8 Ağustos 2018 Çarşamba

İran ve Türkiye’yi karıştırma planı

Neval Kavcar
Emperyalist devlet-ler uyum içinde çalışacağı hükumet, medya, siyasi ister. İşler umduğu gibi gitmediğinde, görüntüde yerli, zahirde kendilerine göbekten bağlı cemaat, STK, siyasiler, 5. Kol gibi faaliyet gösteren medya ile hüümetleri zorlar, “Ya teslim ol ya da yok ol” derler.

Daha olmadı uydurdukları bahaneyi uluslararası toplumun kabul edeceği değerlerle süsleyip Irak, Suriye’de olduğu gibi askeri güç kullanarak işgal ederler. Taktik hep aynıdır. Şu anda İran’da rejim değişikliği için ABD baskı kuruyor.

İçimizdeki Amerikalılar da; köşesinden, twitter hesabından, tvlerden konuşmaya başlıyor. “İran’da insan hakları yok. Vatandaş zamlarla ezilirken, yönetimin umurunda değil… Kadınlar kan ağlıyor” diye yedi düvele lojistik sağlıyorlar.

İran’daki rejim, bir başka devletin baskı aracı olabilir mi? Seçimle iş başına gelmiş iktidarları değiştirmek için, kendi konuşlandırdıkları Sivil Toplum Kuruluşları ile insanları isyana teşvik ederek, karışıklık çıkarmak da bir nevi işgal sayılmaz mı?

ABD’nin bölgesel hesabına ket vuran, İran-Türkiye-Rusya’nın kurduğu ittifakın devrilmesi için, onlara göre zayıf halka Türkiye’den başladılar. İran’a geçtiler. Şimdi, ortaklaşa iki tarafa da vuruyorlar.

Gezi olayları işe yaramayınca, adliyedeki-emniyetteki FETÖ’cüler ve 5. Kol gibi çalışan medya ile 17-25 Aralığı tezgahladı. Tam da yerel seçime çeyrek kala. Medya üzerinden saldırı hız kazandı. Hedef, onlara göre raydan çıkmış Erdoğan yerine batı ile uyumlu çalışacak bir başkasının gelmesiydi.

O dönem için FETÖ’cüler  A.Gül’e müthiş kızgındı. Yolsuzluk köpürtülmüş, akılda “acaba?” sorusu dolaşırken, Abdullah Gül’ün yetkisini kullanarak Erdoğan’ı görevden alması beklendi belki de. Böyle bir talep oldu demiyorum. FETÖ’cülerin, Gül’ü pasiflikle suçlamalarının altında yatan nedir diyorum.

Not: Proje nedir biliyor musunuz? Bulunduğu noktadan düşürmek istedikleri lideri tabanına linç ettiriyorlar. Baykal’da, Bahçeli’de bu yaşandı. “Bunlarla bir yere gidilmez, şudur budur, dendi. Bizzat yaşadım. Kriptolar, çeşitli mahfilleri kullanarak, tabanı lider değişimine hazırlıyor. Sonra altın vuruş yapılıyor.

Aynısını Erdoğan için başlatmışlardı. Erdoğansız AKP.
***

HİÇ BİR ŞEY OLAMADIĞI GİBİ ÇAPTAN DA DÜŞTÜ

Akşener ile FETÖ’cü Emre Uslu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden twitleşmesi tam da o döneme rastlar. 17-25 Aralık olmuş, yerel seçim geçmiş, cumhurbaşkanlığı seçimine bir yıl varken. ABD’li eski iki Ankara Büyükelçisinin CHP-MHP’nin ortak adayının Meral Akşener olması tavsiyesi o twitleşmeden öncedir. İki tarafta durumun farkındadır. (1)

Meral hanım, 2014’de Cumhurbaşkanı adayı olamadı, 2016’da Başbakan olacağım dedi olamadı, 24 Haziran seçimi, siyasi hayatının cenaze töreni oldu.

Gelelim bugüne, ABD “Bölgemizi biz dizayn edeceğiz” diyen Türkiye-Rusya-İran’a “höyt” diye bağırıyor. İran’a, Türkiye’ye yaptırımlar geleceğini söylüyor. Hakan Atilla’nın yargılanması, rahip Brunson olayı başta olmak üzere dolarla tokatlanmamız o sebepten.

Yedi düvel Türkiye’ye benzeri hamleleri yaparken, sözde muhalif partiler, bir kısım medyanın olup biteni “kötü yönetiliyoruza” getirmeleri yedi düvele koç başlığı yapma anlamı taşır. Çift başlı, hantal parlamenter sistem yerine olaylara anında müdahale edebilecek sistem kuruldu . Sirayet edecek açık olmayınca, ekonomiyi çökertip, milleti isyan ettirme derdindeler
***

AKŞENER OLSAYDI DOLAR ARTMAYACAKTI!!!??

İyi Parti Stratejik İletişim Merkezi'nden Ümit Karaca demiş ki- @UmitKaraca_
Meral Akşener kazansaydı bugün doların hızlı yükselişini değil ülkeye gelen yabancı sermayeyi sanayi yatırımlarını konuşuyor olacaktık. Kimi hak ediyorsak onunla yönetiliyoruz.”

Meral hanım iyi teslim olur mu diyor, ne diyor?


8 Ağustos 2018- Soma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder