Bursa termal otele kapanıp, program yazıyor gibi yapmışlardı. Bizde program okuma adeti olmadığından, kimsenin haberi olmaz sandılar. Bir baktık, Lozan Antlaşmasını çöpe atarken, Türkiye’yi temelden sarsacak “eşit vatandaşlığı” programa koymuşlar. Üniter devletin ruhuna El Fatiha demişler.
Yedi düvelin “Büyük Kürdistanına
nazire yaparak”, aziz vatan üzerinde “Kürt özerkliğinin sınırlarını çizmişler,
Doğu-Güney Doğu Anadolu Sorunu diye. “Kürt Açılımının” şapka çıkardığı bölüm ve
eşit vatandaşlık el ele idi.
Başkomutanlığı
bile savaşta- barışta diye ikiye böldüler.. Barışta başkomutan Cumhurbaşkanı,
savaşta Genelkurmay başkanı olacak bunlara göre. 1- Barışta başkomutan mı olur?
2- Savaşta başkomutanlık direkman NATO’ya geçmiş olmuyor mu? Ne kadar
meraklılar iki başlılığa. Hatta güdülmeye.
Bunlara
göre NATO, milli stratejimizi oluşturmaya engel değil. Şu vakte kadar darbe, iç
karışıklık, terör örgütlerini pışpışlama dahil her taşın altından çıkan, miladı
dolmuş bir oluşumun emrine verileceğiz bunlar gelirse.
Eleştiriler
ayyuka çıkınca “aa, onlar programa nasıl girmiş, gugıldan oldu” dediler. “Bize
kumpas kuruldu” diyen bile oldu. “Eşit vatandaşlık” kelamı çıktı ama tortusu
kaldı. “Doğu-Güney Doğu Anadolu sorunu” başlığına dokunmadılar. Konu PKK terörünü bitirme ise, niçin iki
bölge adı deve dişi gibi programda sırıtıyor?
Neyse
efendim çözümleri şu: “… terör örgütünün askeri bakımdan mutlaka
yenilerek psikolojik üstünlüğün sivil anlayışa geçmesini, toplumsal alana
pozitif müdahalelerle hukuki, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel…”
(1)(Sayfa 40)
PKK’nın
askeri bakımından yenilmesi nedir? PKK ordu mudur? Ordu ise kimin ordusudur?
İyi parti olarak bu akılla askere gidilirse tezkere alınamaz. 2. Vahim nokta
PKK yenilecek psikolojik üstünlük “sivil anlayışa” geçecek, kısmı. Devlet
içinde “sivil anlayış” nedir? Üstünlük her şart altında Türkiye’ye geçer, geçti
bile.
Hangi satırını okusanız faulle dolu,
kırk yama, yedi düvele ‘gel gel” diyen, bölücü, “NATO’nun askerleriz”
sloganının atıldığı programı ile 2. BOP’u başlatmaya talip bir oluşum.
Paravan
olarak ülkücülerin kullanıldığı, kurucu iradelerine Soros, kozmik oda
bilirkişisi, Rahmetli Yazıcıoğlu’nun helikopterini ters istikamette arattığı
için yargılanan komutan, Arap baharında büyük rol oynayan Google müdürlerinden
biri başta olmak üzere her türlü şahsiyetin yerleştirildiği yapı ile karşı
karşıyayız.
MHP’yi tavşan parti yapıp(çalarak),
baraj problemsiz siyaset sahnesine çıkma adına çeşitli kumpasların kurulduğu
süreci Allaha şükür ki başaramadılar.
15 Temmuz gecesi Akşener MHP’nin genel başkanı olmuş olsaydı, nasıl bir seyirde
olurduk bugün? Bilmiyorum size soruyorum. Programına, şu vakte kadar verdiği
demeçlerine bakın siz cevaplayın.
***
TAŞIMALI
KURULTAY
Büyük
kurultay yapılırken elbette illerden birkaç otobüs gelir. Lakin mesela
İzmir’den 120, Aydın’dan en az 20 olmak üzere sadece partililer değil,
partililerin yakınlarının da sanki turistik gezi gibi kurultaya taşınıp,
kalabalık görünme, çok teveccüh varmış gibi kamuoyu oluşturma davranışı
içindeler.
“Üye
sayımız 500 bini aştığı için kurultayı tekrarlayacağız” palavrası atıp, bu defa
kanuna uydurmak için çaba sarf ettiklerini sandım. O da ne, başka parti üyeleri ile il-ilçe kongresi yapıp delege
seçmişler, YSK kararlarına yansımış. Yine üye sayımız artı diyorlar, tek
üyeleri olmadığı için ilçe kongresi yapamadıkları yerler var..
Akşener’in
Amerikan dergisinde önemli siyasetçi reklamına sevinen kadrosu ve taşımalı seçmenle
gövde gösterisi yapacaklar Ankara’da. Tamamen
sanal, algıya dönük tavırları ve anti milli politikaları ile tek hedefleri var,
“davul da, tokmak da yedi düvelin elinde olsun, daha İYİ oluruz.”
Siyasetin bitcoini onlar.
***
MERAL
MÜZİĞİ
“Kaşları hilal gibi, gözleri yıldız”
şarkı sözü ile dizilere rakip olmuş diyebileceğim parçanın müziği, bana ülkücü bir
sanatçının yapıtının kopyala yapıştırı gibi geldi, umarım değildir. (Örnek Atilla Yılmaz)
***
TRENLER
ÇARPIŞTI, BUNLAR “BİZDEN KORKTULAR, YOLU KAPATTILAR” DİYOR
Ankara’da
metro hattında iki tren çarpışıyor, hasar sebebiyle o hat zorunlu kapatılıyor. Fırat kalkanı harekatına katılan askerler
için “yıkanamıyorlar” diyen Ümit Özdağ bu defa “metro seferleri İyi partinin
kurultayı sebebi ile durduruldu” demiş.
Kendisi genel
merkez binası yerine niçin başka bina da oturuyor? Üstelik bu komplo teorisi de
değil onun ki gibi. Açıklasın bakalım sebebini. Niye ayrı baş çekmiş, parti
bölmelere doyamadı mı?
Ankara
Büyükşehir bile istiye iki trenini kafa kafaya çarpıştırdığını söylüyor,
partinin genel başkan yardımcısı. Allah akıl fikir versin. Be mübarekler,
sadece İzmir’den 120’nin üzerinden otobüsü Ankara’ya kaldıran İyi parti,
Ankaralı partililerini şehir içinde mi taşıyamayacak?
Koca
koca insanlar Küçük Emrah pozisyonundan medet umuyor.
Kocaeli ‘de
izinsiz astıkları pankartlar toplanmıştı, Bunlar da “İyi partiden korkusuna
toplandı” demişti. Bizzat belediyeye niye kaldırdınız diye sordum, cevabı: “İzin
almadılar” oldu.
Bir gün yalancı çoban gibi evleri
yanacak, kimse inanıp söndürmeye koşmayacak.
Bitcoinlik böyle bir şey işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder