31 Mart 2020 Salı

‘Zırnık’ başlığını açan Zındık-lar kim?

Neval Kavcar
İnsanlık kıyamet şartlarını yaşıyor. Evlerinde kaderini bekliyor. Hal böyle iken, deprem ve İdlip meselesinde olduğu gibi devletin karşısında konuşlanıp, “zırnık yok” demek ancak ve ancak CIA beslemesi FETÖ’cülerin kayığına binmek olur. Devletini vurana da zındık denir olsa olsa. Bağış gönüllü olur. vermezsen verme.. Zırnığını da kendine sakla.

Aziz vatan çeşitli denizlerde fırtına ile boğuşurken, ellerinde kazma gemiyi delmeye çalışmanın adı hainliktir.

En son tahlilde, Covid 19 ile ayakta kalma savaşına girilmişken, kendisini devlet yerine koyarak talimatlar yağdıran belediye başkanları dönemi başladı. Özerk gibi talimat yağdırıyorlar. Dövizle tokatlanmış, deprem, terörle yorulmuş devlet 83 milyona nasıl sokağa çıkma diyecek? En az 30 milyon hane nasıl geçinecek? “Şu kadar kişiye yardım yapacağız” diyorlar. 

Devlet içinde devlet gibi -davranıyor bazı başkanlar. Ülke dağılmış da bunlar yönetimi devralmış gibi karmaşaya davetiye çıkarıyorlar. 

Zor günde siyaset adı altında devlet gemisinin dibi delinmez, devlete muhalefet yapılmaz.
Savaşta, salgın hastalıkta, tabi afette tek merci devlettir ve herkes uymakla yükümlüdür.

Not: 1-Belediyeler sanki başka yer gibi milleti ayrıştırmak adına bağışı Akşener'le başlatan(Kemal Beyle değil) üst akıl Covid 19'dan bile tehlikeli. Yapılan ayrımcılıktır, milleti bu zor zamanda bölmek, ikilik çıkarmak  demektir. Vergilerimizden devletin Akşener'e verdiği maaşla, milleti ayrıştırma projesine deneklik eden muhteremi, Allah'a havale ediyoruz sinsi virüs günlerinde.

2- İzinsiz ve aslında toplumu ayrıştırmak adına yapılan sözde bağış toplama hesaplarına el konmuş. Devlet böyle olur. Bu devlete güvenmeyenler içinde İpsala sınır kapısı açık. 

25 Mart 2020 Çarşamba

Türkçüler - Cumhuriyet Devrinde Bir İdealin Takipçileri - Ömer Özcan

     
Sayın Hocam Ömer Özcan’ın “Türkçüler - Cumhuriyet Devrinde Bir İdealin Takipçileri ” adlı eseri Dergah yayınevinden basıldı. (648 Sayfa)

Yayınevi eser için “Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşu ile çok partili siyasi hayatın başladığı zaman dilimi içinde yazıları, faaliyetleri ve neşrettikleri dergileri ile tebarüz eden Türkçü fikir ve siyaset adamlarının hem hayat hikâyeleri hem de şahsi çevreleri gözler önüne seriliyor.

Tercüme-i hâlleri bu kitaba dâhil edilen isimlerin ekseriyeti siyaset literatürümüze “Irkçılık-Turancılık Davası” olarak giren 3 Mayıs 1944 Milliyetçilik Olayı ile doğrudan ilişkili, belli ölçüde bu hadiseden eziyet çeken, hayatlarının akışı değişen kişiler. Bu açıdan da eserin yakın dönem siyasi tarih çalışan araştırmacılar için bir başvuru kaynağı olacağını düşünüyoruz.”

Eserinde Türkçüleri anlatan lakin kendisi de Türklüğe adanmış ömrü ile Ömer Özcan şöyle diyor.Eserde girişte oldukça uzun 3 Mayıs 1944 hadisesi ile ilgili bir değerlendirmeden sonra Müftüoğlu Ahmet Hikmet,H.Suphi Tanrıöver, Dr.Rıza Nur,Dr.İzeddin Şadan, Mehmet Servet Berkin, Hüseyin Namık Orkun, Dr.Hasan Ferit Cansever, Dr.Halil Fikret Kanad, İbrahim Kafesoğlu, Dr.Mustafa Hakkı Akansel, Dr.Fethi Tevetoğlu, Nihal Atsız, Nejdet Sançar, Fazıl Hisarcıklılar,Tahir Akın Karauğuz, Dr.Rebii Barkın, Said Bilgiç, Ali Çankaya, Fehiman Tokluoğlu, İsfendiyar Baruönü, Reha Oğuz Türkkan, Ahmet Kayıhan, Necmettin Sefercioğlu, Orhan Özgedik, Yücel Hacaloğlu, Oğuz Şaban Duman'a ait biyografi yazıları mevcut.

Teşekkür ve tebriklerimle
Neval Kavcar
25 Mart 2020

23 Mart 2020 Pazartesi

Oda.tvX, devleti aciz ve hedef gösteriyor

Şimdi sırası değil lakin Soner Yalçın bunun farkında olmayınca, yapacak bir şey yok.
Neval Kavcar
Oda tv niye kapatıldı?
Odatv isimli internet sitesi üzerinden genel yayın politikası olarak herhangi bir teyit ya da kaynak göstermeden halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği, toplumda karışıklık çıkardığı, ülkenin huzur ve güvenliğini bozmaya çalıştığı değerlendirilen haber ve içerikler yayınladığı, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasını ihlal ettiği…” için.

Libya’da şehit olan Mit mensubu hakkındaki yayından sonra kapatıldı site. Mit tırları saldırısını yapan FETÖ’cülerden farkı nedir yapılanın? Türkiye “Libya’da askeri eğitim için bulunuyoruz” derken, hop MİT şehidi haberi? Amacı nedir o haberin? Kime hizmettir? MİT kanununu bal gibi biliyordu Soner Yalçın ama “nasılsa dokunmuyorlar” rahatlığında idi galiba. Halâ da aynı fikirde.

Devletin ağır işleyişi ve vur geç taktiğinden faydalanan daha onlarca sözde haber siteleri de aynı şekilde vatandaşı, paniğe sevk ediyor yalan haberle yanlış istikamete baktırıyor. Sanal dünya dibi görünmeyen balçık kaplı pislik yuvası. Gerçek dünyayı bir avuç sanal yalanla kirletmenin adı habercilik değildir.

Oda.tv kapatıldı ama paralel başka bir adla, Soner Yalçın tarafından tekrar tekrar açılıyor. Açılan kapatılıyor, paralel şekilde yenisi açılıyor. Yapılan gazetecilik değil, devleti aciz göstermektir.

Şimdi Oda.tv4 başka, Oda.tv başka mıdır?
Oda.tv’nin imtiyaz sahibinin imtiyazı nerden geliyor?


21 Mart 2020 Cumartesi

Biyoterörizm

Neval Kavcar
Dünya dizaynında STK-kaset, medya yetmeyince virüs devreye girdi. Hızla yayılan canavar Covid19’un hedef kitlesi yaşlılar ve otoimmün rahatsızlığı olanlar. Hitler de öyle düşünüyordu. Topluma yararsız kesim.

İnsanlığa yön vermek istiyorsanız, onları devlet, millet, din ve bilhassa kültüründen soyutlamalısınız. STK’nın foyası ortaya çıkıp, uzaktan kumandalı siyasilerin hükmü kalmayınca, temizlik butonuna basıldı.

Bilim, ilim, koskoca dev ilaç şirketleri şu vakte kadar hastalıklara deva olmadı. Dünya tıbbı ilaç firmalarının reçetesi, eczanelerde satış noktası durumunda. Verilen ilaçlar hastalığı geçirmeye değil, kontrol altında tutmaya dönük.

İddiam odur ki Covid19 üretildi, hatta aşısı da elde hazır. Tıkanan kapitalizmin önündeki taşları temizlemek için atılan virüs bombasına karşı başlatılan savaşta, devletimiz canla başla mücadele ederken bizlere düşen “ama” demeden savaşa katılmaktır. Nerde üretilirse üretilsin, netice de can alıyor. İnsanlığı açlıkla tehdit ediyor. Deniliyor ki “söz dinlemezseniz, kökünüzü kuruturuz.”

Sosyal medyayı kaynak kabul etmiş, yedi düvelin kuklalarını idol olarak benimsemiş yeni dünya düzeninin mankurtları ile tükenen kaynakları verimli hale getirme ve internetle dünyayı yönetmeye talip olanlar sizce bu savaşı kazanacak mı? Dünya nüfusunu yarıya indirme, kalanı ile yola devam etme projesine karşı birlikte mücadele edersek biz kazanırız.

Kovid19’un biyolojik silah olduğuna dair elde kanıt yok, deniliyor. Niçin? “Genetik yapısında insan eli ile yapılmış dizilim” görülmemiş. Laboratuvarda üretilen virüsün illa ki gen yapısında oynanacak diye bir durum yok ki. Üretilir, ara konak seçilir, değişimi ve aşısı da üretilir. Netice de bu silahı yapanlar, fren mekanizmasını oluşturmadan kendilerini tehlikeye atmaz.

Özetle, sanal adımlarla ilerlediği varsayılan çağdaş Dünya düzeni çöktü.
Gerçeğe döndük.
***
Tarihte Biyolojik Saldırılar (AFAD)

·         Birçok kaynakta 1346 yılında Kefe kuşatmasında Tatarların salgın oluşturmak için vebadan ölmüş insan cesetlerini mancınıkla şehrin içine attıkları geçmektedir.
·         1756-1763 yılları arasında İngiltere ve Fransa arasında yapılan Yedi Yıl Savaşlarında çiçek virüsünün kullanımıdır. İngilizler çiçek virüsü bulaştırılmış battaniyeleri Kızılderililere dağıtarak bir salgın oluşturmuş ve bu şekilde Kızılderili kabilelerinin İngiliz yerleşimcilere karşı mücadele etmelerini engellemişlerdir. Bu metot Amerikan İç Savaşı’nda da kullanılmıştır. 1. Dünya Savaşı’nda Almanlar müttefiklerinin at ve sığırlarına gizlice şarbon ve ruam hastalıklarını bulaştırmıştır.
·         Japonya, 731. Birim adı verilen birimle Çin şehirlerine yaptığı biyolojik saldırılarla tifo, kolera ve veba salgınları oluşturarak on binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur.
·         2. Dünya savaşı sonrasında ABD’de biyolojik silah programı başlatmıştır. ABD tarafından insanlara karşı kullanılmak üzere silaha dönüştürülmüş ilk ajan; hayvanları da enfekte eden Brusella bakterisi olmuştur. Amerikan ordusu tarafından silahlaştırılan ve stoklanan diğer ajanlar; antraks, botulizm, tularemi, Q ateşi, stafilokokal enterotoksin B (SEB), Venezuella At Ensefaliti olmuştur.

1975 Yılında yürürlüğe giren “Biyolojik Silah üretmeme” anlaşmasına rağmen devletler vazgeçmemiştir.

Sovyetler Birliği de bu anlaşmayı imzalamış olmasına rağmen şarbon ve çiçek virüsü gibi ajanları üreterek ve stoklayarak geniş bir biyolojik silah programı yürütmeye devam etmiştir. Programın eski başkan yardımcısı Rus ordusunun çiçek virüsü taşıyan bombalar ve kıtalararası balistik füzeler ürettiğini bildirmiştir.

Biyoterörizm günümüzde giderek büyüyen bir tehdittir. Bugün 17 ülkenin aktif olarak yürüttüğü biyolojik silah programı olduğu düşünülmektedir. Bir saldırıyı önceden tahmin etmek ve engellemek çok zordur.”



9 Mart 2020 Pazartesi

Ali Babacan’dan Lokman Hekim çıkar mı?


Neval Kavcar
Kendilerine eczane adı seçmişler, DEVA. Çare anlamında. Akşener’in partisi de “iyiliği” çağrıştıracaktı. Bir de Kayı boyu şimgesini logo seçtiler.. Kayı Boyu Bizansla hareket etmiş gibi bunlar, HDP paravan ittifakına girdiler. DEVA-cılar da Lokman Hekim simgesini seçer mi, seçer? Bu arada 9 Mart(2003 Siirt seçimi) başvuru tarihinin, Erdoğan’ın meclise girdiği tarihle ilgisi var mı acaba?

Ali Babacan AKP ile yol ayrımını, Erdoğan’ın FETÖ ile koptuğu tarihi işaret ettiği, yorumcuların dikkatini çekmişti. Davutoğlu ve Babacan’dan ne bekleniyor? Söyleyeyim, onlardan beklenen Akşener’in İP’i görevini görmesi. AKP’den en az % 2 koparılması öngörülüyor. Tabi hesap edemedikleri şey, HDP’nin giderek erimesi. HDP, bölgede giderek kan kaybında. Bunda, çocukları için nöbet tutan annelerin payı büyük. Demem o ki, kaptı kaçtı partiler HDP olmadıkça ne yapsa boş. İktidar anlamında yani.

(İP’in gazetesi) Yeniçağ, İP’in oynak tabanının DEVA’ya kaydırılacağını öngörmüş olmalı ki parti kurucuları arasında FETÖ bağı kurar gibi yapmışlar.. Eski Çankırı Milletvekili İdris Şahin’in “Cemaatle dün de kurduk bugün de irtibat kuracağız” dediğini yazmışlar. Partinin kuruluş dilekçesini veren de oymuş. (1) Yeniçağ’a göre, Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası AKP ile irtibatını kestiği siyasiler yeni oluşumda. 

Peki, İyi Parti niye tutuştu? İP’in amel defteri kapanmış ve tabanı DEVA’ya yönlendirilecek demektir. Şahsi menfaatler ve proje arasına sıkışmışlıkların yaşanacağı bu dönem sancılı geçecek.

Babacan’ın partisindeki bingo isim, 15 Temmuz gecesi kuvvet komutanlarını kızının düğününe ağırlayan Emekli general Mehmet Şanver. Bak şu Allah’ın işine. (2)

Kaynak: (1) 9.3.2020 – Yeniçağ - https://www.yenicaggazetesi.com.tr/feto-ile-irtibat-kuracagiz-diyen-isim-ali-babacanin-partisinde-271209h.htm
              (2) https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-babacanin-partisiyle-ilgili-sicak-gelisme-ismi-de-kurucular-kurulu-da-belli-oldu-5668986/       

Not: Farklı bir iddia. Fuat Uğur'un satırlarıyla.
"Ama asıl Mehmet Şanver’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otelin üzerinde keşif uçuşu yaptırdığına dair iddialar önemli. Gazeteci Emre Erciş’in yazdıklarına göre Şanver Ankara’ya getirilip iki gün TEM’de sorgulanmıştı."
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/612607.aspx



                                         

7 Mart 2020 Cumartesi

MİT’çiyi ifşa, özgürlük alanı değil operasyondur

                                                                               
Neval Kavcar
Türkiye’yi, aileyi yabancılar karşısında zorda bırakmak ve kendi vatandaşını isyan ettirmek anlamı taşır MİT operasyonu.

Libya’da şehit olan MİT mensubunun deşifresinin sonunda yaşanan tutuklanmalar için, “basın özgürlüğüne darbe” denmez. Gizli-askeri görev yapanların, yakınlarının da can özgürlüğü ve devlet güvenliği halkın haber alma özgürlüğüne girmez.

“Birkaç şehit” söylemini köpürten Akşener, basın toplantısı ile baş sağlığı dileyen Ümit Özdağ sizce ne kadar samimi? Samimi olsalar, PKK partisi ile ittifaka girip, onlar sayesinde mecliste olurlar mıydı?

Sürekli şekilde devletin sinir uçları ile oynayan, doğru-eğri belli olmayan sözde haberlerle algı operasyonu merkezi gibi davranan haber siteleri sizce basın özgürlüğü kapsamında mı hareket ediyor? Bilhassa seçime ramak kala vurup geçme taktiği üzerine konuşlandırılmış yönlendirici sözde haberler, istiklal Savaşında Yunan uçaklarından atılan bildiriler gibi. “Teslim olun, canınız yanmasın” anlamı taşıyan propaganda ürününü sunmak habercilik değildir.

Libya şehidimizi mezarına, yakınlarına kadar deşifre öncelikle o aileyi zorda bırakmıştır. Acılarına bir de can güvenliği tehdidi eklenmiştir. Gelinen noktada Can Dündar bile “yasaya aykırı davrandım” derken, Türkiye’yi Dünya karşısında zor durumda bırakacak o bilgiyi kamuoyuna sunmak nasıl bir habercilik ve basın özgürlüğüdür? O haber devletin hem Dünyaya ifşası, hem de vatandaşı devlete karşı kışkırtmadır.

Oda.tv’den Barış Terkoğlu savunmasında “MİT kanunu bu adliye salonundaki bazı yargı mensuplarının bilmediğine eminim” demiş. Savunmaya bakın hele. Yargıyı sözde suçlarken, siz biliyorduysanız niye bilerek suç işlediniz?

Oda.tv, Yeniçağ ve o siyasetçiler açıklasın.
Libya’da şehit edilen MİT’çi haberinin anlamı nedir?
Halk Libya’daki MİT’çinin şehadetini öğrenince neyine yarayacak?