6 Ekim 2018 Cumartesi

Savaş moralle kazanılır.. Go Home McKinsey

                                                       

Neval Kavcar
İşte budur. McKinsey tarafından kuşatıldığımızı hissetmiş, moralimiz bozulmuştu. Sekiz yavrumuzu PKK elimizden almış, biz McKinsey çamur deryasında tepinmeye devam ediyorduk. Uzaktan kumandalı muhalefetten bahsetmiyorum. Onlar eleştirirken, ortamı gerip inatlaşarak, danışmanlık şirketinin kalmasını sağlamaya dönük laflar ettiler.

Yedi düvelle savaşta sonuna kadar devletimizin yanındayız.. Üzerimize füzeler yağdırsalar da, lokma sayımız azalsa da “kabul” dedik. Önemli olan bu savaşta bize yenilmişlik hissi veren argümanlar olmasın, kolumuz kanadımız kırılmasın dedik.

Muhalefet değil milli dayanışma ruhu, Mckinsey’i püskürttü. Danışman akıl verir, rapor verir, kabul edersin etmezsin ayrı, dedik. Fakat McKinsey toplumda Lawrens olarak algılandı. Muhtemel FETÖ-CHP-İP tabanıdır belki ama hastanede muayene için sırasını bekleyen sıradan insan dahi o adı zikredince, “nasıl hissetmiyor Ankara” diye yılgınlığa kapıldım.

Muhalefet gerçekten milli strateji gütmek yerine, ortamı gerici sorosvari söylem ve eyleme itibar ediyor. Yoksa bu konu geçen hafta kapanırdı.  McKinsey danışmanlığı bir çok vukuatına rağmen, hiçbir şekilde, IMF-Duyun-u Umumi olarak adlandırılamaz. Adlandırılırsa eğer, diğer kelimelerin vahameti kaybolur.

Osmanlı son nefesini verirken, damarındaki son zerre kanı şırınga ile boşaltmaktır Duyun-u Umumi. Batı toplumunun nasıl acımasız olduğunun kanıtıdır, IMF’ye kendin açken faiz ödeyip durmak.

McKinsey ise geçmişi şaibeli, verdiği aklı ister kabul edip ister etmeyeceğin danışmanlık şirketidir. De fikrini kabul etmeyeceğin danışman niye tutulur değil mi? Savaş moralle kazanılır. Tabanda millet cefayı çekerken, “McKinsey acaba emekleri zayi eder mi?” düşüncesi ile nasıl katlanacaktı? Düşmanın gri propagandası gibi bir şeydi McKinsey’in on altı bakanlığın emarını(MR) çekecek oluşu.

Uzatmayayım. Bekliyordum, birkaç gün gecikti.

Go home McKinsey..
Teşekkürler Türkiye.
Moralimiz yerine geldi.

Not:1- Sevdikleri her ne yaparsa yanında olmak değildir sadakat, yanlış gördüğünü çekinmeden söylemektir. Hele ki ucunda vatan varsa. Kalemin vatan uğruna kurşun olmayacaksa, kır gitsin o kalemi.
      2- Yedi düvel yine ciğerimizi okuyacak Lakin biz kendi elimizle teslim etmeyelim, o uğraşsın.
***

AKŞENER VAKASI

Devlet Beyin Twiter mesajını okurken, bir karı kocanın aralık kapıdan “hadi gelip vurun, yuh size” deyişi geldi gözümün önüne. Siyaset kurumu bu kadar basit midir yahu? Bir senedir Küçük Emrah gibi “ezildik, bizi otelden attılar, otobüse almadılar, afişimizi indirdiler” gibi ne kadar yalan varsa dikkat çekmeye çalışan Akşener’e millet prim vermedi. Lakin o siyasi şirretlikte kararlı.

“Bedelini ödersin” üzerine inşa edilen, toplamda bir elin parmağını geçmeyen kişilerin Akşener’in kapısının önüne gitmesi, videoların her açıdan itina ile çekilmesinin akla getireceği tek şey var, dünde dedim “danışıklı döğüş.”

Üsküdar ilçenin görevden alınması, Akşener’in şikayetçi olmayışı ile ilgilenmiyorum. MHP’nin dalını kıran yedi düvel, 13 kişiyi mi kan kaybetmiş Meral hanımın kapısının önüne götüremeyecek. Bu danışıklı döğüşten kimler ne kadar haberdar bilemem. Ama ortada bir dümen olduğu da kesin.

İyi Partinin vekilleri sağa sola göz kırparken, Akşener çırpınsın dursun batağında. Ne diyeyim başka. Etme bulma dünyası.                         
                                                   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder