Neval Kavcar
Erdoğan-Bahçeli’nin
taviz vermeden sürdürdükleri o hissiyata “ittifak” diyemiyorum. Tam karşılığı
değil. 15 Temmuz geceki saldırıya karşı
aynı cephede buluşup, ülkenin bütünlüğünü koruma adına birlikte hareketin adına,
olsa olsa “vatan, parçalanma kabul etmeyen sevdamızdır” denilebilir. MHP tarafından böyle görünüyor.
Türkgün Gazetesinden Yıldıray Çiçek,
AKP-MHP ittifakına karşı içerden, dışardan hazımsızlığı işlemiş.
İttifaka
saldıran yedi düvel. FETÖ-PKK’nın belini kırmada tavizsiz duruş, her türlü
saldırıya karşı depreşen milli duyguları yönetme başarısına karşılık, onlarda
boş durmuyor. “Yurtta sulh, cihanda
sulhu” deruhte eden üs merkezi, organize ettikleri basın, siyaset, iş dünyası
üzerinden saldırı yapıyor.
O
uzantıları anlayabiliriz. Çoğuna ekmek kapısı olmuş.
Hadi
onlar bir şekilde esir olmuşlar. Hissiyatları körelmiş. AKP içinde bir elleri yağda, bir elleri balda olan bürokratlara ne
oluyor? Köşe yazarları niçin arada zırt diye kafasını çıkarıyor? Sanki
Erdoğan’ı korur gibi yapıp, niçin MHP’yi taciz ediyor? Onları küstürecek davranışlar
sergiliyor?
***
AKP İÇ MUHALEFETİNİN
BAŞINDA ABDULLAH GÜL VAR
Cevap
basit. Erdoğan vaktiyle Gül-Davutoğlu-Arınç gibilere çok güvenip, devlet
işleyişini onlara bıraktı. Saydığım adlar, şu anda Erdoğansız AKP
mücadelesinde. Gül’ün liderliğindeki o
cephe “Türkiye’yi yedi düvelin arzusu istikametine” sokarak, hem kendileri, hem
de ülkenin rahatlayacağı gibi mandacı zihniyete sahipler. Müslüman
görüntülerinin öznesinde “liberallik” var.
İşte o
ekip, Erdoğan vitrinde iken kendilerine bağlı yazarları, bürokratları belli
odaklara yerleştirdiler. Adliyede,
belediyelerde, kurumlarda at koşturmaktalar, Erdoğana’a yakın olanları
yozdurup, MHP’yi darıltacak hamleler yapmaktalar. Olup biteni yasal çerçevede
okumak onlara meydanı boş bırakmak demek.
Yerel seçime ramak kala, AKP-MHP’nin
yapacağı en hayırlı işler; sırayla “af yasası” ya da adı her neyse Anayasa
mahkemesinin yasayı genişletilip ülkeyi kaosa sokmasına mani olacak şekilde
çıkarmak, anket yasası ile de algı operasyonlarına son vermekten geçmekte.
Bilhassa MHP, onları bir kere
vuranların bir daha vurmakta tereddüt etmeyeceğini iyi hesaplamalı. 16 Nisana,
24 Hazirana yürürken fesat çıkaranlara parmak sallamak yetmez.
Vatanın
birliğinde anlaşan iki lidere elbette MHP içinde de karşı olan çok. FETÖ
hücreleri her yerde dip diri. Eski şanlı dönemine döneceklerinin hayali ile
yaşıyorlar.
Yapılmak istenen çok basit. MHP’yi,
AKP’yi desteklemekten vazgeçirip, Erdoğan’ı düşürmek. Sonra da MHP operasyonunu
kıyamet savaşına çevirmek. “Çünkü; Bu MHP gerçekten çok oldu.”
***
SURİYELİLER DÖNMELİ DE
NASIL?
Öncelikle Suriye’deki yangın
söndürülmeli. ABD ve uzantıları terör örgütlerinin Suriye ile bağı kesilmeli.
PKK’yı Rusya’da desteklemiş, kullanmıştı, hatırlatırım. Suriye’den Rusya’da çıkmalı, bunun altı
yapısı da hazırlanmalı.
Suriyeliler
elbette geri dönmeli. Osmanlı bakiyesi eski vatan topraklarımızdaki sükûneti
sağlamak, bize yönelen tehdidi ortadan kaldırmak için Fırat’ın doğusunun
temizliği şart. “AKP iktidarının hatası…!!” Bu nakarattan bıktık. Hata yapıldı
ise üstelik Özal’la başladı. ABD dost görünüp, her zaman ki gibi kazıkladı. AKP
iktidarı döneminde ise neler oldu hepimizin malumu. Eee? Ne olacak? Bırakalım yangın yayılsın mı? Fırsat doğmuş elbette
düzeltmeliyiz.
12 Eylül sonrasında başlayan PKK
tasallutlu BOP projesini 15 Temmuz gecesi püskürttük. BM’nin beş büyüğüne “Türk
Milletinin içerde-dışarda kendisine tehdit oluşturacak her mikrobu yok etmeye
kararlı olduğunu göstermeye devam etmeliyiz.”
İşte ondan sonra “evli evine, köylü
köyüne.
Not: İP’lilerin
“Suriyeliler geri dönsün” demesinin altında, Türkiye’nin PKK terör örgütünün
belini çökertmesine karşı olmaları yatıyor. Ankara’nın milli stratejisine karşı
çıkamıyorlar, Suriyelileri öne sürüyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder