13 Kasım 2018 Salı

Kodları batının elinde olan androidler

Neval Kavcar
Siyasi yorum yazmayı bıraktım. Lakin konu Alpaslan Türkeş ve ülkenin tapu senedi Lozan. Bunlar siyaset sayılmaz. Ülke güvenliği.

Kadir Mısıroğlu'nun Türkeş'e "Lozan Hezimet mi, Zafer mi?" kitabını gönderdiği, onun da teşekkür ettiği mektubu yayınlamış Kadir Efendi. Sürekli Başbuğ'un yazdığı iddia edilen mektuplar konuluyor Türk Milliyetçilerinin önüne.(Yazılmış mıdır o satırlar gerçekten onu da bilmiyoruz. Yazılsa da anlamı nedir?)

F.Gülen'e de Türk Cumhuriyetlerinde açtığı okullar için teşekkür mektubu da öyle. Okullarda ne yapıldığını devlet istihbaratı bile bilmezken, "esir Türkler" konusu ile yoğrulmuş bir neslin özgürlüğüne kavuşmuş kardeşlerimiz için "Türkçe okullar" değil de "İngilizce eğitimle oradaki gençlerin" devşirildiğini, ana faaliyetin batı adına casusluk olduğunu kim bilebilecekti ki?

Neyse efendim, iktidarın "andımızla başlayan, Mısıroğlu'na itibar veren davranışlarına" bakarak diyebiliriz ki; 57. Hükümette "MHP'yi atıp, yerine DYP'yi alalım" diyen ABD taarruzu karşısında dik duran Ecevit kadar bile olamamış Erdoğan.

Belki de her şeyin farkında, kendi gemisini yüzdürecek birilerini kullana kullana yürüyordur kim bilir?
***
Lozan Zafer mi, Hezimet mi? Andoid satırları için diyebileceğim de şu.

"Kadir Mısırlıoğlu'nun "Lozan Zafer mi, Hezimet mi ?" adlı kitabını başucu kitabı haline getiren kesim "İstanbul'un işgali sırasında istihbarat subaylığı yapan Armstrong isimli İngiliz yüzbaşının "Bozkurt" Kitabından faydalanıldığını" biliyor mu?

Grey Wolf (Bozkurt) kitabını çeviren Peyami safa, önsözde bakın ne demiş:
"Bu eserde Atatürk'ün karakterine, hususi hayat ve davranışlarına ait oldukça doğru hükümler, başarılı tahlil ve tasvirler yok değildir. Bir bakıma kitabı değerlendiren, fakat hakikat aleyhine tehlikeli bir eser haline getiren de budur. Tehlikeli çünkü hakikat lokomotifinin peşine takılan bir sürü yalan ve iftira vagonu da, hakikat istikametinde yol almakta, aynı derecede doğru görünmek şansını kazanmaktadır. Kısacası tamamını doğru sanıp ciddiye alanı, yanlışlara sürükleyen, tuzaklarla dolu bir kitap."

Rıza Nur’un hatıratını da yayınlamıştı Mısıroğlu.

Velhasıl; Batı emperyalizmi, nakış nakış işliyor toplumu. Kimisini etnisitesinden, kimisini menfaatinden, kimisini de yediği haltlardan dolayı boynuna yuları takıp, dehliyor.

Ülkem soluna yıllarca “Rusya asıl vatanım” diyen Nazım’ı “vatan şairi” diye baş tacı ettirdiler.Kalbime geldi” diyerek Ayet yorumlayan Said Okur’u büyük İslam Alimi diye kabul ettirdiler. Sevr’i yırtıp atıp, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Atatürk içinde, İngiliz gizli arşivi konuşturulup, birilerinin önüne paçavraları koyup yayınlattılar. Bu öğreti ile büyüyen kesimde, devletin taşıyıcı kolonlarını zayıflatarak yürüneceğini sanıyor.

Kodları batının elinde olan bayağı bir android var içimizde.


13 Kasım 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder