24 Eylül 2018 Pazartesi

Derhal kapatılmalı zaten

                                               
                                   

Neval Kavcar
“İnternet, radyo, Tv yayınlarına kapatma gibi yaptırım geliyor” haberini okuyunca bunu doğrulatamadım. Umarım ki doğrudur. Çünkü Internet, tv basın gibi “özgürlüğü” devletin, milletin altını oymak özgürlüğü zannedenlerin raptı zapt altına alınması şart-tı.

Basının durumu “yalan enselerine yuva yapmışla" eş değer. “Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü?” haberlerine alıcı da çok maalesef.

Yalan, çarpıtılmış sürü ile haber adı altında psikolojimizi bozan bomba bırakılıyor hanelerimize. Yalan mı değil mi araştırma gibi haslet olmadığından ya da falan söylüyorsa doğrudur yaklaşımından dolayı, etkisi ağır oluyor.

Adamın biri köyün başında yalan uydurmuş, köy kahvesinde kendi yalanına kendisi de inanmış olsa amenna. Yalan rüzgârının kaynağı, yedi düvel. Saadet zinciri gibi haber siteleri de “flaş flaş” diye palavraya aracılık ediyor.

Akıllı telefonlar vasıtasıyla gri propaganda, fesat her haneyi vuruyor. 24 Haziran seçimi öncesinde, kamuoyu araştırma şirketleri alanda görmedikleri 2. Tura kalma konusunu savaş hilesine çevirdi. Siyasiler, medya, Internet olmayan neticeye inandırmaya çalıştı milleti, algı yaptılar.

Karşılıksız çek gibi bir nevi. O kişilere cezai sorumluluk var da yalan dolana niye olmasın? “Türkiye, DEAŞ’a silah taşıyor” haberi yaparsan senin TV “şak” diye kapatılmalı. Siyasetçi isen “şak” diye cezaevine girmelisin. İşte tezgahı hazırlayan FETÖ çıktı. FETÖ’ye yardım yataklık suçu bile var işin içinde. Yoksa CIA’ya mı demeliydim?

“Basın özgürlüğüne darbe, korktukları için susturmaya çalışıyorlar, padişahlık döneminde bile olmaz..” diye yaygaraya başladılar. Devletin altını oyanların, casusların kellesi alınırdı o dönemlerde. Şimdi üç gün cezaevinde yatınca mağdurları oynuyorlar.
***
MEDYA DOĞRU HABERCİLİĞİ ÖĞRENİR BU VESİLEYLE

Almanya’da BND’nin, İngiltere’de M16’nın, CIA’nın, Mossad’ın karşısına siyaseten ve basın olarak konuşlansınlar bakalım ne olacak? Nefesini keserler adamın. Devletin savaş şartlarındaki stratejisinin açığa çıkarılmasının, basın-siyasi gibi karşılığı olamaz. Bunu yapanlarda ya casusların bilip bilmeden borazanı olmuştur ya da casustur.

Bir olay olduğunda, henüz dip bucak araştırılmadan toplumda infial uyandıracak şekilde, orasına burasına zil takıp oynatmanın elbette yaptırımı olmalı. Siyaseti yoğurmak, yedi, düvelin kontrolüne sokmak için kasetleri peydahlayanlar, onlara aracılık edenler hepsi aynı oranda suçlu değil mi?

MHP’de başaramadılar ama CHP makas değiştirdi. Küreselleşmeci ABD’ye hizmet eden TESEV’in kurucu üyesinin CHP genel başkanını hazmeden CHP tabanı kendi kapısının önünü süpürmedikçe, debelenip duracak.

Velhasılı kelam “ekranlar kararacak, özgürlüğe darbe” diye çığırtkanlık yapanlar, Türkiye’nin her türlü saldırı altında ve savaşta olduğunu unutmasınlar.

Güçlü devlet olmanın yolu- iç-dış saldırıların önünü kesmekten geçer. Geçmeli. Almanya, İngiltere ne yapıyorsa bizde de o yapılsın kardeşim. Dezenformasyon haber yapanların ekranı şak diye kararmalı.
***
SADECE TV, INTERNET DEĞİL

1 Ekimden itibaren en önemli diğer mevzuda “anketçilerle ilgili kanunun” ele alınması.

Yedi düvelin psikolojik harp saldırı aracı olarak kullandığı tün delikler tıkanmalı. Yasal düzenleme ile merdiven altı anketler raptı zapt altına alınmalı. Adam oturmuş Newyork kulelerini seyrederken, “anket” hakkında yazıyor kafasına göre.

Angaje haber siteleri, siyasilerde üzerine atlıyor. Anketleri iç-dış diye ayırmadan, gereken adım atılmalı velhasıl. Milletin iradesine ipotek konulması özgürlük alanı değildir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder