Neval Kavcar
AKP’nin
İyi Partisi kuruldu. Bismillahla, Davutoğlu’nun kurucusu olduğu
Şehir üniversitesinin arazisini üniversiteye peşkeş çektiği, milletin arazisini
teminat gösterip kredi aldığı, İstanbul mimarlar odasının açtığı mahkeme ile o
araziyi üniversitenin altından çektiğini, alınan kredi borcunun da ödenmediğini
öğrendik. Ha bunu parti kurulduğu için duymadık, süregelen süreç su yüzüne
çıktı sadece.
Bulunduğu araziyi usulsüz ve bedelsiz
olarak, kendi kurduğu üniversiteye hibe eden Ahmet Davutoğlu “..bu
devir ile bahse konu arazinin rant alanı haline dönüşmesi engellenmiştir…”
diyor. ???!!! (1)
Diğer yandan ‘milletin hür iradesi ile seçtiği
milletvekillerinin partiler arasındaki köle ticaretini andıran satışına da demokrasi
denir’ oldu. CHP ve İP arasında, basın açıklaması ile başlatılan alışveriş
anlaşılan o ki sürecek. İyi partinin temeli oynak. Süleymancı-Nurcu denilen
esen rüzgârla yön değiştirecek bir kitle. Akşener’in bol keseden vekil verme
taahhüdünün altında yatan da o. Şimdi seçim olsa, İP tek vekil çıkaramaz.
Gerek
İP ve gerekse Gelecek Partisi siyasetteki boşluktan değil zorlama ile doğdu.
Amacı belli. Milli rotaya kilitlenmiş Türkiye’yi oradan söküp tekrardan yedi
düvelin uydusu haline getirme. Davutoğlu aleni “NATO’ya bağlılığını
açıklıyor.” İP’de öyle. Bu iki partinin çakıştığı diğer alan “Suni Kürt
devletinin önündeki engeli kaldırmak.”
İP,
‘Doğu Güney Doğu Anadolu Sorunu” diyerek sanal eyaletin sınırını çizmişti, Gül
Partisi pardon Gelecek Partisi ise ‘Ana dilde eğitim’ diyerek tarihte olmayan
bir milleti var etmeye hazır olduğunu ilan etti.
Tabii BOP’u canlandırma çabası sadece İP-GP değil CHP’nin de heybesinde. PKK
partisi ile büyük şehirleri alarak tabanlarını da motive ettiler. PKK ile yol
almanın parolası ise “Habur-Oslo ve Bebek katilinin mektubu-TRT’ye çıkarılan
O.Öcalan.” “Kirlenmek güzeldir” reklamı gibi.
Devlet,
PKK-FETÖ- ekonomik ambargo-Sözde Ermeni Soykırımı başta olmak üzere bir dizi
dış saldırının yanında, içerde de change.org ile belirlenen KHK-EYT-Suriyeliler-Sözleşmeliler
652’ye tabii olsun gibi iç saldırılara göğüs geriyor.
24 Haziranda varlık gösteremeyeceklerini
bildiklerinden, hedef olarak yerel seçimi seçen yedi düvel, rehavete kapılan
devlet karşısında, BOP bayrağını yeniden yükseltti. GP’den beklenen aynen İP’in performansı. Sözde “parlamenter sistem” adı
altında, devletin batı önünde secdeye kapandığı döneme dönelim diyorlar.
Devleti ayakta tutan sistemler değil,
birlik ruhudur. Türkiye o ruhunu bulmak için çaba harcarken, kumdan
kaleleri başında tahta kılıçlarını sallayan çöpten komutanlar umarım ki
başaramaz.
Devletin
kendini savunma mekanizmasının inşasında “Kürtçe eğitim” demek, olsa olsa yedi
düvelin ekmeğine yağ sürmek olur. Davutoğlu, tam da bunu yapıyor. Stratejik BOP derinliğine, değerli yalnızlığa
doyamamış anlaşılan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder