23 Ağustos 2018 Perşembe

Biz seküler ya da şu bu değil, değil düpedüz Türk Milliyetçileriyiz

Neval Kavcar
Aynı yerden devam ediyorum ama içime ukdeydi. Koyu gölgede yan gelip yatıyor zannedenler var bizi. Oysa her saniye teyakkuzdayız.

Sadece NATO şemsiyesi altında “Atlantik paktı milliyetçiliği” yapma, demir perde döneminden kalma “komünizm motivasyonu” ile gard almaya devam etmekten bahsetmiyorum. Ulus devletin ve elbette Türk Milletinin güven içinde geleceğe yürümesine inanıyorsak, “küreselleşme” ki içine “Komünizm de girer, kapitalizm de, ikisinin gayri meşru çocuğu liberalizmde” hepsine karşı duruş göstermeli, cephaneliği ona göre ikame etmeliyiz. Önce devlet olarak.

“Milli” denilen unsur kökünü kendi kültüründen, dilinden almazsa kısa sürede düşman addedilenlerin piyonu olunur. İşin acı yanı bunu fark edemezler.
Türk Milliyetçileri olarak bizler bunun yüzyıllardır farkındayız. Öyle olmasa, “vatan tehlikeye” girdiğinde ister darbe, ister işgal ister ne olursa olsun, canımızın derdine düşer, istilanın bitmesini “lütfen bu gerçek deyin, ihtilal oldu deyin” diye sevinç çığlıkları ile beklerdik. Oysa Türk Milleti tam tersi reaksiyon göstermiştir, tüm tehditlere..Göster-e-mediyse, gerçeği bilmediğindendir.

Darbeler, ekonomik saldırılar, kumpaslar baştan sona yedi düvelin planı ile olmuştur. 1960’dan sonra perde kalktığı için bunu daha net biliyoruz. Emperyalist devletler, kendi kurdukları sistemle BM, NATO, Varşova paktı gibi sözde güvenlik kaygısı ile milyonlarca insanı katletmiştir. Bazıları ortadan kalkmış, bazılarının fonksiyonu bittiği halde devletleri elde tutmak için, sivil operasyon merkezleri haline getirilmiş, milletleri içten vurmaya başlamıştır.

O bakımdan aziz vatan çocukları yabancı dil öğrenirken, sosyal medyada yapılan algıya kapılırken, uğradıkları kültür emperyalizmin batağında, farkında olmadan duydukları batı hayranlığı ile birlikte kendi kültürünü ikinci plana attıklarını dahi fark edemiyor. Çirkef, çamurlu batak içinde debelenirken, düşman kuvvetleri karargâhından kafayı uzatıp “seküler milliyetçiyiz” deyip, akıl vermeye kalkıyorlar. Ya içeri girsinler ya da ‘nerde olduklarını” anlasınlar. O kadar diyorum, işte.

STK, kazanılmış siyasiler, cemaatler, 5. Kol gibi çalışan medya, Vatikan-Kudüs hattının ortak projesi “mehdi-mesih” düşüncesinin montelendiğini fark edemeyecek kadar dininden habersiz kıyametten önce Hz. İsa’yı bekleyenler, İncil’den alıntıladığı “kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın” sözlerinin altında siyasal islama kılıç sallayanlarla aziz vatan tam da kaos öncesi durumda.
***

HER YAPILANIN FARKINDAYIZ

Allahtan ki bu kez hasta adam değiliz. NATO milliyetçilerini de görüyoruz, cemaat tasallutunda kalıp ülkücülüklerini pazarlayıp adında “Türk” olan ocakla hangi herzeler yendiğini de görüyoruz. Berlin duvarı kafalarına yıkılınca beyni sulanmış, marxın safsataları ile uyuşmuş, yolunu şaşırmışların fitnelerinin de farkındayız. Bazen susuyorsak, bilimesin ki kabullendiğimizden değildir.  Doğru zamanı bekliyoruzdur, herkes bunu böyle bilsin.

“Algı operasyonu” diyoruz ya, gerçekten önemli. Yüzyıllardır da böyle. Düşman, darman duman edeceği toplumu içten parçalıyor. Birçok Türk devleti de tam bu sebeple, kardeş kavgaları ile yıkıldı. Milletlerin içine ayrık otlarını ek sula, bırak birbirlerini kırsın metodu hep vardı. “Parçala, böl ve yut.” “Asala, PKK” tam da o projenin ürünü mekanizmalar.
***

RUHSUZ BEDEN CESET OLUR, BEDENSİZ RUH İÇİNDE KIYAMET VAKTİDİR

Öyle bir köşe yazısı ile halledilecek mevzu değil bunlar. Batının kültürel, ekonomik, siyasi, dini akla gelen her metotla saldırmasına teslim olan zümreler, inlerinden kafayı çıkarıp ahkâm kesse de sonuçta Türkoğlu Türk kalanlar, kendilerini Türk Milletinden addederek zafer kazanılacağını bilenler oldukça ki var, her daim zafer bizimdir.

Hamaset değil tarihi gerçekleri günümüz olayları bunun delili. Yeter ki millet ne olup bittiğini bilsin. Türk Milliyetçileri nöbet mahallinde uyumasın, terk etmesin. Değerini pula değişmesin. Türk Milleti için bazıları mermer diyor, bazıları kilim, bazıları şu bu. Benzetme yapmaya gerek yok. ‘Türk Milleti’ diyerek zaten fitili ateşlemiş oluyorsunuz, o yeter.

Satanlar olur, yönünü şaşıranlar olur, üç kuruş için dilini kalemini geleceğini küffara kiralayanlar olur. Bunlara bazen ne söylesen anlamazlar, gönül gözleri kapalıdır. Barikatı aşamazsınız. Yapacak bir şey yok.

Neticede şeytan şeytanlığını yapacak, insanoğlu da kendini koruyacak mekanizmadaki gedikleri tıkayacak. Sızma varsa kendi problemidir. “Ruhsuz beden ceset olur, bedensiz ruh içinde kıyamet vaktidir” deyip, Türk Milleti olarak geleceğe yürüyoruz hülâsa.

23 Ağustos 2018


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder