Neval Kavcar
Her
dönemin ruhu vardır. 15 Temmuz sonrasının da kendine has ruhu var.
Fehmi Koru
“bir gazeteden yazarı kovarsan o da
kendine gider başka yol açar, okuyucu da gelir onu bulur” demiş. Çok seslilik
yokmuş. Bizde çok seslilik yoksa
niye bıyığı, sakalı kesip gitti Bildenberg toplantısına? “Müslüman” gibi
görünmemek için mi?
Devlet “tek
ses” istiyor diye yazamayan bir yazara birileri “biz sana o imkanı sağlarız”
demiş. Haber sitesi açacaklarmış o dostuna.. Söyleyeyim. O siteyi “birileri”
millete algı diye kullanacak, o yazar da sitede peynir niyetine kullanılacak.
Fehmi
Koru’nun bahsettiği mevzu “tek seslilik” meselesi değil. Bu beyzadeler, liberal
görüşte. Türkiye’nin içinin yedi düvelin
arzusu hilafınca düzenlenmesi ile her şeyin güllük gülistanlık olacağını
düşünüyorlar.
Çok
seslilikten kasıt yol gösterici eleştirel bakış değil. Mandacı, onlara hoş görünen sözlerin millete zekice yedirilmesi
meselesi. Akil gazetecilik.
Yıllardır
aziz vatan kendilerine beşik olmuş, Korugil gibiler o beşiği delmeye “çok
seslilik” diyor. 15 Temmuz sonrası ülke
politikasının millileşmesi, BOP’un sekteye uğramasından muzdaripler. Hem medya, hem köşe yazarı önce kendi
ülkesini sevecek, milli olacak. Kamu yararını
gözetecek. Başka ülkelerin faydasına yazıp da buna “çok renklilik, koro”
diyorsa, hiç durmasın gönlünün çektiği yere gitsin.
Medyamızda
hiçbir zaman çok sesli denilen durum olmadı. Uzun yıllar boyunca vatansız sol hegamonyası hakimdi, onlara vatansız
dinciler eklendi. Şimdiye kadar, Hürriyette, Zaman’da, Sözcü’de ya
da her hangi bir gazetede gerçek bir Türk Milliyetçisinin yazdığını gördünüz
mü?
***
CUMHURİYETİN İLK
YILLARINDAKİ RUH MİLLİLİKTİ
Savaştan
yeni çıkmış, batının tasallutundan binlerce şehit vererek kurtulmuş aziz vatan
parçamızda uzun bir süre milli dayanışma ruhu aşılandı. Hatta o dönem Türk
Ocakları, CHP’nin faaliyetleri ile yoğruldu millet.
Gerçi günümüz Türk Ocakları ve CHP,
Cumhuriyetin ilk yıllarına damgasını vuran yuvalar değil. Türkiye’yi bölüp üzerinde sözde
Kürdistan’ı kurmaya azmetmiş PKK partisini TBMM’ye girmesi için “Millet
İttifakına oy atın” diyen Türk Ocakları ve “Eşit vatandaşlık” diyerek,
Anayasanın değişemez maddelerini, üniter yapımızı kurşunlayan CHP, dönüşerek
küreselleşmeci olmuşlardır.
15 Temmuz 2016’dan itibarense
Türkiye kendisine milli bir rota çizdi. Bunun için yedi düvele savaş açtı.
Basınımız, STK’mız, siyasi partilerimiz elbette yeni dönemin ruhuna uygun,
Türkiye’nin milli menfaatlerine yakışır davranmak zorunda
Fehmi
Koru ve diğer akil yazarlar, siyasiler bunu delmek için “özgürlükler
kısıtlandı” algısıyla milleti sosyal Geziye hazırlıyor.
***
MİLLETE RAĞMEN AKŞENER
Akşener,
merak eden varmış gibi yerel seçim ittifak fikrini açıklamış. Bu kadar
içeriksiz, bulanık, ne dedikleri belirsiz başka siyasi parti profili görmedik.
NATO’cu, Kürt açılımcı, küreselleşmeci bir parti.
CHP olmasa baraj altı kalacaklardı.
Onca emeğe, tüm cemaatlerin partiye yönlendirmesine rağmen maya tutmadı. Çünkü
Akşener’i Çiller döneminden Türkiye tanıyor. Hatta Zübeyde Hanım Şehit anneleri vakfı
başkanlığından. Devlet arazine yapılan turistik tesiste şehit yakınları kalacak
dedikten sonra orası bir başka iş adamına satılıvermişti. (Akşener o dönem
Çiller’in memuru idi.)
24
Haziranda Akşener genel başkanlıktan düşerken, partisi de baraj altı kaldı. O
ne yaptı, millete rağmen Kurultayda tekrar genel başkan seçtirdi kendini. Şimdi
de yerel seçimlerle ilgili boş boş konuşuyor. Ne yapacaklarını ben söyleyeyim.
24 Haziranda resmen bir araya geldikleri partilere, yerel seçimde HDP’de
eklenip birlikte hareket edecekler.
***
CAN DÜNDAR
“Casus”
denildi diye, ispatlansın diyor. Cavır memleketinden kılıç sallayacağına gelsin
Türkiye’de konuşsun. Niye kaçmış anlatsın? Yaptığı
casusluk değilse Alman istihbarat örgütü BND’nin faaliyetine bir el atsın,
yazsın bakalım. Bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder