Neval Kavcar
“Millet
İttifakı”nın, ters dönmüş şemsiyenin altında toplananlardan söz etmiyorum.
Onlar millete kumpasın parçası zaten ve biliniyorlar. Dikkat çekmek istediğim
“ama”cılar. “Ama” deyip lâf sokuşturanlar.
15
Temmuz sonrası aziz vatanın bekası için bir araya gelmiş iki lider, bu
birlikteliği tehlikeye atmak ister mi? Bilhassa
FETÖ tehdidi devam ederken, PKK sürekli başını çıkarırken, sadece Türkiye değil
bölge alev alev yanarken, MHP lideri Bahçeli’nin düşünmeden konuşmasına imkân
var mı?
Devlet Beyin “adi suçlulara af”
konusunda ısrarlı oluşu. Hatta “içerde isyan” olabileceği endişesini dile
getirmesi. Neymiş “mahkûmları gezi benzeri isyana mı teşvik” ediyormuş?
Kimler
dillendiriyor bunu, AKP içindeki bazı odaklar. MHP-AKP’nin kurduğu milli
ittifaktan canı sıkılan ya da zaten kripto olan siyasi-köşe yazarı gibi
tiplerin geçen hafta “Demirtaş’a affın önünün kesilmesinden duydukları” rahatsızlığı
başka yöne nasıl kanalize etmeye çalıştıklarını ibretle görmüştük.
Bahçeli’nin
Cumhurbaşkanına baskı kurmaya çalışmasından tutun, “mafya liderini
affettirmeye” çalıştığına kadar bir dizi saçmalığı dile getirmişlerdi. Suç
suçtur. Ve Devlet Beyin ilmek ilmek ördüğü MHP tertemizdir. Yedi düvele karşı kurulan milli
ittifakının, kardeşlik bağının boynunu
büken taraf Devlet Bey olmaz.
Gelelim,
af konusuna. FETÖ teröristlerinin
cezaevinde, içlerinde bulunduğu adi mahkûmları nasıl zehirlediği “24 Haziranda
Millet ittifakına oy atarsanız af gelecek” deyip adi mahkûm ve yakınlarını
nasıl organize etmeye çalıştığını bilmiyor olabilir mi bu çevreler?
1 Kasım
2017 itibariyle cezaevlerinde olan mahkûm sayısı, 231 bin. PKK’lıları dikkate almaz
adi mahkûm fakat 50 bin civarındaki FETÖ’cüden etkilenir. Hele ki “24 Haziranda yakınlarınız Millet İttifakına, İnce’ye,
Akşener’e oy atarsa derhal af çıkacak” propagandası yapılıyorsa. Denize
düşen yılana sarılır derler. Niye o insanlarımız yılana sarılsın?
Gelelim
“içerde isyan çıkabilir” endişesine. Toplum “Gezi Olaylarını insanların tesadüf
bir araya gelip, gerçekten iktidara karşı çıktığını” düşünürken, yanlış
bulduğunu ifade eden tek liderdir. Abdullah Gül, CHP-HDP meselâ Akşener
“oğlunun da Taksim’e gittiğini” söyletip destek verirken, “devlete isyan olmaz”
demiştir MHP lideri. “Sokaktan hayır çıkmaz” demiştir.
Son bir
şey, Devlet Bey’den, “Demirtaş’a- FETÖ’cülere af çıkışı” yapanların rahatsız
olması gerekiyorken, niçin başkaları öküzün altında buzağı arıyor?
***
ABDÜLHAMİD HAN KONUSU - HATİCE
SULTAN VE ŞİŞLİ EFTAL HASTANESİ
(1)
İktidar
yanlısı yazarlar Abdülhamid Han konusuna giriyorlar. Trt 1 de dizisi
yayınlanıyor. İsrail’in devlet terörü ile Filistinlileri katletmesi, ilk
kıblemizi zorla işgal etmesi sonrasında yine akıllarına “Filistin topraklarının
satışına karşı çıkan” Abdülhamid han, geliyor. Yazıyorlar, konuşuyorlar. Meth
ediyorlar. Cumhurbaşkanına 3. Abdülhamid benzetmesi dahi yapıyorlar.
Ne hikmetse, Cennet mekan Abdülhamid
Han’ın kendi geliri ile vefat edince çok üzüldüğü kızı Hatice Sultan için
yaptırdığı hayır kurumu, Şişli Eftal hastanesinin “yıkılma tehdidi” bahanesi
ile oradan sökülüp alınmasına kimse karşı çıkmıyor. Muhtemelen haberleri bile yok. (1)
***
AKŞENER’İN KÜÇÜK DÜNYASI
Şu vakte
kadar hep birilerin arkalamasıyla, kontenjanlarla bir yerleregeldiğinden,
siyaseten ne konuşacağını bilmiyor. Sıfır ufka sahip. Cumhurbaşkanı olunca
bakın ne yapacakmış:
“…..Eşime
dönüp diyeceğim torun başta olmak üzere ailenin tüm fertleri sana emanettir ben
gidiyorum arkadaş başının çaresine bak.’ Bunu söyleyip söylememekte tereddüt
ediyorum ama söylemek istiyorum. İyi bir nakliyeci bulacağım hemen. Çünkü
Çankaya Köşk’ünden saraya götürülen bu devlete ve bu millete ait olan bütün
tarihi eşyaları Çankaya Köşk’üne geri taşıyacağım.”
25
Haziranda millet buna bir nakliyeci bulacak, evine dönmesi için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder