Neval Kavcar
“İnternet,
radyo, Tv yayınlarına kapatma gibi yaptırım geliyor” haberini okuyunca bunu
doğrulatamadım. Umarım ki doğrudur. Çünkü Internet, tv basın gibi “özgürlüğü”
devletin, milletin altını oymak özgürlüğü zannedenlerin raptı zapt altına
alınması şart-tı.
Basının durumu “yalan enselerine
yuva yapmışla" eş değer. “Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek
kapmış gördün mü?” haberlerine alıcı da çok maalesef.
Yalan,
çarpıtılmış sürü ile haber adı altında psikolojimizi bozan bomba bırakılıyor
hanelerimize. Yalan mı değil mi araştırma gibi haslet olmadığından ya da falan
söylüyorsa doğrudur yaklaşımından dolayı, etkisi ağır oluyor.
Adamın
biri köyün başında yalan uydurmuş, köy kahvesinde kendi yalanına kendisi de
inanmış olsa amenna. Yalan rüzgârının kaynağı, yedi düvel. Saadet zinciri gibi
haber siteleri de “flaş flaş” diye palavraya aracılık ediyor.
Akıllı telefonlar vasıtasıyla gri
propaganda, fesat her haneyi vuruyor. 24 Haziran seçimi öncesinde, kamuoyu
araştırma şirketleri alanda görmedikleri 2. Tura kalma konusunu savaş hilesine
çevirdi. Siyasiler, medya, Internet olmayan neticeye inandırmaya çalıştı
milleti, algı yaptılar.
Karşılıksız
çek gibi bir nevi. O kişilere cezai sorumluluk var da yalan dolana niye
olmasın? “Türkiye, DEAŞ’a silah taşıyor” haberi yaparsan senin TV “şak” diye
kapatılmalı. Siyasetçi isen “şak” diye cezaevine girmelisin. İşte tezgahı
hazırlayan FETÖ çıktı. FETÖ’ye yardım yataklık suçu bile var işin içinde. Yoksa
CIA’ya mı demeliydim?
“Basın
özgürlüğüne darbe, korktukları için susturmaya çalışıyorlar, padişahlık
döneminde bile olmaz..” diye yaygaraya başladılar. Devletin altını oyanların,
casusların kellesi alınırdı o dönemlerde. Şimdi üç gün cezaevinde yatınca
mağdurları oynuyorlar.
***
MEDYA DOĞRU
HABERCİLİĞİ ÖĞRENİR BU VESİLEYLE
Almanya’da BND’nin, İngiltere’de
M16’nın, CIA’nın, Mossad’ın karşısına siyaseten ve basın olarak konuşlansınlar
bakalım ne olacak? Nefesini keserler adamın. Devletin savaş şartlarındaki
stratejisinin açığa çıkarılmasının, basın-siyasi gibi karşılığı olamaz. Bunu
yapanlarda ya casusların bilip bilmeden borazanı olmuştur ya da casustur.
Bir olay
olduğunda, henüz dip bucak araştırılmadan toplumda infial uyandıracak şekilde,
orasına burasına zil takıp oynatmanın elbette yaptırımı olmalı. Siyaseti
yoğurmak, yedi, düvelin kontrolüne sokmak için kasetleri peydahlayanlar, onlara
aracılık edenler hepsi aynı oranda suçlu değil mi?
MHP’de başaramadılar ama CHP makas
değiştirdi. Küreselleşmeci ABD’ye hizmet eden TESEV’in kurucu üyesinin CHP
genel başkanını hazmeden CHP tabanı kendi kapısının önünü süpürmedikçe,
debelenip duracak.
Velhasılı
kelam “ekranlar kararacak, özgürlüğe darbe” diye çığırtkanlık yapanlar,
Türkiye’nin her türlü saldırı altında ve savaşta olduğunu unutmasınlar.
Güçlü devlet olmanın yolu- iç-dış
saldırıların önünü kesmekten geçer. Geçmeli. Almanya, İngiltere ne yapıyorsa
bizde de o yapılsın kardeşim. Dezenformasyon haber yapanların ekranı şak diye
kararmalı.
***
SADECE TV, INTERNET
DEĞİL
1
Ekimden itibaren en önemli diğer mevzuda “anketçilerle ilgili kanunun” ele
alınması.
Yedi
düvelin psikolojik harp saldırı aracı olarak kullandığı tün delikler tıkanmalı.
Yasal düzenleme ile merdiven altı anketler raptı zapt altına alınmalı. Adam
oturmuş Newyork kulelerini seyrederken, “anket” hakkında yazıyor kafasına göre.
Angaje haber siteleri, siyasilerde
üzerine atlıyor. Anketleri iç-dış diye ayırmadan, gereken adım atılmalı
velhasıl. Milletin iradesine ipotek konulması özgürlük alanı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder