CHP’de yer
yerinden oynuyor. Kumpas sonrası CHP genel başkanı olan Kemal Bey ise kanının
son damlasına kadar direnmeyi seçmiş gibi.
Ne yani
“buyur genel başkanlığı al mı desin” diyenler var. Lakin iki laflarının biri
“koltuğa yapışmadık, delege iradesi, parti içi demokrasi” diyen CHP’lilerin
kendileri. O kadar ki FETÖ kontrolünde MHP işgal edilmek istendiği sırada, “ne
var yani yapıverin kurultayı” diyorlardı.
Halk.tv
kapılarını sonuna kadar açıp, MHP’ye taciz ateşi açılan cephedir. CHP’li
belediyelerin imkânlarından MHP’deki sözde muhalifleri yararlandıran yine bu
CHP’liler. MHP’de kurultay kararı veren hâkimler FETÖ bağlantılı çıktığı halde,
CHP’nin günah dahi çıkarmıyor.
Neyse efendim, şu anda konu CHP’de son
birkaç yıldır süre gelen taht kavgaları. Kimin eli kimin cebinde belirsiz.
Ortada ki gerçek ise CHP’nin raydan çıktığı. Devleti kuran “milli, devletçi”
CHP’nin okları gitmiş, yerine Soros’un ışın kılıçları gelmiştir. Aynı şekilde
İyi Partiye de.
24
Haziran seçimine giderken “eşit vatandaşlık, yerel yönetimlerle ilgili yasal
düzenleme” sözü veren CHP’dir. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” ile rejim
değişti diyen CHP, seçim vaadi ile hem de değişemez denilen maddeleri
değiştirmeye, hem de devletin birliğine tuzruhu dökecek yasaları çıkarmayı vaat
etmiştir. Nedir o “üniter devlet” yerine çok uluslu, federal yapının inşası.
Tabanına,
millete “tek adamla rejim elden gidiyor” propagandası yapılarak, kendi
niyetlerini gizlemektedirler. O niyetin ne olduğunu kendileri alenen söylemiştir.
Bölgede
baraj altı bırakılan HDP, batıdan CHP oyları ile meclise sokulmuştur. Gerisi
hikâye. “Türkiye’yi bölüp üzerine Kürdistan kurmaktan bahsedenlerle CHP’nin el
birliğine demokratik adım” demek mümkün müdür?
Demek istediğim CHP tabanı oyalanmaktadır,
ortada büyük bir tiyatro vardır. CHP nasıl milli olup millete ulaşır değil, kim
daha mandacı ise genel başkan o olsun tartışması yaşanmaktadır adeta.
Velhasıl CHP, Türkiye’yi yönetsin
diye cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Muharrem İnce CHP’nin başına geçmesin
savaşı vererek tarihe geçiyor.
***
SEVİYE YERLERDE
Habertürk’te
dile getirilen “CHP’de gizli bir karar merkezi var. Bu karar merkezi CHP 'nin
dışında bir oluşum. Biz de kim olduklarını bilmiyoruz. Kemal Bey orada alınan
kararları MYK’ya getiriyor” iddiasının ardından, iki gazeteci ile CHP’li vekil
Tuncay Özkan birbirine girdi. Mahkeme tehdidi havalarda uçuştu.
Tabii
şöyle bir durum var, Halk.tv’den Şaban Sevinç’in “duydum” dediği konuda tek
şahit kulakları ise, Özkan’ın mahkeme tehdidi oradan kaynaklanıyor diyebiliriz.
CHP girdiği sancılı süreçten ne
Muharrem İnce ile kurtulur, ne de K.Kılıçdaroğlu ile? Deniz Baykal’ı birçok
yönden eleştirseler de en azından, CHP’nin DNA’sı ile oynanamamıştı. İşleri
Allah’a kaldı şu saatten sonra
***
KAPRİS KURULTAYI VE
İMECE
Meral
hanımın eteğine yapışmış bir sürü adam “geri dön” terennümünü bitirdikten sonra
CHP’ye bakıp hallerine şükrediyorlar. İki defa istifa etmiş vazgeçirilmiş
Akşener ile nasıl bir siyasi gelecek hayal ediyorlar anlamaya çalışıyoruz. Ve parti ayakta dursun diye kim ne kadar
imeceye katkı sağlamış açıklasınlar da öğrenelim, meraktayız
***
“Hakkari’nin
Yüksekova ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarınca daha önceden yola
tuzaklanmış El Yapımı Patlayıcının (EYP) infilak etmesi sonucu bir askeri
personelin eşi hayatını kaybederken, 11 aylık bebeği ise ağır yaralandı.”
- PKK PARTİSİNİ MECLİSE SOKMAK İÇİN EMEK SARF EDEN HERKESİ ALLAH
NASIL BİLİYORSA ÖYLE YAPSIN.
31
Temmuz 2018 - İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder