Darbe girişiminden sonra ilan edilen
OHAL’den rahatsız olanlar kimler? Yedi düvel ve onların uzantısı terör
örgütleri. Batı
ister ki, diğer devletler onların kontrolünde olsun. Terörle korkutup
dediklerini ‘demokrasi” sopasıyla yaptırma yeni saldırı modeli.
Terör
hamisi ülkelerde terör saldırışı olduğunda, OHAL’in babasını koyuyorlar. Sözde
kalktığında ise OHAL benzeri kanunlar çoktan hayatlarının parçası oluveriyor.
Ve tek bir siyasetçi, basın erbabı, STK “OHAL kalksın” demiyor.
Hâl böyle iken ülkemizde CHP başta
olmak üzere PKK partisi, İyi Parti, Tabipler Birliği, Türk Ocakları, Sözcü, küreselleşmeci
STK “OHAl’e karşılar. OHAL nerelerine batıyor derseniz, Onlara değil yedi
düvele zarar. FETÖ-PKK gibi terör örgütleri ile insanları terörize edip devleti
güdemiyorlar.
Az önce
Oda.tv’de bir haber okudum. “OHAL kime yaradı?” diye. Okuyunca anlıyorsunuz ki CHP’li
Veli Ağbaba bir rapor hazırlamış, o rapora göre de OHAL süresince “dolar,
altın, döviz, petrol”de artış olmuş. OHAL sebebiyle ekonomi alt üst oldu, diyor
Ağbaba. Bunlar sözde solcu, sözde Amerikan düşmanları. En azından bir zamanlar
öyle görünüyorlardı. Kendilerini öyle pazarlıyorlardı. Tabii, Türk Ocakları,
SP-İyi Parti hangi kulvarda onu da çözmüş değiliz.
Ekonomi,
silahlanma, ilaçta, tohumda, akla gelen her alanda tekelleşip diğer devletleri
sıkıştıran yedi düvelin aparatları ile OHAL ile ne ilgisi var?
Ülkemizde
artan altın, dövizin OHAL’le hangi anlamda zıtlaşması var? Almanı, AB-D’si,
Fransası, şusu busu bölgede- ülkede rahatça at oynatamayınca elindeki
aparatları silah olarak kullanmasının müsebbibi OHAL midir? Allah’tan korkmadıkları
gibi, kuldan da utanmayıp “biz yedi düvelin kara propagandistleriyiz” diye ilan
eden yancıları. Sözde demokrasi havarileri.
Akşener’in- Kılıçdaroğlu’nun
“Demirtaş çıksın- Kürt sorununda kırmızı çizgi olmaz” demesi ile vahşi batının
piyasa üzerinde oynayıp halkın garibanlaştırılıp isyan etmesinin yolunun
açılması arasında zerre fark yok.
***
ABD VAKIFLARININ YEREL
KAŞIYICILARI
OHAL süresince batı marifetiyle
yapılıp onlarca vatandaşı katleden çeşitli olaylar anılamamış. Yine Soma’daki
301 işçimizin şehit olması ile neticelenen vahim olay. Anma denilen de acılı
ailelerin yarasını kaşıyıp, devlete karşı kışkırtmaktan ibaret. Bunu nereden çıkarıyorsun
derseniz, anlatayım.
Soma’da Sosyal Haklar Derneğinden
ayrılan ve sözde 301 maden yakını ile ilgilenmek üzere kurulan bir başka STK’nun
bayan başkanı ile birkaç kez görüştüm. Dernek binasının, yakıt dahil çeşitli
giderlerini karşılayan ABD’li bir vakıf olduğunu bizzat söyledi.
Bunu da
öyle rahat anlattı ki. “Amerika 301 maden yakını ile hangi sebeple
ilgileniyor?” dedim. Cevap veremedi. Neticede, Türkiye’de başka devletlerin
memurluğuna soyunmuş tipler bunlar.
Her
mahkemede ya da her hangi bir durumda bu madenci yakınlarını ortaya sürüyorlar.
Giderek siyaset çevresinden de bu taşeronlar çoğalmaya başladı. Toplumu kaşımaya meyyal her olayı anma adı
altında faaliyet yapmanın önünün kesilmesini OHAL’e bağlamak, devletle savaşmak
demek.
“Roboski
katliamını” anamamışlar OHAL sebebiyle. Uludere köyünde, kaçakçılık yapan
köylülerin FETÖ-ABD işbirliği ile bombalanıp öldürülmesinin anma sebebi yine
“Kürtçülük damarını ve Kürtlerin devletçe katliama” uğratıldığı algısının
yerleştirilmesinden ibaret. “Uludere”ye Roboski denmesi bile başlı başına
facia.
Yine evlilik programları OHAL ile
yasaklanmış. Türk aile ve kültür yapısını yozlaştıran programlar elbette
yasaklanır. Devletin görevidir o Anayasa gereği.
CHP’li
Ağbaba “yeni yasal düzenleme ile OHAL kalıcı hale gelecek” diyor. Anti milli bu
vekilleri Fransa’ya, Almanya’ya seminere göndermeli. Siyaset nasıl yapılır,
kendi devletlerinin menfaati için hangi adımlar atılır öğrenmeleri için.
Bir daha
ağızlarına Atatürk’ü de almasınlar. Altı ok ise çoktan rahmetli oldu.
Devletçiliğin yerini Küreselleşmeci bir zihniyet, milliyetçiliğin ise
liberallik aldı. BOP’çu TESEV’in kurucu üyesi Kılıçdaroğlu CHP’yi ve tabanını
itina ile dönüştürdü.
***
KILIÇDAROĞLU YERİNE
İNCE Mİ?
TESEV’ci Kemal CHP’yi kıvama
getirdi. Yıprandığı görüldüğü için yerine “Kürt sorununda kırmızı çizgi olmaz”
diyen Muharrem İnce atanmak üzere. CHP’lilerde “biz çok demokrat kitleyiz” diye
başlarına gelenin farkında olmadan böbürleniyor.
18
Temmuz 2018- İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder