25 Temmuz 2018 Çarşamba

İP’ten ne köy olur, ne kasaba olur

Neval Kavcar
“Devletin Parti yardımını yemeden dağılmazlar” deniliyor, ortak kanaat böyle. Akşener’in halkta karşılığı olmadığı anlaşıldı. Sınıfta kalan öğrenci gibiler. “Daha yeni kurulduk.” Yeni kuruldular ama yedi düvelin gözdesi olmayı başardı Akşener. Google prensi işini bırakıp yanına koştu. Masonu, Süleymancısı, Nurcusu, Türk Ocaklısı, FETÖ tabanı Network oluşturdu.

Ümit Özdağ “Akşener'in kongre kararı parti içi demokrasi konusunda diğer partilere örnek olmalıdır” diyor. Kapristen demokrasi çıktığını öğrenmiş olduk. Arabasına binip kaçmaya çalışmış, partililer önünü kesmiştir. Rezalete bakar mısınız?

Bunlar olmadan az önce de eski gençlik kolu başkanının burnu kırılmış, bir Allah’ın kulu çıkıp da “ne oluyor?” dememiştir. Hâl böyle iken seçimden hezimetle çıkan, CHP olmasa baraj altı kalacak olan bir partinin genel başkanı siyaseten sıkışınca “istifa”  resti çekmiştir. Şimdi de 72 saatlik süre istemiş. Üç il başkanının kendisini Akşener’in penceresine zincirlemesi de siyasi fantezi.

Üç partilinin sözleri ile öfke krizine giren Meral hanım devletler arası problemde ne yapacaktı acaba? Hâl böyle iken Lütfü Türkkan “B planımız yok, Akşener genel başkanımız, bırakmayız, Haftada bir gelip Salı günleri mecliste konuşur” diyor.

Velhasıl, Akşener’in bir sözü bir sözünü tutmadığından, bir yere gitmeyecek.
Delege aday gösterecek, o da devam edecek.
***

TÜRKKAN: ERDOĞAN’DA MECLİSTE DEĞİL!!!???

Bu arada mecliste genel başkanı olmayan tek parti İP.

Koray Aydın ne demiş, “aldığı sonucu kabul edemeyen bir liderin yaptığı demokratik bir çıkış hamlesidir.” Çıkış, tekrar seçilmek midir?

Lütfü Türkkan’ın verdiği örnek de evlere şenlik. “AKP’nin de mecliste genel başkanı yok.” Kaprisli Akşener’in, böyle meclis başkan vekili var. Kıble belirlemek için toplandılar, yönleri daha da şaştı.

“Madam” kelimesine kızmış gibi öfkelenen İP genel başkanı aslında, “başarısız bulunması ve HDP ile ilgili davranışına” cevap veremeyince “kurultay ve istifa” dedi. Oysaki madam denilmesinin üzerinden 11 gün geçmişti.

Akşener tekrar seçilebilir fakat seçmen nezdinde kaybedilen prestiji toparlanmaz. “Yan cebime koy” kurultayı partinin dağılmasını sadece geciktirebilir. Şu saatten sonra Haydar Baş’ın BTP’si gibi olurlar ancak.

***

YÖK-YÜKSEK ÖĞRENİM KURUMU

Bir konuda görüşmek için aradığın telin ucundaki görevli, 0.850..ile başlayan hattı aramanızı söylüyor. O hattı yanılıp aradığınızda bildiğiniz çağrı merkezi gibi durumla karşılaşıyorsunuz ve zaten sorduğunuz soruya cevap veremiyorlar. “Mahkemeye verin” diyende oluyormuş. Kazanılmış hakkı için öğrenci mahkeme kapısında mı sürünecek?

Şikayetler giderek artıyor. 5143 Sayılı öğrenci affından sonra tek yetkili YÖK olmalıyken, her üniversite farklı takvim uygulayıp kafasına göre takılıp af mağdurlarını afzede haline getirmeye kararlı gibi.

Öğrenci yazmış. “Af kanunundaki kazanılmış hakka göre İstanbul Üniversitesine yatay geçiş yapma hakkımı kullanacağım, Uludağ Üniversitesi “18 Eylüle kadar bekle, diyor”muş. Neye binaen? Af kanununda, önkayıt mı var? Yok. Yatay geçiş yapmak içinde İstanbul Üniversitesinde son tarih 1-10 Ağustos arasıymış.

Niye böyle kanuna muhalif davranılıyor sorusunun cevabı “senato o kararı aldı”ymış. Önce kanunu okusalarmış bari. 18 Eylül tarihi, aftan yararlanmak isteyenler için son gün. Mesela, 20 Haziranda belgesini teslim edenlerin bekletileceği gün değil.

YÖK’ün üniversitelere yolladığı genelgeye bakarsanız, Uludağ Üniversitesinin 18 Eylüle kadar niye beklediğini anlamanız zor. Kanunda sanki ön kayıt yapın denmiş gibi kesin kayıt yapmayıp, 18 Eylülü bekletiyorlar.

Ege Üniversitesi de yatay geçiş için 18 Eylül sonrasını baz almış. Her Üniversite kafasına göre takılırken, YÖK tek yetkili olmakla birlikte ne takvim yayınlayıp olaya el koyuyor, ne de “olup biteni takip ediyor?”

YÖK’te konuşmaya çalıştığınız yetkililerde “konuşmak günah gibi” derhal başka birime bağlıyor gibi yapıp başından savıyor. Ülkenin her kurumu baştan aşağı elden geçmeli.

25 Temmuz 2018- İstanbul


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder