29 Eylül 2018 Cumartesi

15 Temmuz sonrasının ruhu


                                                   

Neval Kavcar
Her dönemin ruhu vardır. 15 Temmuz sonrasının da kendine has ruhu var.

Fehmi Koru “bir gazeteden yazarı kovarsan o da kendine gider başka yol açar, okuyucu da gelir onu bulur” demiş. Çok seslilik yokmuş. Bizde çok seslilik yoksa niye bıyığı, sakalı kesip gitti Bildenberg toplantısına? “Müslüman” gibi görünmemek için mi?

Devlet “tek ses” istiyor diye yazamayan bir yazara birileri “biz sana o imkanı sağlarız” demiş. Haber sitesi açacaklarmış o dostuna.. Söyleyeyim. O siteyi “birileri” millete algı diye kullanacak, o yazar da sitede peynir niyetine kullanılacak.

Fehmi Koru’nun bahsettiği mevzu “tek seslilik” meselesi değil. Bu beyzadeler, liberal görüşte. Türkiye’nin içinin yedi düvelin arzusu hilafınca düzenlenmesi ile her şeyin güllük gülistanlık olacağını düşünüyorlar.
Çok seslilikten kasıt yol gösterici eleştirel bakış değil. Mandacı, onlara hoş görünen sözlerin millete zekice yedirilmesi meselesi. Akil gazetecilik.

Yıllardır aziz vatan kendilerine beşik olmuş, Korugil gibiler o beşiği delmeye “çok seslilik” diyor. 15 Temmuz sonrası ülke politikasının millileşmesi, BOP’un sekteye uğramasından muzdaripler.  Hem medya, hem köşe yazarı önce kendi ülkesini sevecek, milli olacak. Kamu yararını gözetecek. Başka ülkelerin faydasına yazıp da buna “çok renklilik, koro” diyorsa, hiç durmasın gönlünün çektiği yere gitsin.

Medyamızda hiçbir zaman çok sesli denilen durum olmadı. Uzun yıllar boyunca vatansız sol hegamonyası hakimdi, onlara vatansız dinciler eklendi. Şimdiye kadar, Hürriyette, Zaman’da, Sözcü’de ya da her hangi bir gazetede gerçek bir Türk Milliyetçisinin yazdığını gördünüz mü?
***

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAKİ RUH MİLLİLİKTİ

Savaştan yeni çıkmış, batının tasallutundan binlerce şehit vererek kurtulmuş aziz vatan parçamızda uzun bir süre milli dayanışma ruhu aşılandı. Hatta o dönem Türk Ocakları, CHP’nin faaliyetleri ile yoğruldu millet.

Gerçi günümüz Türk Ocakları ve CHP, Cumhuriyetin ilk yıllarına damgasını vuran yuvalar değil. Türkiye’yi bölüp üzerinde sözde Kürdistan’ı kurmaya azmetmiş PKK partisini TBMM’ye girmesi için “Millet İttifakına oy atın” diyen Türk Ocakları ve “Eşit vatandaşlık” diyerek, Anayasanın değişemez maddelerini, üniter yapımızı kurşunlayan CHP, dönüşerek küreselleşmeci olmuşlardır.

15 Temmuz 2016’dan itibarense Türkiye kendisine milli bir rota çizdi. Bunun için yedi düvele savaş açtı. Basınımız, STK’mız, siyasi partilerimiz elbette yeni dönemin ruhuna uygun, Türkiye’nin milli menfaatlerine yakışır davranmak zorunda

Fehmi Koru ve diğer akil yazarlar, siyasiler bunu delmek için “özgürlükler kısıtlandı” algısıyla milleti sosyal Geziye hazırlıyor.
***

MİLLETE RAĞMEN AKŞENER

Akşener, merak eden varmış gibi yerel seçim ittifak fikrini açıklamış. Bu kadar içeriksiz, bulanık, ne dedikleri belirsiz başka siyasi parti profili görmedik. NATO’cu, Kürt açılımcı, küreselleşmeci bir parti.

CHP olmasa baraj altı kalacaklardı. Onca emeğe, tüm cemaatlerin partiye yönlendirmesine rağmen maya tutmadı. Çünkü Akşener’i Çiller döneminden Türkiye tanıyor. Hatta Zübeyde Hanım Şehit anneleri vakfı başkanlığından. Devlet arazine yapılan turistik tesiste şehit yakınları kalacak dedikten sonra orası bir başka iş adamına satılıvermişti. (Akşener o dönem Çiller’in memuru idi.)

24 Haziranda Akşener genel başkanlıktan düşerken, partisi de baraj altı kaldı. O ne yaptı, millete rağmen Kurultayda tekrar genel başkan seçtirdi kendini. Şimdi de yerel seçimlerle ilgili boş boş konuşuyor. Ne yapacaklarını ben söyleyeyim. 24 Haziranda resmen bir araya geldikleri partilere, yerel seçimde HDP’de eklenip birlikte hareket edecekler.
***

CAN DÜNDAR

“Casus” denildi diye, ispatlansın diyor. Cavır memleketinden kılıç sallayacağına gelsin Türkiye’de konuşsun. Niye kaçmış anlatsın? Yaptığı casusluk değilse Alman istihbarat örgütü BND’nin faaliyetine bir el atsın, yazsın bakalım. Bekliyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder