Neval Kavcar
Türkiye’yi, aileyi yabancılar karşısında
zorda bırakmak ve kendi vatandaşını isyan ettirmek anlamı taşır MİT operasyonu.
Libya’da şehit olan MİT mensubunun
deşifresinin sonunda yaşanan tutuklanmalar için, “basın özgürlüğüne darbe”
denmez. Gizli-askeri görev yapanların, yakınlarının da can özgürlüğü ve devlet
güvenliği halkın haber alma özgürlüğüne girmez.
“Birkaç şehit” söylemini köpürten Akşener,
basın toplantısı ile baş sağlığı dileyen Ümit Özdağ sizce ne kadar samimi? Samimi
olsalar, PKK partisi ile ittifaka girip, onlar sayesinde mecliste olurlar
mıydı?
Sürekli
şekilde devletin sinir uçları ile oynayan, doğru-eğri belli olmayan sözde
haberlerle algı operasyonu merkezi gibi davranan haber siteleri sizce basın
özgürlüğü kapsamında mı hareket ediyor? Bilhassa seçime ramak
kala vurup geçme taktiği üzerine konuşlandırılmış yönlendirici sözde haberler,
istiklal Savaşında Yunan uçaklarından atılan bildiriler gibi. “Teslim olun,
canınız yanmasın” anlamı taşıyan propaganda ürününü sunmak habercilik değildir.
Libya şehidimizi mezarına, yakınlarına kadar
deşifre öncelikle o aileyi zorda bırakmıştır. Acılarına bir de can güvenliği
tehdidi eklenmiştir. Gelinen noktada Can
Dündar bile “yasaya aykırı davrandım” derken, Türkiye’yi Dünya karşısında zor
durumda bırakacak o bilgiyi kamuoyuna sunmak nasıl bir habercilik ve basın
özgürlüğüdür? O haber devletin hem Dünyaya ifşası, hem de vatandaşı devlete
karşı kışkırtmadır.
Oda.tv’den Barış Terkoğlu savunmasında “MİT
kanunu bu adliye salonundaki bazı yargı mensuplarının bilmediğine eminim”
demiş. Savunmaya bakın hele. Yargıyı sözde suçlarken, siz biliyorduysanız niye
bilerek suç işlediniz?
Oda.tv,
Yeniçağ ve o siyasetçiler açıklasın.
Libya’da
şehit edilen MİT’çi haberinin anlamı nedir?
Halk
Libya’daki MİT’çinin şehadetini öğrenince neyine yarayacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder