17 Şubat 2019 Pazar

Ozan Arif üzerinden saldırı

                                                                                                                                   
Neval Kavcar
Vefat ettiğini duyunca “Allah taksiratını affetsin” dedim. Noktaladım.
                                                            ***
Lakin, belli bir kesim cenazesini kullanarak yaylım ateşi başlattı. “Ozan Bahçeli’ye küs gitti” başlığının hedefi “MHP ülkücülere vefa göstermiyor” deyip onları duygusal yalnızlığa itmektir. Ve ithamlar ithamlar. Yüce Divan defolu Koray Aydın seçilemediği kongre sürecinde MHP genel merkezine ‘karga yuvası’ diyen, MHP liderine ağza alınmayacak hakaretler eden Arif Şirin olduğu halde, acaba kim kime kırgın olmalı? (Öncesi de var uzun lafa gerek yok.)

FETÖ, Ozan Arif üzerinden hücuma geçti. Tabii, FETÖ diyorsak ipler CİA elinde. Vefat ile ilgili yorumların hedefi “Y-MHP.” “Merkez partiyiz” deyip MHP’den tuğla sökmeye çalışanlar, Ozan Arif’i niye kullanıyorsunuz? Tunç Soyer’e oy atılsın diye “Bahçeli, Ecevit ile bizim adımıza helalleşti” diyen FETÖ ağzının peşine nasıl takılıyorsunuz?

Konuyu dağıtmayayım. Ozan Arif vefat etti. Akşener’in önceden belli programı sebebiyle cenaze dört gün bekletildi. Kendisinin Dünya ile bağı kesilmiş, ahirete intikal etmiştir. Varsa söyleyeceği olanlar, kendisi söylesin.

Bana da kızanlar var. “12 Eylülde Başbuğ ve ülkücüler işkenceden geçip, idam ve müebbetle boğuşurken Ozan Arif Almanya’ya kaçtı” dediğim için. İyi de bunu Hürriyet gazetesine verdiği röportajda açıklamış. Benimle ilgisi yok. “'Ya zindana, ya gurbete' ikilemiyle karşılaşınca, Almanya'ya gittiğini” söyleyen kendisi. Hürriyet Gazetesi aracılığı ile milyonlarca kişi okudu.

Nazım Hikmet kaçmıştır, FETÖ’nün önde gidenleri kaçmıştır. Bu mudur dava ehli olmak? O dönem konuyu anlamış “yutmuştuk.” Ama bir durun kardeşim. Sustuysak ahmaklığımızdan değil her halde. Darbe her birimizi yamultmuşken, 11 yıl sonra çıkıp gelenin de ağzının ayarı olmasını istemek hakkımız.

Ozan Arif’in “Seni zindan, beni gurbet çürüttü” satırları Nazım Hikmetin kaçıp, yıllar sonrası “Kuvayi Milliye Destanı” şiirini yazıp “vatan şairi” olmasına benziyor. Solcular “Nazım kaçmasaydı öldürülecekti” gibi çıkış bulmuşlar, bizde bulabilirdik ama MHP’yi hasım ilan etmeyeceksin o zaman. Millet Ozan Arif işkence gördü sanıyor C-5 şirine bakıp. Öyle sansınlar, orada yazılanları başka ülkücüler çekti diyoruz. “Bak işkence çekmiş, kaçtı diyorsun” diyenler oldu, cevap da şart oldu.

Ozan Arif'in cenazesi, Akşener’in programına uygun 4 gün bekletilince, Mustafa Yıldızdoğan “niye konserini iptal etmedi” de demesin kimse.

Kendisinin MHP ile maddi-manevi bağı kalmamıştır. Olabilir. 2016 yılında FETÖ sarmalı başlarken, Bahçeli kalp ameliyatı geçirdiğinde dalga geçebilir mi 66 yaşında olgun bir insan? Hala MHP’liydi diyenler, 24 Haziranda CHP-İP-HDP ittifakına “pes etme” şiiri yazabilir mi ülkücü?

Son bir şey “Almanya’ya kaçtı ise 11 yıl sonra Türkiye’ye döndüğünde niye ülkücüler karşıladı onu deniliyor. 12 Eylül ülkücülerin üzerinden silindir gibi geçmiş ve ortada MHP diye bir şey kalmamıştı. MDP, MÇP ile sıfırdan çalışma başlatılmıştı. Ozan Arif Avrupalarda konserlere çıkmış, ortalık durulunca geri dönmüştür. Mevzu budur. Kıyamet döneminde, kim kime hesap sorabilir?

Bu konuları tartıştıran, yedi düveldir. Kimse oyuna gelmesin, Ozan Arif üzerinden MHP’ye yürüyelim derken kalan kredisini de tüketmeyin bence. 

Not: Bu satırlar Ozan Arif için değil, Ozan Arif paravanı ardından yaylım ateşi açanlara cevaptır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder