Bu kadar
komplo teorisinin havada uçuştuğu bir devlet, bu kadar politize olmuş millet
Dünyada yoktur. Bunun altında yatan sebep Türklerin “vatan” hassasiyeti. Her
şeysiz olabilirler, vatansız asla. Söylediğim menfaatle kirlenmemiş
insanlarımızı ilgilendiriyor.
Ülkücüleri
ırksal, dinsel akla gelen her türlü kavram üzerinden bölücü ilan ediyorlar.
Çünkü yedi düvelin işine gelmiyor. Oysaki aziz vatanın birliği için mücadele
eden Diyarbakırlı ise de başımızın tacıdır, Manisa dağ köylüsü de.
Türkiye 15 Temmuz gibi yeni bir
işgal hareketini kırdığı günden beri, yedi düvel vaz geçmeyip hem yeni cephe
açıyor, hem de onları tahkim ediyor. Gözünü toprak doyuracağı belli bir avuç
hain evlatsa, onların gönüllü piyonu.
Bunları
anlatma sebebim, HDP’nin Doğu-Güney Doğu Anadolu’da baraj altı kalması. Bölge
insanı, PKK’ya tavır almış durumda. Bir sebebi PKK ile can güvenlikleri yoktu,
diğeri de aynı İstiklal savaşında olduğu gibi bölge insanı Türkiye’nin
birliğinden yana ağırlığını koydu.
Tarihe
dönersek:“Osmanlı gücünü kaybettikten itibaren, hâkim olan İngiliz siyaseti
kontrolünde kurulan 'Kürt Teal-i Cemiyeti' ve uzantıları ile Doğu Anadolu'da
'Kürdistan' kurma çalışması başladı. Aynen günümüz PKK/BDP'si gibi.
"Kendilerini
Kürt davasının tek temsilcisi sayan cemiyet üyeleri, İstanbul'da bulunan
İngiliz, Fransız, Amerikan komisyon üyelerini ziyaretle isteklerde bulundular.
4 Ağustos 1919'da Amerikan heyetiyle İstanbul'da Seyit Abdülkadir başkanlığında
görüşen cemiyet üyeleri; "Kürdistan hudutlarının gösterildiği bir haritayı
vererek denize de bir çıkışlarının bulunmasını istediler.
Amerikan
Komiserinin Kürdistanın büyük bir kısmını içine alan Ermenistan Devleti'nin
kurulmasına karar verildiğini söylemesi üzerine kızan Bediüzzaman Said Nursi
cevaben; "Kürdistan eğer deniz sahilinde olsaydı harp gemilerinizle belki
bu kararı tatbik edebilirdiniz. Fakat Kürdistan dağlarına gemileriniz çıkamaz
bu kararınız da uygulanamaz." dedi. Tartıştılar, Amerikan komiseri
toplantıyı sona erdirdi.“(1)
Seyid Abdülkadir’in “bağımsız Kürt
Devleti” amacını, Türklerle birlikte Doğu Anadolu’daki vilayetlerde yaşayan
halk da reddetmiştir.
Neredeyse 100 yıl sonra eski bir
filmin, yeni senaryosu karşımızda. Tek farkla; Doğu-Güney Doğu bölücü partiye
yine sırtını dönerken, “Millet İttifakı” adı altındaki partiler, PKK partisini
meclise soktu.
***
ENGİN ARDIÇ VE SABAH
GAZETESİ
Ne 24
Haziran öncesi dur durak bildiler, ne de sonrası. Cumhur İttifakını iki lider
titizlikle korurken, kafa çıkarıp sürekli taciz ateşi açtılar. Tek tek her
birini o köşelere kim yerleştirdi ya da ellemedi baksanız, çapanoğlu çıkacak
işin içinden.
Şimdi
siz Engin Ardıç gibi bir dangalağı, geçen hafta yaptığı kütüklük için
uyarmazsanız ardından sıra elbette daha yeni seçim kazanmış Erdoğan’ın ardından
kim gelecek diye fitne satırlarını yayınlarsınız. Yazıdan anlıyoruz ki Nagehan
Alçı’da aynı kafada. “Erdoğansız AKP Cemaatinin” müritleri her yerde.
***
ARİF ŞİRİN
Biz
zamanlar ülkücü camianın ozanı iken, 24 Haziran öncesi “pes etmeyin” diye
CHP-İP-SP ittifakını uyaran Ozan Arif’i de kutluyorum. Millet İttifakına hep
birlikte yüklenip, PKK partisine baraj aşırttılar. Kandil’in ozanı oldu
diyeceğim, Kandil yerle bir olmak üzere, en iyisi HDP gecelerinde boy göstersin
şalvarını giyip.
***
GÜNEY - DOĞUDAKİ
SEÇMEN
Güvenlik
probleminin devam ettiği söylenmişti, bazı yerlerdeki sonuçlardan da o tahlil
doğru çıktı. Batıdan gelen oy olmasa, HDP baraj altı kalacaktı. Normalleşeceği
düşünülen yerler bir müddet daha çıban başı olmayı sürdürecek.
İnsanların
konuşmaya korktuğu söyleniyor. Hakkari’de 2 kişinin infaz edildiği düşünülürse,
ne dediğim daha iyi anlaşılır. Tekrar helal olsun size CHP-İyi Parti ve
SP’liler. Devlet Kandil’i PKK’ya dar ederken, siz oylarınızla bölgede alan
açtınız onlara. “Açılım, Oslo, Habur..” diyorsunuz değil mi? Onlar çok büyük
hataydı haklısınız. Peki sizin yediğiniz
nane ne olacak?
Kaynak: (1) SUZEP-Selçuk Üniversitesi
Uzaktan Eğitim Programı/ rohat a.g.e. S 54)
2 Temmuz 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder