11 Nisan 2018 Çarşamba

Saadet ve İyi Parti İttifakının iç yüzü


Neval Kavcar
Estetikli siyaset anlayışları ile millete umut olarak kakalanan tiplerin kurduğu kumpaslar bitmiyor. İşte yeni bir tanesi, beklenen son; Saadet ve İyi Parti bir araya geldi. Niçin?

Bir çok sebebi var. En önemlisi CHP tabanı. Evet, içlerinde liberal sağ kökenliler var. Lakin aday göstermeye geldi mi iş değişiyor. Kabuk değiştirmemiş eski CHP’liler “ilk tura herkes kendi adayını göstersin, en çok oy alanın adayı desteklensin” mizansenine inanmış görünüyor. (En çok oyu alacaklar ya “bu defa da sağ bizi desteklesin” diyorlar. Bunda çok haklılar.)

Lakin, baştan beri böyle bir strateji zaten yok.(Cumhur İttifakından önce de yoktu.) CHP’nin adayı ilk turda muhalefet arasında ipi göğüslese bile ki matematik gerçek bu, düşünülen yol değil. Rasyonel hiç değil. Meselâ İyi partiyi bir şekilde, kerhen de olsa destek verecek ve caymaya hazır, ülkücü taban kalkıp da “Muharrem İnce’ye” oy vermek ister mi? Sözde CHP’yi yönettiğini iddia edenler, olaya güya buradan bakıyor.

Sanki eski sistemde CHP iktidar olmadığı halde, Çankaya’ya CHP kökenli aday çıkarmış gibi. “Sizde birleşin” cümlesinin cılkını çıkardılar.

Oysaki projenin gövdesi halen aynen duruyor. Bilhassa CHP sürekli strateji belirliyor gibi yapsa da, tali yoldan ana yola çıkmaya hazırlanıyor. Ana yolda bekleyen ise Abdullah Gül.

O bakımdan CHP’nin, İP’nin oy oranı şudur, kendi adayları vs gibi detaylarla “kanalize edilmiş Türk Milliyetçileri, SP’nin bir kısım tabanı, AKP’li küskünler ve CHP’nin ulusalcı ana direği” oto yola sevk ediliyor. Film bir yerde kopmazsa aday belli.

Katalizör rol Meral Akşener’de. Bunun içindir ki tüm mermiler tüketilene kadar yanına istihdam edildi. Yeniçağ gazetesi patronu, MHP’den koparılan vitrin vekiller, CHP’den gelen vekil, büyük kulüp üyesi, eski DSP’liler, DYP’liler, Masonlar, Sorosçular.. akla gelebilecek her detay reklam amaçlı yanında konuşlandırıldı.

***
AKŞENER TAVŞAN ADAY

Akşener’in Karamollaoğlu ile “iitifak anlaşmasında kitlelere deniliyor ki “herkesin Cumhurbaşkanı olsun dediği Meral Akşener (ki kim bu herkes? ABD’nin 2 Ankara Büyükelçisi mi yoksa Emre Uslu mu??) Abdullah Gül için adaylığı bırakacak. Yoksa SP’nin adayı gayrı resmi olarak belli, ee Akşener’de “adayım” diyor. Normalde böyle ittifak olur mu? İki adaylı yani.

Ha, şimdi denilecek ki? İlk turda en çok alan falan. Geçin bu masalı. Başlangıç noktası, herkesin ilk turda adayını göstermesi masalı-ydı ama gökten üç elma yedi düvelin başına düşecek. SP ve İP’nin “anlaştık” dediği ilkeler “duruma göre vaziyet alma.” “Davulun da, tokmağında” yedi düvelin elinde olacağı iki başlılığa geri dönmede başrolü oynayacak Gül’ün yanında durmaktan ibaret rolleri. Yoksa ilk turda, SP ve İP yarışacak da ne olacak? Ha bir de CHP ve HDP’yi ekleyin. Buna inanıyor koca koca insanlar ki hayret bir durum.

Fehmi Koru günlerdir orta yerinden çatlıyor. “Ey muhalefet acil birleşin” diyor. AKP tabanına oynuyor “AKP’nin anket şirketinden ‘Cumhur İttifakına kötü haber” deyip, ardından “o anket şirketi AKP’nin değilmiş” diyor. Sonra “Erdoğan niye tek başına gibi seçime girsin. Gül parlamenter sistem, Erdoğan’da Cumhurbaşkanlığı sistemi” adına yarışsa ya..” diyor. Dünyaya ne demokratik olduğumuzu göstermeliymişiz. He, Fehmi Koru he..“Demokratik olacağız” diye aziz vatanı böldürelim.

Sanki millet 16 Nisanda “referandumla Cumhurbaşkanı sistemini kabul etmemiş de, genel seçimde “yeniden oylayalım” demeye getirip %48’i çantada keklik olarak tutmak istiyor.

Gerçekten illallah. Bu kadar kumpasçı insanı bu devlet ne ara yetiştirdi, besledi, meşhur etti?
Bende istiyorum artık erken seçimi.
Eylülde olsun, şu ikiyüzlülük de bitsin.

***

UBER KONUSU VE AVRUPA ADALET DİVANI KARARI

UBER; küresel korsan taksicilik ağı. Bulunduğu devletle bağı yok. İnsanlara şirin ve ucuz gösteriliyor, devletler sömürülüyor. Soros taksiciliği. Etkile, kullan, sömür.

Bazıları çıkıp “bizde Internet ağı üzerinden taksicilik yapalım” diyor. Konu program ve lüks araçlar değil ki. Mesela İstanbul trafiğinde 15 dakikalık yola peşin para alacak UBER bunu babanızın hayrına mı yapacak? Kaldı ki böyle bir şey yok. Açın yönetmelik denilen dandikliği bir okuyun önce.

Şu ana kadar edindiğim intiba, öncelikle UBER taksicilerinin fena sömürüldüğü. UBER’in, piyasayı ele geçirirken devletleri yok sayması da cabası. Müşterinin muhatap bulamamasını saymıyorum bile. San Francisco, Kaliforniya merkezli UBER şebeke ağı, bakın “şebeke” diyorum, ulaşıp da “Şişli Fulya’dan Taksim’e indim, 16 lira tutmalıyken, 35 lira verdim” deseniz karşı taraf size ne diyecek? (J))

Beşiktaş Ihlamur Deresi caddesinde yağmur altında bekliyorsunuz. Taksi durduruyorsunuz “abla, değişim saati alamam” diyor, gidiyor. Ya da sizi birkaç sokak dolaştırıyor. Bunun çözümü UBER değil ki.

Avrupa Adalet Divanı bir karar verdi. “Uber'in Fransa'da lisansı bulunmayan sürücüler kullanarak  gerçekleştirdiği UberPOP hizmeti hakkındaki davayla ilgili emsal teşkil eden  kararda, "Üye devletler, AB Komisyonu'na bildirimde bulunmaksızın, bir ceza  hukuku konusu olan UberPOP hizmetinin yasa dışı ulaşım faaliyetlerini  yasaklayabilir veya cezalandırabilir” dedi.

BU KARAR TÜRKİYE İÇİNDE EMSALDİR.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder