26 Temmuz 2020 Pazar

Atatürk Atamız da, Fatih değil mi?

Neval Kavcar
Yılmaz Özdil CHP’nin ‘Yüzde 20’ye sıkışmış, tepeden bakan zihniyeti irtifa kaybetmesin, diye “Atatürkçülük” tezgâhı başından ayrılmıyor. “Ayasofya’nın açılmasına karşıyız” diyemiyorlar, “Atatürk’e hakaret edildi” diyorlar.

Diyanet İşleri başkanının konuşmasının hiçbir yerinde Atatürk’e beddua, hakaret yoktur. 1934’deki evrak hakkında ise farklı görüşler mevcut. Ayasofya’da, 1932’de “freskler temizleniyor, güçlendirme yapılıyor” denilerek namaz kılmaya ara verilmiş, camii vasfını kaybetmesi ise fiilen Atatürk’ün vefatı ile başlamıştır. Düşünün Atamız hasta, vasiyetini hazırlıyor, İnönü’yü soruyor ‘öldü’ deniliyor. Gel, o vasiyete de inan şimdi.

MHP’den tek tepki yok diyen zevat utanmazlıkta çıta yükseltmiş durumda. Ortada hakaret değil, yalan var. Yalana mı karşı çıkacak MHP?

Fatih’in bedduası olsa olsa, Atatürk sonraki CHP yöneticilerini kapsar. Özdil, Yunan mezalimini anlatmış. Otu moka bulaştırmış. Mustafa Sabri hain de, Kürt Teali Cemiyeti, Wilsoncular vatansever mi? Atatürk atamızda, Fatih değil mi?

Velev ki, Fatih’in vakfiyesi olmasın. Çağ açıp, çağ kapatan atam Fatih Sultan Mehmet Hanın, İstanbul’u fethetmesinin sembolü olan Ayasofya’yı camii olarak kıyamete kadar açık tutmak boynumuzun borcudur.

Yedi düvel şöyle böyle düşünür diye Ayasofya’yı camii olarak açmayalım mı? Bırakın şu mütareke kafasını, ezikliği, milli olun.. Ayasofya açıldı diye sevinmek varken, farklı sokaklara sapmayın.

Not: "Atatürk'e hakaret edildi, teşekkür edilmedi.." deyip, etki ajanlarına has çıkışlar var. Ali Erbaş'ın konuşması aşağıda. Fitne arabasına binmek yerine salim kafayla dinleyiniz
https://www.youtube.com/watch?v=yBYeKIkPK6c

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder