadar önce yavru iken aldım. Büyüdükten ve ortama alıştıktan sonra da gitmediler" diyor. Gerekli araştırma yapılıyor, kanadı kesik Flamingo yok, hazır yemeye alışmış, evcilleşmiş bir miktar hayvan var. Buna rağmen change.org’da o kampanya devam ediyor.

Bir İDDİAYA göre; burada alıkoyulan flamingoların alandan ayrılmaması için KANAT VE KUYRUKLARI KESİLİP KISALTILARAK hareket kabiliyetleri de sınırlandırılmıştır” Diyerek insanları zan altında bırakıp, kamuoyu linçine maruz bırakmak tam anlamıyla vahşettir. “Bir iddiaya göre…” Kimin iddiası? Change.orgda bu eylemi ilk başlatana dava açılmalı mesela. Buna benzer çok örnek var.

Devam eden Paris olaylarının, Change.org ile başladığını hatırlatayım. Sivil Toplum Kuruluşlarına yardımcı, sosyal medya atağı başlatıldı. Devletleri dizayn için medya, yerel siyasetçi, sanatçı, sosyal medya 'ortak' kullanılıyor.

Not: Ekşi sözlükte “Altay Horda” için “operasyon amaçlı açılmış hesaba benziyor... “ demiş birisi.


4 Ağustos 2019 Pazar

Sanki 1. Dünya Savaşı şartlarındayız

                                                                           
Neval Kavcar
1915’de beka mücadelesi veriliyordu. O dönemin şartlarını biliyoruz. Devlet ayakta kalmak, milleti korumak için sayısız cephede savaşırken, yedi düvel içimizde çeşitli örgütler kurup cephe gerisinden bunları saldırtıyordu.

Kürt Teali, Teal-i islam, İngiliz Muhipler, Pontus, Türk-Wilson cemiyeti de toplumu içerden vurmak amaçlı kurduruldu. Günümüzdeki Sivil toplum kuruluşlarının ataları onlar. Değişen bir şey yok.

Kendi kurdukları örgütleri bazen çatıştırıp, bazen bir araya getirerek devletleri dizayn eden emperyalizm hep aynı. Bilhassa 15 Temmuz sonrasında Türkiye kendi milli sistemini kurup, ülke faydasına projeler üretip, bölgede milli adımlar attıkça ses Washington, Londra, Tel Aviv’den değil öncelikle sözde bu millet menfaatine kurulmuş olmaları gereken medya ve siyasilerden gelmeye başladı. Aleni, hiç çekinmeden.

S-400 başta olmak üzere millileşmenin faturası ekonomiye çıkarıldı. Yine Suriye’de, Irak’takine benzer “özerklik” oluşturma çabası ile başımıza yeni çuval geçirme dönemine girildi.

FETÖ katalizörlüğünde açılım devam etmeyip, MHP’de ele geçirilip bölgede ABD’nin vurucu gücü olunmayınca 15 Temmuz darbe teşebbüsünü yaşadık. Öncesinde ki vurgunlardan birisi de MİT tırları hadisesidir. 

Kısa keseyim. ABD “İŞİD’i üzerinize salarım” tehdidini bize yapmıştır. PKK ve DEAŞ’ı kuran kendileridir. “Güvenli bölge” adı altında ABD gözetiminde PYD(PKK)’ya kurulacak özerklik öncesi “haddinizi bilin” tehdidi yapılmıştır. 

Tüm bunlar olurken, adları milli kendileri nedir çözemediğim Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, Sinan Oğan” gibiler, “Suriyeli” mevzusuyla geriden tabyalarımıza ateş açıyor. O sırada türlü yalan havada uçuşuyor. Türk topraklarına benzeri göç, muhacir akını(adına ne derseniz deyin) ilk kez olmuş gibi bize maval okuyorlar.

İttifak yaptıkları HDP’nin ise cehennem müjdesi var. “Sözde Kürdistan” açılımı başlayacakmış. Muhalefet eliyle!! "Her şey çok güzel olacak" filminin 2. perdesi açılıyor anlayacağınız.

Tarih gerçekten tekerrürden ibaret.
Adlar değişiyor, zaman değişiyor, mekân ve mandacı zihniyet aynı.

Not: Bir de şu dezanformasyon yapılıyor. "Biz vaktiyle vatanımızı savunduk onlar kaçtı" haksızlığı yapılmasın. 1- İstiklal savaşında Türk Milleti, silahlarını teslim etmeyen Türk askeri komutasında bir çok yerde mücadelesini yaptı. O mücadelede o sırada Osmanlı toprağı olan yerlerden gelen her etnisiteden insan da vardı. 2- Türk Milleti yapabilir, bunu başkası yapmadı demek yanlıştır. 3- TSK ya da özgür Suriye ordusu içine kim oldukları belirsiz insanların sokulması yanlıştır. vb.