Neval Kavcar
Birkaç okur sıkıştırmış. “Önemli” bir konuya niye devam etmiyorsunuz demiş. İşaret fişeği atıldı, Türk aydınları konuşmalı. Lakin bu vakte kadar nasıl ki cemaatler, Said-i Nursi, Nazım Hikmet tabu görüldüyse, bunu da öyle görüyorlar zahir.
Birkaç okur sıkıştırmış. “Önemli” bir konuya niye devam etmiyorsunuz demiş. İşaret fişeği atıldı, Türk aydınları konuşmalı. Lakin bu vakte kadar nasıl ki cemaatler, Said-i Nursi, Nazım Hikmet tabu görüldüyse, bunu da öyle görüyorlar zahir.
FETÖ,
PKK ya da başka sinsi örgütler sadece para dökülerek bu hale gelmedi.
Milletlerarası örgütlerin içerdeki elleriyle, korunup kollandılar. Yok STK, yok
dini bütün cemaat, yok şu yok bu. İktidarlarda oy kaygısı ile onları görmezden
geldi. Kanser hücrelerini ilk anda tıp da göremiyor. Vücut işleyişi sekteye
uğradığında konuluyor teşhis.
Ülke olarak, güvenliğimiz,
ekonomimiz gibi mevzularda yapılan uluslararası anlaşmalarda, hep tek taraflı
baskıya maruz kaldık. Yedi düvelin sözde “insanlık” adına kurduğu sisteme ait
kanserli hücreler medyada, siyasette, eğitimde, dini alanda boy attı. Kötü iyi,
çirkin güzel gösterildi.
“Dış düşmanlar-mış” diye, dalgasını
geçenler bilin ki onların saçaklarıdır. Dış düşmanlarda var, onların besleyip kolladığı iç
düşmanda.
Doğruyu
ahrete bırakmayalım. Ekmeğini yiyip, suyunu içtiğimiz, havasını soluduğumuz
aziz vatan için hepimiz bir şeyler yapalım. Çünkü; her şey allak bullak, araç
mıcırda. Araç yârdan uçarsa, bu Dünya kimseye kalmaz.
***
YATA’NIN GÜNEY DOĞU
RAPORU
Gelelim
mevzuya. YATA Türkiye adıyla anılan, kendilerine “Türk Atlantik Gençlik
Konseyi” diyen gençler var.
Bizim YATA’cılar
G.Doğu ile ilgili inceleme yapmış, Makedonya YATA, “SEE Review” dergisi ile yayınlamış.
Ne var o incelemede ve niçin G.Doğu? Bu arada “Kürt meselesinin” adı G.Doğu
oldu biliyorsunuz. İyi Partinin programında da o tabir geçiyor.(1) YATA
Türkiye’nin G.Doğu raporunu yayınlarsa okuruz. Başka raporları da var mı?
“Şeffafız” diyorlar, 13 yıllık derneğin sitesi bomboş.
Neyse
efendim, “Bizi NATO kurmadı” diyen YATA, “NATO üye devletleri, NATO Barış için
Ortaklık ülkeleri ve NATO gözlemci ülkeleri gençleri arasındaki işbirliğini
geliştirmek ve güçlendirmek” amacı güdüyor. “Kapitalizme aşık, NATO olmazsa
olmaz” diyen, kendilerine “Türk Milliyetçisi” tanıtan bu ekibin amacı yıpranan
NATO görüntüsünü onarmak mıdır? Yoksa, NATO’nun amaçları doğrultusunda çalışmak
mıdır?
Henüz konuşulmuyor ama önemli soru
“NATO’nun ARTIK Türkiye’ye-Dünya’ya fayda mı, zarar mı?” verdiği sorusudur. Fonksiyonunu
yitirmiş SSCB düşmanlığı ile bir yere varılmaz.
Türkiye’nin
güçlenip kendi ordusu ile var olma hedefi yerine, Pentagon’un emrindeki NATO’yu
güvenli bulmalarının anlamı nedir? Mademki Türkiye’nin menfaatleri söz konusu,
niye başkasından medet umuyoruz? “Seküler milliyetçilik” mandater milliyetçilik
mi demektir? “Farklı kültürler arasında …” gibi söylemleri yıllardır FETÖ
organizasyonlarından biliyoruz. Bizim farklı insanlarla alıp veremediğimiz hiç
olmadı Zaten. Yedi düvel kendisi uygulasın onu.
İki ay
önce YATA çatısı altında kurulan “Türk Atlantik Akademisi” ne yapacak mesela? Velhasıl bu pilav daha su kaldırır.
Not: YATA Türkiye’nin “Biz kimiz” bölümünde
gençlerin avuç içlerini birbirine uzatarak gülümseyen pozları var. Avuçlarında
bir tek kınalı Ayyıldız eksik. (2)
***
“BAŞKAN” ZORLAMASINA
GEREK VAR MI?
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”
adı altında başlayan yeni dönemde, iktidara yakın yazar takımı Cumhurbaşkanına
“başkan” deme yarışına girdi.
Böyle bir şeye ne gerek var? Bu özentinin sebebi ne diyeceğim, Cumhurbaşkanının
böyle bir tercihi olduğunu da sanmıyorum.
Ülke
alev alev yanarken, her an hangi yedi düvel ülkesinin şamar atacağı belirsiz
ortamda savaş verilirken sistemde “Cumhurbaşkanı” olan adı “başkan” diye
zorlamak nedir anlayamıyorum. Bu tür lüzumsuz işlerle uğraşmak yerine, devletin
tıkanan damarlarını açmaya yoğunlaşmalılar.
30 Ağustos 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder