Yatıp
kalkıp İyi Parti vukuatları ile uğraşıyoruz. İstifa edenler, hiç umulmadık
kelli felli kişilerin Akşener’e övgüler düzmesi, partinin %9, Akşener’in %7
almasını hepsini Akşener aldı, aslında alınan oy oranı %17 denmesini
şaşkınlıkla seyrediyoruz.
PKK partisi güzellemesine ses
çıkarmayan, İP’e oy isteyen S.Somuncuoğlu, B.Ercilasun, N.Gürgür İ.Öksüz gibi
benzeri adların “ne olur geri dön” yakarışlarını da ibretle seyrediyoruz. “MHP iktidar olamıyor, Bahçeli salıdan
salıya sadece konuşuyor” diyen bu zevat ve İyi parti gazetesi Yeniçağcıların
Akşener’in vekil olmamasını, Cumhurbaşkanı olacağım derken nal toplamasını, ‘otum
yerine m.kum demesini, HDP’ye “Kürt siyasi hareketi” hitabını görmezden gelip
“meclise giremedi ama olsun salı günleri hitap eder” demelerindeki rezalete yutkunuyor
millet.
MHP iktidar olmuyorsa müsebbipleri bir
tarihte Ankara’ya konuşlanmış, ülkücü, Türk Milliyetçisi adı ile meşhurlamış bu
tipler işte. Bizler de Anadolu’da onları sevdik, saydık, kusura bakmasınlar
madah bir şey sandık. Şunu yazmış, bunu demiş diye duymayana duyurduk.
Bilhassa
Türk Ocakları zeminini ele geçirmiş bir kesimin, dışarıdan kumanda fikirlere
açık duruşları, rahmetli başbuğun vefatından beş yıl öncesinde başlatılan MHP’yi
ele geçirme faaliyetini biliyoruz. Cemaat unsurlarının virüs gibi sardığı yeri
yok ettiğini bilen önce rahmetli Türkeş akabinde Bahçeli’nin onlara mesafeli
duruşunu gördük. Yerden göğe haklılarmış.
Adlarını
saydığım, sayamadığım nicesi ile bırakın yol yürümeyi, WC’ye gidilmezmiş.
Profesörüz,
bilim insanıyız, yedi düvel leb demeden leblebiyi anlarız diyen bir kesin bugün
görülüyor ki milli reflekslerini kaybetmiş şekilde, statülerinin yerle bir
olmasına aldırmadan “eşit vatandaşlık- Kürt sorununda kırmızı çizgi olmaz”
diyen CHP’nin içinde olduğu ittifaka oy atabildiler. Hem oy attılar- sizde atın
dediler, hem de 15 Temmuz öncesinde kalmış hataları öne sürüp “AKP’de yapmıştı”
diyebildiler.
Saçları
sakalları ağarmış, bir ayakları çukurda bu ekip günlerdir “ne olursun gel”i
terennüm ediyor. Gerek parti olarak, gerek yöneticileri olarak ve gerekse İP’in
akil insanları olarak yüzleri dahi kızarmıyor.
“Meral hanım olmazsa bizde yokuz”
diyorlar, B planları yok. Takılmışlar Akşener’in peşine, onun abuk subuk
laflarını bile yüceltiyorlar. Kaprisle “kurultay çağrısı” yapmasını da
“demokratik davranışına” bağlıyorlar.
Tüm bu
kepaze şeylerden sonra daha utanç vericisi oluyor tabi. “Dönmez” denilen Akşener
“pazartesi döneceğim” diyor. Tencere kapak misali tam da birbirlerini
bulmuşlar. Karakterden tutun, tıynete kadar. Bir yastıkta kocasınlar, Ülkücüler
de şükretsinler ki bunlardan kurtuldular.
Siyasete kadın eli değdi dedikleri
demek böyle bir rezaletmiş.
Gelin almaya gider gibi lider almaya
gittiler.
***
AYTUN ÇIRAY’IN
DÜNYA’DAN HABERİ YOK
Atatürk’ün
“Beyaz Zambaklar ülkesinde” adlı kitabı tavsiye ettiğini söyleyerek “Büyük
devlet ve refah içinde millet hamasetle değil, dayanışma ve haysiyetli aydınların
öncülüğünde olunuyor” demiş Aytun Çıray.
Finlandiya, yüzyıllarca İsveç’in,
yüz yıl kadar Rusya’nın sömürgesi olduktan sonra şu anda bile Brüksel’in ve
dahi İsveç’in güdümünde bir ülkedir.
PKK
cirit atmaktadır. İnsanları yüksek sesle konuşmaya dahi çekinirler. Aytun
Çıray, Finlandiya’yı büyük devlet ilan etmeden önce, iki haftalık bir seyahat
yapıp, işleyişi görmeliydi. Tepeden dolma akılla konuşmakla bir yere varılmıyor.
Finliler sömürge günlerinin
psikolojisini üzerlerinden atmak için, millileşmek için büyük çaba harcıyor
olsalar da, vahşi batının baskısı altında fazla yol almaları zor. Kitaplardaki
hayallerle de bir yere varılmıyor.
5,5
milyon nüfusa sahip Finlandiya’da, nüfusun %94’ü Fin, %6’sı İsveç kökenli
olmakla birlikte, sömürge dönemine atıf gibi Fince-İsveççe resmi dillerdir.
Finlandiya’nın
başkenti Turku iken, (Finler Asya’dan göçüp, Türklerle bağı olduğu kabul
edildiğinden) Turku’nun Türkleri hatırlattığı düşüncesiyle, Finlandiya’nın
başkenti İsveç kralı tarafından Helsinki yapılmıştır.
Finlandiya
deyince F.Gülen’in geçtiğimiz 10 Nisan’da Finlandiya devlet resmi kanalına
verdiği röportaj aklıma geldi. “Darbe girişimin içinin boş olduğunu ve kendisi
ile ilgisi olmadığını” söylemiştir. Finlandiya’da FETÖ okulu var mı,
var elbette.
Fin halkını sevdiğim, çok
milliyetperver ve bize çok yakın olduğunu bilmekle birlikte, ne yazık ki fason
bir devlet halindeler halâ. Irkçı batının tasallutundalar.
29 Temmuz
2018- İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder