7 Mart 2020 Cumartesi

MİT’çiyi ifşa, özgürlük alanı değil operasyondur

                                                                               
Neval Kavcar
Türkiye’yi, aileyi yabancılar karşısında zorda bırakmak ve kendi vatandaşını isyan ettirmek anlamı taşır MİT operasyonu.

Libya’da şehit olan MİT mensubunun deşifresinin sonunda yaşanan tutuklanmalar için, “basın özgürlüğüne darbe” denmez. Gizli-askeri görev yapanların, yakınlarının da can özgürlüğü ve devlet güvenliği halkın haber alma özgürlüğüne girmez.

“Birkaç şehit” söylemini köpürten Akşener, basın toplantısı ile baş sağlığı dileyen Ümit Özdağ sizce ne kadar samimi? Samimi olsalar, PKK partisi ile ittifaka girip, onlar sayesinde mecliste olurlar mıydı?

Sürekli şekilde devletin sinir uçları ile oynayan, doğru-eğri belli olmayan sözde haberlerle algı operasyonu merkezi gibi davranan haber siteleri sizce basın özgürlüğü kapsamında mı hareket ediyor? Bilhassa seçime ramak kala vurup geçme taktiği üzerine konuşlandırılmış yönlendirici sözde haberler, istiklal Savaşında Yunan uçaklarından atılan bildiriler gibi. “Teslim olun, canınız yanmasın” anlamı taşıyan propaganda ürününü sunmak habercilik değildir.

Libya şehidimizi mezarına, yakınlarına kadar deşifre öncelikle o aileyi zorda bırakmıştır. Acılarına bir de can güvenliği tehdidi eklenmiştir. Gelinen noktada Can Dündar bile “yasaya aykırı davrandım” derken, Türkiye’yi Dünya karşısında zor durumda bırakacak o bilgiyi kamuoyuna sunmak nasıl bir habercilik ve basın özgürlüğüdür? O haber devletin hem Dünyaya ifşası, hem de vatandaşı devlete karşı kışkırtmadır.

Oda.tv’den Barış Terkoğlu savunmasında “MİT kanunu bu adliye salonundaki bazı yargı mensuplarının bilmediğine eminim” demiş. Savunmaya bakın hele. Yargıyı sözde suçlarken, siz biliyorduysanız niye bilerek suç işlediniz?

Oda.tv, Yeniçağ ve o siyasetçiler açıklasın.
Libya’da şehit edilen MİT’çi haberinin anlamı nedir?
Halk Libya’daki MİT’çinin şehadetini öğrenince neyine yarayacak?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder