Neval Kavcar
Bu konuya hiç girmeyecektim ama yapılan normalleştirilmeye çalışıldığından, gri yanı belirtmek istedim.
‘Muhalefet’ denilen içinde HDP’nin de olduğu
bir kesim, Oda.tv gibi haber siteleri batı Dünyası ile aynı cephede, asker
Libya’da, İdlip’de ne arıyor deyip durdu. TSK’de
görevli astsubay, eşinin telefonu ile Tele 1 ve Oda.tv’in Ankara temsilcilerine
defalarca, İdlip ve Libya bilgisi vermiş. Astsubay devlet sırrına nerden vakıf olsun, dendi. Vakıf
olan birinin o astsubaya bilgi verip vermediğine vakıf mıyız peki? Başı
yanacaksa, Astsubayın yanacak neticede.
“Bilgiyi aldılar ama
kullanmadılar. Kullanmadıkları bilgiler için gözaltındalar” dezenformasyonu
yapılıyor.
·
Kullanılmayacak askeri sırrın öğrenilmesi için
defalarca telefon görüşmesi mantıklı mıdır?
·
Gazetecilik refleksi midir, birileri o
refleksi kullanmakta mıdır?
·
Astsubayın M.Yıldız ve İ.Dükel’le
görüşmesinin nasıl bir habercilik değeri olabilir? Bu ikili, Libya ve
Suriye’deki askeri faaliyetleri öğrenip ne yaptılar?
·
M.Yıldız ve İ. Dükel’in telefonlarının
dinlendiği varsayılırsa, böyle bir tuhaf ilişki içine niye girdiler?
·
Herkes şunu merak ediyor. Yıldız ve Dükel’in
kullanmadığı söylenilen bu bilgiler, siyasetin kullanımına mı verildi? Neye yaradı?
·
Astsubay E.B’in ilişkide olduğu başkaları da
var mıdır? Onun hedefi nedir?
·
Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’i, şüpheli
E.B. ile kim tanıştırdı?
“Bu konuda alınan bilgilerin, kullanıma verilip verilmediği ispat edilemezse bile, aklanmayacaklardır." Önemli
olan aklın sorduğu “peki, ne oldu?” sorusudur. Peki, ne oldu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder