Sonra
bir araya gelip sırıtıyorlar. İki Soros projesi parti lideri, 16 Nisanda
kaybetmekle birlikte sanki zafer kazanmış komutan gibi geziyorlar. Yüzsüzlük
had safhada.
Gelmiş
geçmiş en büyük hıyaneti yani “Kürt özerkliğini” tanıyacaklarını sıradan seçim
vaadi gibi sunuyorlar. Sorosçu TESEV’in 183 nolu kurucu üyesi Kemal
Kılıçdaroğlu ve partisinin her yanından FETÖ’cü dökülen Meral Akşener aynı
yoldalar. “Millet İttifakı” adı ile kurulan seçim birliğinin adı bile “Cumhur
İttifakı” ile paralel.
CIA yani
FETÖ bunu hep yapıyor. Ele geçirilemeyen bir parti, dernek, sendika, seçim
ittifakını köreltmek, yok etmek için “eş-paralel ad” takıp benzerini kurup,
milleti oraya yönlendirmeye çalışıyor. Nasıl? Bunun için medya, Internet ağı
üzerindeki casus şebeke ağları, facebook, Twitter, Google, çeşitli internet
siteleri kullanılıyor.
Yalan
haberin çeşitli versiyonları boca ediliyor.
Sorosun
kirli yüzleri bin kat makyajla sahaya sürülüyor.
***
FB
SEÇİMİ, SOROS’UN ZAFERİDİR
FB’yi
ele geçirmek isteyen FETÖ’ye direndiği için bir yıl hapiste yatan Aziz
Yıldırım, sosyal medyaya yenildi. İnsanlar algı ile esir alınıyor. FB’li
değilim, aslında futbol ile ilgim yok. Son bir yıldır, sosyal medya üzerinden
Yıldırım’a başlatılan hücumu görmüştüm.
Gezi
olaylarında Taksim’de Divan Otelini ne olduğunu bilmeden isyan eden o insanlara
açan Ali Koç, olayı Soros’un planladığını bilmiyor muydu? Pekalâ, biliyordu.
Destekledi. Üstelik Gezi olaylarında o insanlara durmadan biber gazı sıkan
polis şeflerinin de FETÖ’den görevden uzaklaştırıldığını da dip not olarak
vereyim.
Kazanınca
yaptığı açıklama ise “yargıyı etkileme, devleti tehdit.” Fenerbahçe camiası ile
ülke genelini karıştırırım diyor. Şimdi bu Ali Koç niye FB’nin başına geldi?
Derdi şampiyonluk mudur, FB gibi bir kitleyi devlete karşı kışkırtmak mıdır?
(1)
“Yargıdan
istediğimiz gibi karar çıkmazsa” diyor. FB’nin bir nolu adamının hali böyle
işte. Sosyal medya gerçeği yendi, kendi prensini başa geçirdi. Halâ anlamayana
“Soros budur, insanın iradesini esir alıp, yönlendirir.
***
24
HAZİRAN YAKLAŞIRKEN
Türkiyeyi
15 Temmuzda ele geçiremeyenler, ekonomik olarak çökertmeye uğraşıyor. Yıllardır
terör sopası ile kanalize etmek yetmedi, siyasi figürlerini yollara düşürüp
insanlarımızı kandırmaya çalışıyorlar.
Daha
önce gördüğümüz, uçurumun kenarından döndüğümüz tehlikeli bir filmin yeni
versiyonunda başrol Akşener ve Kılıçdaroğlu’na ait. Yardımcı oyuncu Muharrem
İnce. Bir şey sanıyordu belki CHP tabanı, FETÖ dershanesinde çalışmış, onlara
bulaşmış birinden “aday olmamalı” düşüncemde yanıltmadı. “Kürt sorununu kırmızı
çizgiler olmadan çözelim” dedi.
“Kırmızı
çizgi” dediği ise ülkenin birliği. Ülkenin birliğini düşünmeden “PKK ne
istiyorsa verecekmişiz.” Oldu Muharrem İnce oldu. Lakin; aziz vatanı haraç
mezat kumar masasında, içki sohbetinde kazanmış değiliz ki “verelim gitsin.”
***
YÜRÜYEN EGOLAR
Bazı
insanlar bu devletin ekmeğini yiyip suyunu içerek, nasıl böyle savruldular?
Para,
gelecek, şan şöhret her şey midir?
Ya da
kapana hangi sebeple kısıldılar?”
Nasıl
olup da “yerel yönetimlere özerklik- eşit vatandaşlık” diyebiliyorlar?
Ve nasıl
olup da bu hıyanet vaatlerinden sonra bunlar hakkında köşelerinde olumlu satır
yazabiliyor ve vekil olacağım diye peşlerinde koşuyorlar?
Bu kadar
mı kaybettiler kendilerini?
***
DOĞAN
HABER AJANSI AKŞENER MİTİNGLERİNİ CANLI VERİYOR
4 Haziranda Akşener Çankırı’da ona
buna kızıp meydan okurken, meydanda toplamda bin kişi yokken Doğan haber ajansı
aracılığı ile canlı yayın yapılıyordu. Başka partilere ait canlı yayını var mı DHA’nın.
Burada
sanılmasın ki Akşener’in mitinginin gösterimine karşıyım. Keşke saçma sapan
laflarını, tutarsızlıkları halk duysa. Keşke bir vatandaş çıkıp da “yerel
yönetimlere niye özerklik veriyorsunuz diye sorsa? Ali Kemaller sormuyor,
millet sorsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder