Neval Kavcar
Doğan
medya satıldı, Meral-Kemal-Temel üçlüsünün reklam kaynağı kesildi. Yeniçağ,
Sözcü, Halk.tv var ama Hürriyet-CNNTürk rüzgârı kadar olmayacak. Onlar tarafsız
görünüm altında, millete algıda başarılı idi.
Peki; Yeniçağ’ın sahibi Ahmet
Çelik’ten, Aydın Doğan çıkar mı sizce?
A. Doğan
gücünün zirvesinde iken “hükümetleri kurup yıkmaktan” bahsetti ama kalkıp da
bir partinin kurucu üyesi olmadı. Atacak barutu kalmayınca da, bıraktı. O iş
zor yani.
Hürriyet’te
yazan “Türkiye Türklerindir” cümlesi, Yeniçağ’da karşımıza çıkıyor. “Dünyayı
Türkçe okuyun”da yazılınca aklıma, Türk bayrağı dalgalandıran Türk okulları
geliverdi. “Türk” kelimesinden geçilmiyordu ama eğitim dili İngilizce idi. Bunu
yazdığımda ne çok kişi saldırmıştı, iftira diye.
Neyse biz dönelim Ahmet Çelik’e.
Şimdi siz programında “eşit vatandaşlık” yazan bir partiyi kurduysanız, eşit
vatandaşlık adı altında başka etnisitelere ülkeyi bölünmeye yönelik haklar
tanınmasında sessiz kaldıysanız, gazetenin tepesine iliştirdiğiniz “Dünyayı
Türkçe okuyunuz”un anlamı olmaz.
Akşener’de zaten baktı olmayacak “eşit vatandaşlık, gugıldan oldu” deyip çıktı.
O kolayını buluyor. Suçu başkasına atıp sıyrılıveriyor. (Yeniçağ Gz. Patronu Ahmet Çelik, İyi Parti kurucusudur.)
Program
çalışılırken gugıl kullanılmış da, birisi yazmış da, programa öyle girmiş-miş.
İnandık mı? Hayır. Görülmese, tepki oluşmasa “eşit vatandaşlık” kalacaktı.
Hadi o gugıldan oldu, “Doğu-Güney
Doğu Anadolu Sorunu, bölgede insiyatifin PKK terör örgütünden sivil anlayışa
geçmesi” nerden oldu, ne demektir? Üstelik halen yerli yerinde duruyor.
Yeniçağ, İyi Partinin resmi gazetesi
artık. Adı “İyi
gazete” mi olsa acaba? Vaktiyle Cumhuriyet, CHP’nin gazetesiydi. Son tahlilde,
Doğan Medya tesislerinde basılmaya başlamış, liberalleşmeye yatay geçiş
yapmıştı. Bakalım Yeniçağ’ın akıbeti ne olacak?
Gazetesini
hem iktidar medyasının tesislerinde basıp, hem de isyan eder gibi görünmek
nasıl bir oyundur? Birçok gazetenin bilmem kaç bin adet satıyoruz deyip,
devletten reklam aldığı ortamda, birlikte yürüdükleri kaypak siyasiler evlerine
çekildiğinde ne yapacaklar?
***
YENİÇAĞ
İYİ PARTİNİN BASIN(propaganda) ÜSSÜ
Ne üs
ama diyorsunuz, biliyorum. Bu gazete yayın hayatını, ‘sözde’ MHP yönetimi
karşıtlığı içinde sürdürdü. Oradan ekmek yedi. FETÖ’cülerin gazladığı kimliklerin rüzgarına kapılan bir kesim de
onları okudu. “Tarafsızlık” dediler “Ülkücü hareketi düşünüyoruz” dediler.
Bir baktık yüce divan defolu Koray Aydın’ı Kuvayı Milliyeci ilan edivermişler,
MHP’nin başına geçirmeye çalışıyorlar. Nasıl bir düşünmeyse artık?
Gelinen noktada, Yeniçağ Gazetesinin
patronu Ahmet Çelik’i İyi partide kurucu üye olmaya kim ikna etti? Başka örneği varsa ben bilmiyorum.
Gazete çıkarırken parti kurup, sonra o gazeteyi nasıl herkes alacak?
Akşener’de
star ışığı gördü “iktidar medyası oluruz” düşüncesine mi girdi? Ya da kimleri
kıramadı da bu işe soyundu, insan merak ediyor.
İyi
partinin basın üssü demişken, öncelikle yazarları eğrileri doğrultmakla
görevli. 62’lık siyasi starın uçuk sözlerine sürekli estetik yapıyorlar. Patronları Ahmet Çelik, yazar Özcan
Yeniçeri partinin kurucu üyesi. Ümit Özdağ’da. Akşener’in basın danışmanı Murat
İde yine gazetede.
Resmi
ya da gayri resmi, İyi parti ile Yeniçağ iç içe geçmiş durumda.
Böylesini
ilk kez görüyoruz.
***
CHP
VE İP’İN PROGRAMINDA ÖZELLEŞTİRME VAR
Akşener “Özelleştirmelere dur demek
vatan savunmasıdır” diyor, Kılıçdaroğlu “şeker vatandır, satılamaz” diyor.
Meral-Kemal ikilisi bu sloganlarla “şeker fabrikaları satılamaz” mesajı
veriyor. Yani “özelleştirmeye karşılarmış.”
İyi
partinin programında ne yazıyor? “Blok satış yöntemi yerine sermayeyi tabana
yayacağız.” Bloktan kasıt, tek elde toplanmasına karşılar. Bunun dışında satış
serbest. “Özelleştirmeye, şeker
fabrikalarının satışına karşı değiller.” Ama şeker fabrikası önüne gidip
“özelleştirmeye karşıyız” diyorlar.(Kopyayı bile tam çekememişler)
Kılıçdaroğlu
da “şeker vatandır satılamaz diyor. Tam Soros ağzı. Şekerle vatanın ne ilgisi
var? Cumhuriyet kurulurken, devletin öncülük etmek amacıyla kurduğu şeker
fabrikasında siviller şeker üretecek. Burada önemli olan, şeker pancarı
üreticisinin zorda kalmaması.
Gelelim CHP’nin programında
özelleştirme konusunda ne yazdığına. Sayfa 175. “Ülke ekonomisinin ihtiyacına
göre kullanılması gereken araçtır. “ Ee, hani “şeker vatandı, satılamazdı.”
CHP’de,
İP’de “özelleştirmeye karşı değiller.” Fakat mitingler düzenleyip “karşılarmış”
gibi yapıyorlar. Kılıçdaroğlu Çorum’a, Akşener Alpullu’ya gidip “şeker
fabrikalarını sattırmayacağız” diyor. Yalandan kimse ölmemiş ama bu siyasiler,
saç baş yolduruyor.
Not: İyi Partinin özelleştirme konusunda MHP’den
kopya çektiğini, hatta Akşener dahil partililerin programda ne yazdığını
bilmediğini söylesem acaba ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder