Neval Kavcar
“Şişli
Hamidiye Eftal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, II. Abdülhamid’in genç yaşta ölen
kızı Hatice Sultan adına yaptırılmıştır. II. Abdülhamid Han: ‘Benim
çocuğum kurtulamadı. Kim bilir fakir fukaranın çocukları nasıl bakılıyor. Hiç
olmazsa bir hastane yaptıralım da benim gibi birçok babaların kalbi yanmasın’”
demiştir.
5 Haziran 1899'dan beri hizmet veren
Sultan Abdülhamid hanın hayır kurumu oradan sökülüp alınacak. Neymiş sadece "saat kulesi kalmış-mış, yıkılma tehlikesi varmış." Bu
nasıl bir duyarsız bakış? Yıkılma tehlikesi varsa, yeni bina yapılmalı aynı
yere.
Geçmişe ve günün şartlarına duyarsız
kalmak, işe menfaat kaygıları ile bakmak Allah muhafaza toplumun kahrına sebebiyet
verir. İstanbul'un
fethinin mührü Ayasofya(Fetih) camii de aynı yanlış, aynı kafanın ürünü olarak
ezansız- cemaatsiz kalmıştır. Fatih Sultan Mehmed Hanın bedduasına, Abdülhamid
Hanınkileri ekleyeceğiz anlaşılan.
Abdülhamid
Han, hastanenin yapılması ile bizzat ilgilenmiş, Çocuk hastanesi olarak
açılmıştır.
“Abdülhamid hastanenin yeri için Hazine-i
Hassa’ya ait olan Balmumcu’daki arsayı bağışlar. Temel atma töreni 2 Haziran
1898 tarihinde yapılarak inşaata başlanır.” Hazine-i Hassa nedir?
Padişahların şahsi-gelir ve giderine bakan kurum. Abdülhamid’in kendi kesesinden
yaptırdığı hayır kurumunu yok etmenin izahı “deprem yönetmeliği midir?” Pes
artık.
Hastanenin
merkez giriş kapısına ünlü hattat Sami Bey’in sülüs hattı ile “Hamidiye Etfâl
Hastahanesi” altına ise “Firdevs-aşiyan Merhume Hatice Sultan Hazretlerinin
Namına” yazılı bir kitabe konulmuştur.
Açılış
gününde Abdülhamid Han’ın oğlu ile birlikte başvuran zengin-fakir tüm ailelerin
çocuklarının sünneti yapılır. Sünnet masrafı Abdülhamid hanın kesesinden çıkar.
Açılış günü kurbanlar kesilir, dualar edilir. Osmanlı budur.
Böyle ulvi amaçla yapılmış bir hayır
kurumunu yok etmek nasıl bir aklın ürünüdür onu merak ediyorum.
Giderek ülke şartlarının daha iyileştirileceği, maddi-manevi tarihe sahip
çıkılıp geleceğe yürümek yerine, hayırsız evlat gibi her şeyi satıp savmak,
yıkmak yanlış.
Abdülhamid hanın düşünce sistemine, manevi hatırasına böyle
mi sahip çıkılacak? Bizzat kendi kesesinden yaptırdığı hayır kurumu Şişli Eftal
Hastanesini çevredeki Amerikan- Acıbadem başta olmak üzere onlarca özel
hastaneye yem ederek mi?
Yedi düvel Abdülhamid’e “kızıl
sultan” diyerek hedef almıştı. Cennet mekan Abdülhamid Han asıl şimdi büyük
yara aldı. Kendi kesesinden yaptırdığı, kıyamete kadar insanların dua edeceği
Şişli Eftal hastanesinin kapılarının kapanması kararı ile.
***
MANEVİ BOYUTUNDAN
GÜNÜMÜZ GERÇEĞİNE
Şişli,
Beşiktaş’da nasılsa hali vakti yerinde insanlar vardır. Onlarda: Fulya
Acıbadem, Florence Nightingale, Türkiye, Özel Çevre, Özel Fransız Lape, Özel
Cerrahi hastanesi, Amerikan hastanesi vs vs.ye gidiversin düşüncesinde olan
varsa yanlış düşünüyor. Saydığım özel hastaneler,
Abdülhamid hanın hayır kurumunu kuşatmış olsa da, Sağlık bakanlığının teslim
olmamasını dilerdik.
Şişli
Eftal, hem garip gurebanın hem de eğitimli kesimin güvendiği araştırma
hastanesidir. Eğitim de verilmektedir. O bölgeye nefes aldırmaktadır. Dualarla
açıldığından mıdır, Abdülhamid hanın günümüze uzanan manevi hatırasından mıdır
bilemem.
Şişli Eftal 119 yıldır hizmet
vermektedir. İnsanların “bu hastaneyi kim yaptırdı ise Allah razı olsun”
diyerek, Abdülhamid Hana dualar ettiği bir hayratı yok etme kararı, Abdülhamid
hanı mezarında dört döndürmüş, kemiklerini sızlatmıştır.
“Osmanlı
deyince ağızlarından üç beş Osmanlı fırlayan” iktidar ehline hasseten
duyururum. Bilmiyorlarsa öğrensinler, duruma el koysunlar. Şişli Eftal yollara düşen üç beş ortalık karıştırıcı bezirgan”ın
“kapatılmaz” haykırışları sebebi ile değil “GERÇEKTEN KAPATILAMAZ,
KAPATILMAMALI.”
Acil, en kısa zamanda “Şişli Eftalin,
Abdulhamid Hanın vasiyeti doğrultusunda yeniden yapılacağı müjdesini” duymak
isteriz. 11
Haziranda taşınacağı söylenilen hastaneler yine açılsın, lakin Şişli Eftal
küllerinden aynı yerden yeniden doğsun. Taşınmasının, Şişli Eftal’in temel atma
ve ilk açılışı olan Haziranın ilk hasftasına denk gelmesi de ayrı facia.
***
ŞİŞLİ EFTAL’İN AÇILIŞ
GÜNÜ YAPILAN SÜNNET TÖRENİNDEN BİR HATIRA
“Dönemin gazeteleri hem hastanenin açılışını
hem de sünnet merasimini detayları ile anlatır. Örneğin Ikdam gazetesi oldukça
ilginç detaylara yer vermiştir. Sünnet olan çocukların küçük yaşta olmalarına
rağmen ağlamadıklarını, hatta hastane eczacısı Mahmud Celaleddin Bey’in
biraderinin sünnet esnasında yüksek sesle “Padişahım çok yaşa” diye bağırmasını
gazete şöyle yorumlar:
“Bu Osmanlı yavrusunun padişaha karşı daha bu yaşta iken beslediği his
ve bağlılık karşısında herkes gözyaşlarını tutamadı.”
İşte büyük devlet böyle
olunur. Geçmişi yakıp yıkarak, söverek değil.
Bilerek, severek, sahip
çıkarak.
Not: Yeni taşınacağı yerde hastaneye belki
“aynı adı vermek” Abdülhamid hanın hayrını devam ettirmez.
Hariçten
gazel okuyarak değil Şişli Eftal hastanesinde tedavi olmuş birinin hissiyatı ile
de yazdım.
15 Mayıs 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder