8 Eylül 2018 Cumartesi

“Akşener olmadıysa Gül verelim” demiştim..


                                  
Neval Kavcar
BOP’da Taht Kavgaları erken başladı. Cumhur İttifakı karşısında, millet ittifakının ortak adayı Abdullah Gül olsun düşüncesi, sözde Akşener’in karşı çıkması ve CHP tabanının kazan kaldırması ile başlamadan bitmişti. Gül konuşmasaydı, iddia olarak kalacaktı.

Evin içini düzenlemekten bahseden adayla, “Kürt açılımına yeşil ışıktan öteye” geçmeyi vaat eden diğer aday arasındaki savaşın ilk raundunda, Akşener ipi göğüsleyemedi. Halk nezdinde itibarsızlığı netleşince Gül tekrar kıpırdanmaya mı başladı sorusunun muhatabı, şu vakte kadar her söylediği palavradan öteye geçmeyen Ahmet Takan.

İP’in resmi yayın organında yazıyor. Fakat şöyle bir gerçek var ki, bir sonraki seçime Gül hazırlanıyor olabilir. O sebeple Akşener önünü şimdiden kesmek ve ilgililere sobeletmek isteyebilir. Bunu da Ahmet Takan yazacak haliyle. Bildiğiniz ispiyonlamış. Diğer ihtimal daha da önemli. A.Takan Gül’ün eski danışmanı olduğuna göre, “Akşener olmuyor Gül’e hazır olun” mesajını İP’in yayın organından duyurdu.

3 Ağustos 2018’de “Akşener olmadıysa Gül verelim” başlıklı yazımda bahsetmiştim. Akşener ve Gül’ün birlikte “merkez sağ” parti kurma girişiminin olduğu, muhtemelen Gül, Akşener’in öne çıkarıldığını görüp vazgeçti demiştim. Hiç alakası yokken ABD’ci bir gazetede Gül ve Akşener yola birlikte çıktı, demişti. Kimse de yalanlamamıştı.

FETÖ’cüler Gül’e öfkeliydi, Akşener’in adaylığından yanaydılar.. 17-25 Aralık sonrası gereken cepheyi açmadığı için. Ha buradan, Gül dava arkadaşını korudu da çıkarmasın kimse. Hani hep deniliyor ya Abdullah Bey için sağlamcıdır diye.
Dibini görmediği suya dalmadı o kadar. Dava arkadaşlığı gibi bir durumu olsa idi, CHP-SP ve İP’in çatı adayı ol teklifini beklemezdi zaten. Bunu açıklaması bile meydan okumadır. “Şimdi olmadı ama bu iş henüz bitmedi” anlamı taşır.

Gül ve Akşener’in birlikte çıktıkları yolculukta, Akşener siyaseten yenik bir genel başkandır. O bakımdan, Ahmet Takan ilk kez doğru yazıyor olabilir. Akşener tutmadığı için merkez sağ projesinde Gül ya da şu anda bilinmeyen başkası da öne çıkabilir. Anlaşılan katalizör yine gül. Tavşan adaylıktan bir türlü kurtulamayacak mı gerçekten bu defa öne çıkabilecek mi?

Akşener’le bir yere varılmayacağı anlaşılınca gül denenebilir. Seçime beş yıl var demeyin, kısık ateşte pişirilen aşın fokurtusu duyulmaz. Önümüzdeki süreçte, ekonomi, savaş, şarbon ve benzeri saldırılarla yıpratılan iktidarın yerine taze güç olarak birisi mutlaka hazırlanacaktı zaten. Allah’ın emri.

Henüz olgunlaşmamış ham meyce, İP’in resmi yayın organınca koparılıp Beştepenin önüne linç için atılıyor. Fehmi Koru duymazlıktan geliyorsa doğru demektir. Ya da, ya da içinde İP’in de olacağı yeni partileşme süreci başlıyor. Akşener bu defa eli mahkum.
***

ŞARBON SALDIRISINDAN SONRA SIRADA NE VAR?

Aynı kuş gribi vakasına döndü. Biyolojik saldırı gibi duruyor. Terör işe yaramadı, millet “bir oğlum daha var vatana feda olsun” dedi. Darbe yapıldı o da tutmadı.

Yedi düvel baktı olmuyor, döviz üzerinden ülkeyi dar boğaza sokmaya çalıştı. Millet anladı ki “yapılan saldırı” elindeki ile idare etmeye başladı. Zaten toplumun %1’i kaymak tabakası. Onlarda kardan zarar edenler. Diğerleri idare etmeye mayalı. Geldik dayandık, kuş gribinden sonra şarbona.

Bildiğiniz sinir saldırısı. “Şarbonlu danaları niye aldınız” diyorlar. Millet hasta olsun diye alınmadı her halde. Ve satanlar bilerek hasta hayvanı zaten satmaz. Satarsa müşterisini kaybeder. Tüm bu soruları sorduktan sonra dışarıdan eller o hayvanlara şarbonu bulaştırmış olamaz mı? Diye sorayım.

Şarbonlu danalar sadece Brezilyadan gelenlerden değil mesela hiç alakasız yerden Sivas’tan da çıktı. “şarbon uçucu gaz gibi bir virüs mü?” dedim, güldüler. Velhasıl şarbon yok demiyorum, tehlike büyük de olabilir ama neticenin devlet zaafı ile oluştuğuna inanmak zor.

İllerde veteriner kontrolsüz et kesilmezken, yurt dışından şarbonlu dana gelmesine ihtimal vermiyorum. Ve bu saldırıların ne zaman biteceğini öngörmek de zor. Devlet direnci bittiği, yedi düvele teslim olunduğu zaman, ne döviz saldırısı kalır, ne de virüs.

Burada soru şu, teslim olalım mı?

9 Eylül 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder